Blogda Ara

16 Mart 2011

Çerkes, Abaza, Asetin Arkadaşlarıma!

Arkadaşlar, tüm içtenliğimle size bir çağrıda bulunmak istiyorum.

150 yıldır kapalı kapıların ardında, aramıza Kafkasyalı olmayan halkları sokmadığımız düğün derneklerde bir arada olageldik. 

Sürgünde, Türkiye’de 150 yıllık bir ilişki şekli aramızda gerçekleşti.

Şimdi 21. yüzyıldayız.

Tüm imkanlar farklılaştı. Artık haklarımızı elde etme anlamında ilerlemeler olduğunu görüyoruz.


Birbirimizi kaybetmeyelim.

Çünkü kaybetmek üzereyiz. Abaza’nın Asetin’in Çerkes’in kimler olduklarını hepimiz biliyoruz.

Lüzumsuz bir şekilde tüm bu halklara Çerkes demeye devam edenlerimiz bu halkların arsında aşılmaz uçurumlar inşa ediyorlar.

Çünkü yarın bu önümüzde büyük bir sorun olacak. 

Herkesi Çerkes olarak göstermeye çalışan insanlarımızın iyi niyetle böyle davrandıklarını varsaymak istiyorum.

Fakat bunun doğru olmadığını hepimiz biliyoruz. Yanlış bir şey üzerine yeni bir şeyler inşa etmeye çalıştığımız da doğru bir temele sahip olmadığı için yıkılacak binanın hiç birimize faydası yok.

Yarın istediklerimizi bize verecek olurlarsa ne yapacağız?


Çerkesce’nin lehçesi olan Abazaca ve Asetince diyerek okul açıldığında Abhazya ve Osetya devletlerinden destek alabilecek miyiz? Çerkes devletleri TC ile eğitmen vs. gibi kadrolar için anlaşma yapması gerektiğinde Çerkesce’nin Asetince, Abazaca gibi lehçeleri olduğu hususunda gözlerini mi yumacaklar sanıyorsunuz.

Artık, oyun oynamıyoruz. 

Artık gözlerinizi açmanızın zamanı geldi.

Gerçekler bundan ibaret.

Yok eğer gereksiz yere böyle saçma bir inadın arkasından gitmeye devam ederseniz, yarın bir daha birbirimizin yüzüne bakamayacağımız şekilde aramız açılacak. Şimdiden, bu kime ne yararı olduğu belli olmadan, az sayıdaki bazılarınca sürdürülmeye çalışılan yapının zararlarını görmeye başlamadınız mı?

Abhazya’dan yetkililerin karşısında azar işitmek hoşunuza mı gidiyor. Biz Abaza kalmak için canımızı verdik siz burada kendiliğinizden başka bir milletin adı altında toplanmaya devam ediyorsunuz vb. sözler mi işitmek istiyorsunuz.

Adıgey’den  devlet başkanlarından, bakanlardan adeta nota sayılacak metinler gelmesini mi istiyorsunuz.

Osetya’dan hadi işinize.... diye azar mı işitmek istiyorsunuz.

Evet bunların hepsi olmaya başladı.

Anlamadığınız nedir?

Bu milletlerin arasında on binlerce yıla dayanan karşılıklı anlayış-hoşgörü ve işbirliğine dayalı geliştirilmiş ilişkileri tamir edilemez şekilde bozmak mı amacınız. Bundan ne gibi bir fayda bekliyorsunuz.

Bunu mu istiyorsunuz.

Lütfen daha da geç olmadan her biriniz elinizi vicdanınıza koyup düşününüz.

Çünkü yarın artık geç olacak. 

Açumıj Hilmi Özen