Rusyada, 1812 yılı Borodino Savaşının 200. yılı anmaları ayrıntılı olarak
kutlanıyor. Borodino yerleşkesi yakınlarında 8 Ekim tarihinde General
Kutuzov’un komutasındaki Rus orduları ile Napolyonun Fransız orduları savaştılar.Bu
savaş hakkında şarkılar bestelendi, poemler yazıldı, belgesel ve sanatsal
filimler çekildi. Rus ve Fransız orduları 12 saat savaştılar. Düşmanın
Moskovaya ulaşmasına 125
kilometre kalmıştı.
Savaşın ardından Napolyon; ‘ Bütün yaptığımız savaşlar arasında en ağırı
Borodino yakınlarında yaptığımız savaştı. Burada Fransızlar zafere layık
olduklarını Rus ordusu ise kararlılığını gösterdi. Katıldığımız elli savaş
arasında fransızların Fransızlar yiğitliklerini en çok gösterdikleri Borodino
savaşıydı fakat çok başarı elde edemediler.’ demişti.
Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti ‘Çerkes ülkesi’ gazetesi çalışanı Bemırze Zurab
Borodino savaşının 200. yılı ve bu savaşa katılan Adıgeler hakkında bir makale
aynı gazetede yayınladı.
Bu yeni ve ilginç bilgide Rusya devletin en zor duruma düştüğü hallerde
Adıgelerin onlara yardım etmiş olmaları üzerine, ayrıca en çokta bu savaşa
katılan Adıglerin isimleri ile anılıyor olaması dikkat çekici. Bizde özetlenmiş
bir şekilde bu bilgiyi gazetemiz okuyucularına sunuyoruz.
HATH MUHAMMED
Hath Muhammed adına yazılmış şarkıyıo bilemeyen varmıdır? Herkes biliyor. Fakat
şimdiye kadar pek çok kimsenin O’nun Borodino savaşına katıldığı ve
kahramanlıklar gösterdiğini bildiğini sşylemek zor olsa gerek.
Hath Ğuaze oğlu Muhammed Şapsığ Süvarileri
arasında Fransızlara karşı durmuştu. Bu süvariler Denis Davıdıv’a bağlı gerilla
grupları arasında yer alıyordu. Adıgeler az bir kuvvetle güçlü düşman
karşısında nasıl durulacağını çok iyi biliyorlardı.
Tarihçiler, bilimadamlarının ortaya
koyduğuna göre, 1812 yılından itibaren kullanılmaya başlanan gerilla savaşı
Adıgelerden alınmıştı. Bu konuda örenk olan grup ise Hath Muhammede ve onun
içinde yer aldığı süvarilerdi. Onlar düşmanın ardından saldırıyor,
karargahlarına baskınlar yapıp dağıtıyorlardı.
Şapsığların günümüzde de anlattıkları
söyleneceler arasında Hathı Muhammedin Çerkes Atlarından BeçKan cinsi atı ile
Parise kadar gittiği yer alıyor. Tarihi eserlerde ve söylencelerde O’nun düşman
karşısında canını esirgemeyen, korku bilmeyen bir şekilde rakiplerine
saldırmasına ilişkin çok sayıda haber yer alıyor. Bunlar arasında örneğin
Çeraşe Tembota ait ‘Şapsığ kızı’ isimli povestte dikkat çekiyor.
BOLETIKO KAYBIY
Hathı Muhammed’den bağka pek çok Adıge
yiğidi de Fransızlar karşısında durdu. Bunlar Arasında Adıge Pşılarından Simferepol Süvari Alayı Komutanı Yarbay
Boletıko Kril Matveyoğlu (Memetbıy yıko Kaybıy). Tarihte yer aldığına göre 6
Ekim 1812 tarihinde Borodino savaşında kahramanlık göstererek yer aldı ve yaralandı.
