Blogda Ara

12 Ocak 2016

Türkler; ya dininiz ya diliniz dediler

Mıyekuape Türkiyeli kaynar.

Mıyekuapede pek çoğunuzun sandığından daha fazla sayıda Türkiyeli yaşar.

Türkiye doğumlu olup vatanına dönüp yerleşmiş olan Çerkeslerin sayısını aşan miktarda Türkiye kökenli insan bu kentte ikame eder.

Aralarında Türkçeyi unutmamış olanları da azımsanmayacak sayıdadır.

***


Mıyekuapede Türkiye kökenlilerin toplu olarak en kalabalık halde yaşadıkları yer Gaverdovski isimli, kentin bir-iki kilometre yakınındaki yerleşkedir.


Buraya ne zaman geldiler, yerleştiler bilmiyorum ama tahminime göre Karslılar, yada işte o bölgedenler.

Hiç kaybetmeden konuştukları şive niyeyse bana o bölgeyi hatırlatıyor. Geldikleri yörenin şivesini taşımakla birlikte türkçeleri iyidir.

Rumlardan bahsediyorum....

Kendi dillerini ise hiç bilmiyorlar. Hava hoş Adıge devletinin verdiği destekle okullarında Rumca öğrenebiliyorlar. İşin doğrusu öğretmen bulup bulamadıklarına çokta emin değilim.

***


Kendi dillerini bilmiyor olmaları, sanıyorum onlarda ‘bunu savunma –izah etme’ zorunluluğu da doğurmuş.


Buraya yerleşmelerinin üzerinden ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Şimdiki nesilleri ilk yerleşenlerden değil.

Hiç şüphe duymadan, gayet inanarak bu konuda şunu söylerler;

‘-Türkler bize ya dininiz ya diliniz’ demişti. ‘Bizde dinimizi seçtik, atalarımız dinlerine bağlılarmış, bu yüzden dilimizi unuttuk’

Onlara hiç bir şey diyemezsiniz.

Halbuki bu doğru değildir. Onların göç ettiği dönemlerin Osmanlısı-Türkiyesi  ‘Ya dininiz, ya diliniz?’ demezdi.

Deseydi ülkedeki diğer Rumlara demezmiydi...

Uzun lafın kısası asimile oldular.

Geriye kalan ulusal bilinçleri bu asimiledeki kendi paylarından tamamen sıyrılmak için sanıyorum yukarıdaki öz savunma mekanizmasını geliştirdi.

Pşıze fotlırınde (Krasnodar Eyaletinde), Abhazyada  vb çeşitli yerlerde Türkiyeli Rumlar, Ermeniler yaşıyor.

Onlar arasından tanıdığım hiç bir kimseden Mıyekuape’li Rumların söylemine benzer bir şey duymadım.

Bizim Rumlar böyle bir öz savunma mekanizması geliştirmişler. Vicdanları son derece rahat, dinlerini korumak için dillerini kurban etmişler, bu onurlu bir duruşun  göstergesi değilmidir.

***

Türkiyede yaşayan Çerkes arkadaşlarımız zaman zaman buraya yerleşmiş olan bazı arkadaşlarımızın söylemlerinden rahatsız olduklarını belirtiyorlar.


Lütfen kusurlarına bakmayın. Mıyekuapenin havasından suyundan herhalde.

Kendi asimile olmuşluklarında suçu tamamıyle başkasına atma eğilimi gösteriyorlar.

Türkiyeyi ve Türkiyede yaşayan Çerkesleri aklın almayacağı oranda suçlamak ihtiyacı hissediyorlar.

Asimile oldun be... Dili o yüzden akıcı konuşamıyorsun.

Yani Türkler derimizi yüzmüyorlardı.

Ama ne hikmetse Türkiyeden gelen turist bile  yeterli iletişimi kuramadığını gördüğünde, dili yetmediğinde hemen ‘-Тыркухэм тшъо тырахыщтыгъ – Türkler derimizi yüzüyorlardı’ demeye başlar.

***

Bu bir rahatsızlık, hoş karşılanabilecek, sebepleri anlaşılabilecek bir rahatsızlık.

Bunun tedavisi, ortadan kaldırılması için bir adaptasyon merkezi oluşturulmalıydı, beceremedik.

Bizim adaptasyona yönelik oluşturabildiğimiz her hangi bir yapı varsa şimdilik sadece evrak işlerinde yardımcı olmaktan öteye geçemiyor.

Bu yüzden lütfen böylesi şeyler duyduğunuzda, 'bunlar satılmış, kendilerini maaşa bağlatmışlar' gibi şeyler aklınıza gelmesin.   

Ama unutmayın, pek çoğunuzun, vatana döndüğünde aynı psikolojik durumla karşılaşma ihtimali var.

Laf aramızda eğer bu sıkıntıyı yakın bir tarihte sağlıklı olarak aşacak mekanizma oluşturamazsak bizden sonraki nesillerde Mıyekuapenin Rumları gibi ‘-Ama Türkler Çerkesçe konuşanın derisini yüzüyordu’ benzeri masallara inanacaklar.

AÇUMIJ Hilmi