Blogda Ara

1 Mart 2017

TÜRKİYE ÖYLE LANK DİYE TERK EDİLEMEZ

Malum, bazen iyi gördüğümüz  şeylerin arkasındaki kötü yanlar daha  fazla  olabilir.

Tam tersine  bazen de kötü  gördüğümüz şeylerin iyi yanları çok  daha  fazla olur...

Asimilasyonun etkisinin az hissedildiği günler...

Nostaljik  geliyor hepinize, hepimize...

Halbuki özlemle andığımız  o  zamanlarda gerçekte ülke içindeki konumumuz GERİYDİ...

Geriydik...

Yaşadığımız ülkenin dilini dahi adam gibi bilmeyen bir toplumduk...

Mal varlıklarımız komik  sayılabilecek miktarlardaydı...

Zenginimiz yoktu...

***

Birde bu güne  bakın...

Tüm diaspora  tarihimiz boyunca gerçekte son 20 yıl içerisinde  yaşadığımız ülkede edindiğimiz yer kadar hiç bir zaman varlık sahibi olmadık .

Artık kentlilerimiz var...

Kentlerde doğan  20-25 yaşlarında çocuklarımız  var...

Şehirde, karnını  doyuracağı ekmekle başını sokacağı  dam haricinde kaygıları olmaya başlayan nesillerimiz var.

Türkiye’yi ‘gerçekten’ kültürü ve oluşturduğu maddi birikimi ile toplumca  tanımaya  başladık...

Artık aklımıza türk denildiğinde, yazın kabak-mısır  peşinde koşan, kışınsa marul köklerini çatlamış elleri ile temizleyen manavlar aklımıza gelmiyor.

Türk  dediğimizde konar göçerlikten yeni sıyrılmış, koyun peşinde koşan avşarlar da aklımıza gelmiyor...

 ***

Durumumuz malum...

Abartmayın...

Toplumumuzda yeni dengeler ortaya çıkıyor-çıktı...

Bu  dengelerin birbirleri ile ilişkileri bu günlerde sağlam temele oturursa geleceğimiz daha berrak olur...


***

Artık, Türkiyeyi, çok isteselerde terk edemeyecek insanlarımız var..

A’dan Z’ye ticaretleri Türkiyede olanlar, mahkemelerde, devlet dairelerinde koltuklar işgal edenler...

Kentlerdeki dev fabrikalara fason mal üreten o dev fabrikanın siparişi ile yaşayan atölye-fabrikacık kırması tesisler vs. vs...

***

İşin doğrusu tüm  diaspora tarihimiz boyunca olmadığı kadar Türkiyede yaşamanın (var olan) avantajlarına sahip bir kitlemiz oluşmaya  başladı..

Onlar için Türkiyenin  terk edilmesi karlı  değil...

Gerçekte bizim için de hatta vatanımızdaki cumhuriyetlerimiz için dahi bu karlı değil...

Burada (vatanda) da bir sürü (Türkiyeden gelmiş) insan görüyoruz..

İyi eğitimli, doktor, mühendis, muhasib falan filan ne bileyim işte  Türkiyede olsa ağırlığı  daha  fazla olacak kişi..

Burada kafe önünde şakalaşılan dalga  geçilen kişilere dönüşenler...

***

Taş yerinde  ağırdır...

Şimdi, tüm diaspora tarihimiz boyunca geliştirmek zorunda kaldığımız o 'romantik' dünya  bakışını  değiştirmenin zamanı geldi..

Doğru yol  bu..

Doğruluğu  yanısıra gerçekten faydalı olacak olan yol da bu...

Taş yerinde ağırdır...

Eğitiminizle, birikiminizle YERİNİZİN NERESİ olduğunu en iyi siz bilirsiniz..

Yeriniz Türkiye iken, Türkiyedeyken ağırlığınız  olacakken buralara gelip bizim veya buralı insanların  maskarası olmayın, hele hele oradayken ağırlığınızı (gerçekten ama gerçekten) halkınıza kullandıracaksanız hiç gelmeseniz de olur...

***

Kabul etseniz de etmesenizde gerçek  bu..

Yeri burası olacaklara ise destek olunması gerekiyor...

Şimdiye kadar aslında yeri burası olmayan diasporadan gelmişler burayı (vatanı) işgal etti..

Çoğunun yeri burası  değil...

Burada çoğu maskara oluyor, bir yaraya da melhem oldukları yok...

Doktorun şivesi, avukatın ticareti, öğretmenin  sıva yaparken dillendirdiği ukalalıklar, muhasibin Rusyada geçerli olmayan ticari hesaplamaları  hep maskara olunmasına  vesile oluyor..

Sağlıklı bir gelişime de  yol vermiyorlar...

***

Uzun lafın  kısası henüz Türkiyede yer  edinmemiş olan, taş misali ağırlığını  hissettireceği yere sahip olmamış insanlarımıza destek olunmalı..

Burada okuyacak öğrencilere gerçekten burs verilmeli, yüz öğrenci gönderileceğine cebine  cidden harçlığı konulacak burada okuyup okumadığı denetlenecek gelecekte de ağırlığı  olacak taş halini alacak on öğrenciye burs sağlanmalı...

Liseyi bitirmiş henüz iş bulamamış arkadaşlarımıza yol açılmalı...

Oh  ne kadar çok şu yapılmalı  bu  yapılmalı  diye ukalalık içeren şey söyledim.

Ama beğenseniz de beğenmeseniz de durum bu..

***

Bu arada bir doğruyu daha dillendireyim de, içim  rahatlasın...

Buraya geri dönmüş olanlardan da beklediklerinizi bir silin atın...

Size söyledim ya, Türkiyeden gördüğünüz ağırlığa sahip  değiller..

Hemen hemen her birisi arkasından  bir şekilde dalga  geçilen  maskaradan sayılan konumlardalar...

Bunun sebebi ise (Türkiyedeyken sahip oldukları olabilecekleri ağırlığın) uzağında olmaları....

Taş yerinde ağırdır dedim ya, yerinin burası olmadığı belli olan insanlar...

***

Azizim uzatmayayım...

Nasıl olur, nasıl şekillenir bilmiyorum...

Türkiyeyi terk etmelerinden üzüleceğimiz, milletimize türkiyeyi terk ettiklerinde fayda sağlayamayacak ama gerçekten vatanını Çerkesyayı seven insanlarımız var.

İşte onların  imkanı ile, Türkiyede  ağırlığını hissedeceği  bir yere henüz sahip olamamış vatanseverlerin vatanla buluşturulması için yollar oluşturulmalı..

Romantizmin  cafcaflı rüyaları ile gözümüzü kandırmadan Türkiyeyi terk etmemesi gereken insanlarımıza yol açacak dili oluşturmalıyız...

AÇUMIJ Hilmi

PS; Arkadaşlar yanılgıya da yol açmayayım, buradaki herkesin türkiyedeki ‘yerindeki’ ağırlığı burada bulamadığını  da sanmayın.

Tam tersine burada çeşitli  pek çok sebepten dolayı  gerçekte olan ağırlığından (çapından) daha geniş yer kaplayanlar da var...

Uzun lafın kısası  çapı  olmadan geniş yer kaplayanından  gerçekteki çapının onda biri kadar burada yer bulamamışlar da var...

Ve bu verimli bir ortam oluşturmuyor... Bu yüzden gereğinden fazla vatanına dönmüş olanlara güvenmeyin, yapamayacakları şeyleri onlardan beklemeyin.