Yaralı olmasına rağmen Fransızların kendilerini toplayarak Rusların yorulmuş
hallerini görünce bir süvari grubu oluşturarak, atağa geçen düşman
birliklerinin arasından kurşun gibi geçerek fransız topçu birliklerine
saldırarak topçuları esir alıp topları ele geçirmeye başladılar.
Bu savaşta gösterdiği yiğitliklerinden
dolayı Adıge yiğidi terfi ettirilerek General-mayor yapıldı ve dördüncü
dereceden Aziz Georgiy nişanı ile taltif edildi.
Kaybay’ın dedesinin dedesi en zengin
Kabartay pşıları arasında yeralıyordu. Ç’emırguy kökenli olduğu söyleniyor.
1709 yılında Kırıma yerleşerek
Kaplangeriy’in maliye nazırlığını yapmıştı. Torunu Memetbıy ise 1758-1764 yılları
arasında KırımCerıy döeneminde maliye nazırlığı yapmış ardındanda danışmanlık
yapmıştı. Onunda oğlu Kaybıy’dı. Kısaca Boletıkolar tarihte böyle iz bıraktılar, onların nesillerinden Boletıko
Kaybıy’ın Fransızlara karşı durduğu şekil günümüzde de unutulmuyor.
PECIDE ADILCERIY
Bir diğer Adıge savaşçısı Pecıde (Begidov)
Adılcerıy (David Grigoyeviç) Ataman Platov’un yaveriydi, ardından gneral-mayor
oldu. 1806 yılında fransa, 1806-1812 Osmanlılarla yapılan savaşlarda yer aldı,
1812 yılındaki savaşta gösterdiği başarılardan dolayı üzerinde ‘Yiğitliğine’
yazılı bir altın silah ile 4. dereceden Aziz Georgiy, 2. dereceden elmas ve yakut işlemeli Aziz Anna, 3. dereceden şeritli Aziz Vlademir, Prusskaya ‘Liyakat’ nişanları ile
Preysiş-Eylauske altın haçı ve başka pek çok sayıda madalya ile taltif edildi.
Adılcerıy Rus ordusunda, Fransızları
bozguna uğratarak, yabancı ülkelerde de yapılan savaşlarda yer aldı,
Laypzig yakınlarındaki ‘halk
savaşı’isimli svaştada yer aldı 1828-1829 Rus-Türk savaşlarında 3 süvari
alayını kapsayan birliklere komutanlık yaptı. Ardından Moldovya ve Valahyada
bulunan beş alayı kapsayan ordununda komutanlığını yaptı.
General Mayor A. Pecıde’nin sülalasi
Kabardeyd Rusya çapında ünlü komutanlar olan Goriç kardeşler ile de akrabaydı.
MEĞUREKO PŞIKUY. HUNKELE AHMETBIY
Rusyaya saldıran fransızlar karşısında
canını esirgemeden savaşan Adıgeler arasında Şapsığ vorklarından Meğureko Doletcerıy yiko Pşıkuy da vardı. O
türklerle fransızlara karşı yapılan dört savaşta yer aldı. 1812 yılında büyük
kahramanlık gösterdi, savaşta ve tarihte adı yer aldı. Pşıkuy’un kendi milleti
ve onun tarihi hakkında derin bilgi sahibiydi. G. Novitski’nin yaptığı
etnografik araştırmanın yardımcı yazarı olarak bilinir.
Bu savaşta yer alan bir başka Adıge ise
Kırımda yaşayan Adıge pşılarından Hunkele (Hunkalov) Ahmetbıy. Perekopske
süvari alayı komutanıydı.
ŞEŞEN (ÇEÇEN) ALEKSANDR
Diğer Adıge komutanları arasında Şeşen
Nikolay oğlu Aleksandr’da vardı. Bir dönem onun milleti üzerinde
tartışılıyordu, hangi milletten olduğu konusunda fikir ayrılıkları vardı. Çeçen
tarihçilerine göre Aleksandr çeçen milletrinden di doğduğu köyüde tespit
ettiklerini belirtiyorlar.
