Malum,
bazen iyi gördüğümüz
şeylerin arkasındaki kötü yanlar daha fazla
olabilir.
Tam
tersine bazen de kötü gördüğümüz şeylerin iyi yanları çok daha
fazla olur...
Asimilasyonun
etkisinin az hissedildiği günler...
Nostaljik geliyor hepinize, hepimize...
Halbuki özlemle
andığımız o zamanlarda gerçekte ülke içindeki konumumuz GERİYDİ...
Geriydik...
Yaşadığımız
ülkenin dilini dahi adam gibi bilmeyen bir toplumduk...
Mal
varlıklarımız komik sayılabilecek
miktarlardaydı...
Zenginimiz
yoktu...
***
Birde bu
güne bakın...
Tüm
diaspora tarihimiz boyunca gerçekte son
20 yıl içerisinde yaşadığımız ülkede edindiğimiz yer kadar hiç bir zaman varlık sahibi olmadık .
Artık
kentlilerimiz var...
Kentlerde
doğan 20-25 yaşlarında çocuklarımız var...
Şehirde, karnını doyuracağı ekmekle başını sokacağı dam haricinde kaygıları olmaya başlayan
nesillerimiz var.
Türkiye’yi ‘gerçekten’
kültürü ve oluşturduğu maddi birikimi ile toplumca tanımaya başladık...
Artık
aklımıza türk denildiğinde, yazın kabak-mısır
peşinde koşan, kışınsa marul köklerini çatlamış elleri ile temizleyen manavlar
aklımıza gelmiyor.
Türk dediğimizde konar göçerlikten yeni sıyrılmış,
koyun peşinde koşan avşarlar da aklımıza gelmiyor...
***
Durumumuz
malum...
Abartmayın...
Toplumumuzda
yeni dengeler ortaya çıkıyor-çıktı...
Bu dengelerin birbirleri ile ilişkileri bu
günlerde sağlam temele oturursa geleceğimiz daha berrak olur...
***
Artık, Türkiyeyi, çok isteselerde terk edemeyecek insanlarımız var..
A’dan Z’ye
ticaretleri Türkiyede olanlar, mahkemelerde, devlet dairelerinde koltuklar
işgal edenler...
Kentlerdeki
dev fabrikalara fason mal üreten o dev fabrikanın siparişi ile yaşayan
atölye-fabrikacık kırması tesisler vs. vs...
***
İşin
doğrusu tüm diaspora tarihimiz boyunca
olmadığı kadar Türkiyede yaşamanın (var olan) avantajlarına sahip bir kitlemiz oluşmaya başladı..
Onlar için
Türkiyenin terk edilmesi karlı değil...
Gerçekte bizim için de hatta vatanımızdaki cumhuriyetlerimiz için dahi bu karlı
değil...
Burada (vatanda) da bir
sürü (Türkiyeden gelmiş) insan görüyoruz..
İyi
eğitimli, doktor, mühendis, muhasib falan filan ne bileyim
işte Türkiyede olsa ağırlığı daha
fazla olacak kişi..
Burada kafe
önünde şakalaşılan dalga geçilen
kişilere dönüşenler...
***
Taş
yerinde ağırdır...
Şimdi, tüm
diaspora tarihimiz boyunca geliştirmek zorunda kaldığımız o 'romantik' dünya bakışını
değiştirmenin zamanı geldi..
Doğru
yol bu..
Doğruluğu yanısıra gerçekten faydalı olacak olan yol da
bu...
Taş yerinde
ağırdır...
Eğitiminizle,
birikiminizle YERİNİZİN NERESİ olduğunu en iyi siz bilirsiniz..
Yeriniz
Türkiye iken, Türkiyedeyken ağırlığınız
olacakken buralara gelip bizim veya buralı
insanların maskarası olmayın, hele hele oradayken ağırlığınızı (gerçekten ama gerçekten) halkınıza kullandıracaksanız hiç gelmeseniz de olur...
***
Yeri burası
olacaklara ise destek olunması gerekiyor...
Şimdiye
kadar aslında yeri burası olmayan diasporadan gelmişler burayı (vatanı) işgal
etti..
Çoğunun yeri
burası değil...
Burada çoğu
maskara oluyor, bir yaraya da melhem oldukları yok...
Doktorun
şivesi, avukatın ticareti, öğretmenin
sıva yaparken dillendirdiği ukalalıklar, muhasibin Rusyada geçerli olmayan ticari hesaplamaları hep maskara olunmasına vesile
oluyor..
Sağlıklı
bir gelişime de yol vermiyorlar...
***
Uzun
lafın kısası henüz Türkiyede yer edinmemiş olan, taş misali ağırlığını hissettireceği yere sahip olmamış
insanlarımıza destek olunmalı..
Burada
okuyacak öğrencilere gerçekten burs verilmeli, yüz öğrenci gönderileceğine
cebine cidden harçlığı konulacak burada
okuyup okumadığı denetlenecek gelecekte de ağırlığı olacak taş halini alacak on öğrenciye burs
sağlanmalı...
Liseyi
bitirmiş henüz iş bulamamış arkadaşlarımıza yol açılmalı...
Oh ne kadar çok şu yapılmalı bu
yapılmalı diye ukalalık içeren
şey söyledim.
Ama
beğenseniz de beğenmeseniz de durum bu..
***
Bu arada
bir doğruyu daha dillendireyim de, içim
rahatlasın...
Buraya geri
dönmüş olanlardan da beklediklerinizi bir silin atın...
Size
söyledim ya, Türkiyeden gördüğünüz ağırlığa sahip değiller..
Hemen hemen
her birisi arkasından bir şekilde dalga geçilen
maskaradan sayılan konumlardalar...
Bunun
sebebi ise (Türkiyedeyken sahip oldukları olabilecekleri ağırlığın) uzağında
olmaları....
Taş yerinde
ağırdır dedim ya, yerinin burası olmadığı belli olan insanlar...
***
Azizim
uzatmayayım...
Nasıl olur,
nasıl şekillenir bilmiyorum...
Türkiyeyi
terk etmelerinden üzüleceğimiz, milletimize türkiyeyi terk ettiklerinde fayda
sağlayamayacak ama gerçekten vatanını Çerkesyayı seven insanlarımız var.
İşte
onların imkanı ile, Türkiyede ağırlığını hissedeceği bir yere henüz sahip olamamış vatanseverlerin
vatanla buluşturulması için yollar oluşturulmalı..
Romantizmin cafcaflı rüyaları ile gözümüzü kandırmadan
Türkiyeyi terk etmemesi gereken insanlarımıza yol açacak dili oluşturmalıyız...
AÇUMIJ Hilmi
PS; Arkadaşlar yanılgıya da yol açmayayım, buradaki herkesin türkiyedeki ‘yerindeki’
ağırlığı burada bulamadığını da
sanmayın.
Tam tersine burada çeşitli pek çok sebepten dolayı gerçekte olan ağırlığından (çapından) daha geniş yer kaplayanlar da var...
Uzun lafın kısası çapı olmadan geniş yer kaplayanından gerçekteki çapının onda biri kadar burada yer bulamamışlar da var...
Ve bu verimli bir ortam oluşturmuyor... Bu yüzden gereğinden fazla vatanına dönmüş olanlara güvenmeyin, yapamayacakları şeyleri onlardan beklemeyin.