Mıyekuape
Türkiyeli kaynar.
Mıyekuapede pek
çoğunuzun sandığından daha fazla sayıda Türkiyeli yaşar.
Türkiye doğumlu
olup vatanına dönüp yerleşmiş olan Çerkeslerin sayısını aşan miktarda Türkiye
kökenli insan bu kentte ikame eder.
Aralarında Türkçeyi
unutmamış olanları da azımsanmayacak sayıdadır.
***
Mıyekuapede Türkiye kökenlilerin toplu olarak en kalabalık halde yaşadıkları
yer Gaverdovski isimli, kentin bir-iki kilometre yakınındaki yerleşkedir.
Buraya ne zaman
geldiler, yerleştiler bilmiyorum ama tahminime göre Karslılar, yada işte o bölgedenler.
Hiç kaybetmeden
konuştukları şive niyeyse bana o bölgeyi hatırlatıyor. Geldikleri yörenin
şivesini taşımakla birlikte türkçeleri iyidir.
Rumlardan
bahsediyorum....
Kendi dillerini
ise hiç bilmiyorlar. Hava hoş Adıge devletinin verdiği destekle okullarında
Rumca öğrenebiliyorlar. İşin doğrusu öğretmen bulup bulamadıklarına çokta emin
değilim.
***
Kendi dillerini bilmiyor olmaları, sanıyorum onlarda ‘bunu savunma –izah etme’
zorunluluğu da doğurmuş.
Buraya
yerleşmelerinin üzerinden ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Şimdiki nesilleri ilk
yerleşenlerden değil.
Hiç şüphe
duymadan, gayet inanarak bu konuda şunu söylerler;
‘-Türkler bize ya
dininiz ya diliniz’ demişti. ‘Bizde dinimizi seçtik, atalarımız dinlerine
bağlılarmış, bu yüzden dilimizi unuttuk’
Onlara hiç bir şey
diyemezsiniz.
Halbuki bu doğru
değildir. Onların göç ettiği dönemlerin Osmanlısı-Türkiyesi ‘Ya dininiz, ya diliniz?’ demezdi.
Deseydi ülkedeki
diğer Rumlara demezmiydi...
Uzun lafın kısası
asimile oldular.
Geriye kalan
ulusal bilinçleri bu asimiledeki kendi paylarından tamamen sıyrılmak için
sanıyorum yukarıdaki öz savunma mekanizmasını geliştirdi.
Pşıze fotlırınde
(Krasnodar Eyaletinde), Abhazyada vb
çeşitli yerlerde Türkiyeli Rumlar, Ermeniler yaşıyor.
Onlar arasından
tanıdığım hiç bir kimseden Mıyekuape’li Rumların söylemine benzer bir şey
duymadım.
Bizim Rumlar
böyle bir öz savunma mekanizması geliştirmişler. Vicdanları son derece rahat,
dinlerini korumak için dillerini kurban etmişler, bu onurlu bir duruşun göstergesi değilmidir.
***
Türkiyede yaşayan Çerkes arkadaşlarımız zaman zaman buraya yerleşmiş olan bazı
arkadaşlarımızın söylemlerinden rahatsız olduklarını belirtiyorlar.
Lütfen
kusurlarına bakmayın. Mıyekuapenin havasından suyundan herhalde.
Kendi asimile
olmuşluklarında suçu tamamıyle başkasına atma eğilimi gösteriyorlar.
Türkiyeyi ve
Türkiyede yaşayan Çerkesleri aklın almayacağı oranda suçlamak ihtiyacı
hissediyorlar.
Asimile oldun
be... Dili o yüzden akıcı konuşamıyorsun.
Yani Türkler derimizi
yüzmüyorlardı.
Ama ne hikmetse
Türkiyeden gelen turist bile yeterli
iletişimi kuramadığını gördüğünde, dili yetmediğinde hemen ‘-Тыркухэм тшъо
тырахыщтыгъ – Türkler derimizi yüzüyorlardı’ demeye başlar.
***
Bu bir
rahatsızlık, hoş karşılanabilecek, sebepleri anlaşılabilecek bir rahatsızlık.
Bunun tedavisi,
ortadan kaldırılması için bir adaptasyon merkezi oluşturulmalıydı, beceremedik.
Bizim adaptasyona
yönelik oluşturabildiğimiz her hangi bir yapı varsa şimdilik sadece evrak
işlerinde yardımcı olmaktan öteye geçemiyor.
Bu yüzden lütfen
böylesi şeyler duyduğunuzda, 'bunlar satılmış, kendilerini maaşa bağlatmışlar' gibi şeyler aklınıza gelmesin.
Ama unutmayın,
pek çoğunuzun, vatana döndüğünde aynı psikolojik durumla karşılaşma ihtimali
var.
Laf aramızda eğer
bu sıkıntıyı yakın bir tarihte sağlıklı olarak aşacak mekanizma oluşturamazsak
bizden sonraki nesillerde Mıyekuapenin Rumları gibi ‘-Ama Türkler Çerkesçe
konuşanın derisini yüzüyordu’ benzeri masallara inanacaklar.
AÇUMIJ Hilmi