Fakat Denis Davıdova ait ‘Gerillalar nasıl
hareket ediyorlar günlüğü’nde yer aldığına göre ‘ O, Ali, Çeçen (Şeşen)
yurdundan .ocukken getirilmiş bir Çerkes’. O tarihlerde yazılan yazılarda çokca
tüm kafkasya yaşayanlarına çerkes denildiğine rastlanıyor. Bilimadamı Abaze
Albeç Aleksandr ise ‘ Rus süvari ordusunda Adıge ulusundan Şeşen Nikolay oğlu
Aleksandr’ diyerek yazıyor.
Her halükarda, Aleksandr çocukken
kafkasyadan alınarak Rus Generali Nikolay Rayevske tarafından evlatlık alındı.
Soyadı olarak Çeçenski, baba adı olarak Nikolay ve isim olarakta Aleksandrı ona
veren de General Rayevskeydi.
Aleksandr 1805-1807 yılları arasındaki
savaşta yer aldı. Preysiş-Elau isimli kentin yanındaki savaşta Pecıde Adılcerıy
ile birlikte savaştı. Bu savşata dördüncü dereceden Aziz Georgiy şeritli nişanı
ve ‘yiğitliğine’ yazılı silahı kazandı.
1812 yılında, savaş başladığında Albay
rütbesine sahipti. Denis Davidov yazdıklarında; ‘Aleksandr ile ya dost ya da
düşman olmalı. O orta yol bir davranışa anlam veremiyor hatta kıymette
vermiyordu.
Aleksandr Parise kadar ulaştı. Eliseyde
yapılan zafer yürüyüşünde Çar ve Davidovla birleikte yer aldı. Aleksandra
dördüncü dereceden Aziz Vlademir ve 2. dereceden elmas yakut işlemeli
Aziz Anna nişanları layık görüldü. O döen Gusar alayında bulunuyordu. O
tarihlerde Rusyada en büyük saygınlığı bu alay sahipti. 1814 yılında Suasson
kenti yakınlarında yapılan savaşa katıldı. Eli ve ayağından yaralanmış olmasına
rağmen yiğitliğini bir daha kanıtlayarak savaş meydanından ayrılmadı. Bunun anısına
Elmas ve Yakut işlemeli Aziz Anna nişanı verildi. Ünlü Rus şairi Aleksandr
Puşkin Şeşen Aleksandrı tanıyordu, bunu kanıtlayan belgeler tarihte yer
alıyor. 1812 yılındaki savaşın
kahramanları arasında yer alan Aleksandr General-mayor rütbesini elde etti.
***
Bu savaşta Adıgelerin adı çokca
anılıyor. Adıgelerin yiğitlik ve
kahramanlıklarının yanısıra Adıge atlarına da ilişkin pek çok belge tarihte yer
alıyor. Bu belgelerde belirtildiğine göre Adıge atlarına Adıge savaşçıları
haricinde binen pek çok başka kişide vardı.
Örneğin
‘Gusar Baladı’ isimli, Nadejda Durov ile alakalı çekilen filmde de
görüldüğü gibi. O erkek elbisesi giyerek savaşa katılmıştı. Bindi at ise
babasının ona satın aldığı Alkid isimli Adıge atıydı.
Onun yanısıra Rus komutanlarından Seslavin
Aleksandr’da adıge atına binişyordu. Arşivlerde bu konu hakkında da çok bilgi
var. İsimleri bize ulaşmamış olmakla birlikte rus ordusunda adıge atına önem
verip binen çok kişi vardı. Adıge atlarıda Adıge yiğitleri gibi geri durmak
nedir bilmeyen canını esirgemeyen atlardı.
Bemırze Zurab
Yayına hazırlayan ŞAVKO Aslanguaş
Çeviri; AÇUMIJ Hilmi
Adıghe Makh 30-10-2012