İnsanoğlu için savaş bir trajedidir. Fakat liderler arasında bundan
ders-akıl alanı az çıkmakta. Böyle olmasına rağmen son zamanlarda bir
zamanların Rusya İmparatorluğunda ulusların tarihine yönelik yaklaşımda
adiliyetin gerektiği anlaşılmaya başlandı. Bunun bir kanıtıda son yıllarda
Kafkas savaşında canını yitirenleri anma günlerinin betimleniyor olmasıdır.
Günümüzde tarih bilimi, Adıgelerin Kafkas
savaşlarında özgürlüklerini korumak için yer aldıkları kanıtlıyor.
Savaş
Kuzey-Batı kafkasyanın en zor dönemine denk gelmişti. Pek çok şey zamanın güçlü
devletleri olan Osmanlı ve Rusya İmparatorlukları arasındaki ilişki ile
ilintiliydi. Bunun yanısıra Adıgelerin arasında da başka ülkelerle olan
ilişkiler açısından farklılıklar da vardı. Bazı Adıge boyları Rusya ile daha
ilintiliyken diğer bazıları Türkiye’nin etkisindeydi. Böylesi bir durum altında
Adıgeler özgürlüklerini korumak zorundaydılar.
Kafkas savaşları esnasında Adıgeler ile
Rusya ilişkileri aynı değildi, ve bunun Rusyanın uyguladığı kendi politikasının
da yer aldığı çeşitli sebepleri vardı. Örneğin Rusya’nın politik elit önderleri
tarafından da eleştirel yaklaşılan General Yermelov’un XIX. Yüzyılın ilk
çeyreğinde uyguladığı zalimane politiklar Adıgelerin orduya daha sert karşı durmalarını
gerekli kılıyordu. Bu politikanın gevşemesi ardından Adıge- Rus ilişkileri daha
düzenli hal almıştı. Fakat 1829 yılında Edirne anlaşmasının imzalanması
ardından Çarlık Adıge topraklarını daha sert savaşlarla almaya başlamıştı.
Adıgeler bu yaklaşım karşısında sert direniş gösterdiler.
Adıge-Rus ilişkileri her zaman savaş
şeklindeydi diye göstermek te doğru değil. Bu ilişkiler pek çok yönden,
Rusya’nın, Osmanlı, İngiltere, Fransa ve batı Avrupa ülkeleri arasındaki
ilişkileri ile de ilintiliydi.
Rus-Adıge ilişkileri Kuzey Doğu Kafkasyada
Şamil’in uyguladığı politikalarla da pek çok şekilde ilintiliydi. Dağıstan ve
Çeçenistan imamı Şamil’in elçileri o tarihlerde savaşın sürdüğü Çerkesyaya
geliyor Adıgelerin Şeriata uygun yaşamasını salık veriyorlardı. Fakat Adıgeler
buna hazır değillerdi. Böyle olmasına rağmen Şamil’in elçilerinin Adıgelerin
birbirleri ile kenetlenmelerinde yararlarıda dokundu.
Rus-Çerkes ilişkileri Çerkesyanın
sosyal-ekonomik gelişmesi ile de ilintiliydi. Adıgelerin arasında anlaşmazlık olmasıylada
alakalıydı. Bu sosyal olaylardan en çok Pşılar ile küçük çifçiler arasında
gelişen çatışmaların önemi vardı. Adıgeler arasındaki sınıf çatışmalarının da
zararı gelmekteydi. Tüm bunlara rağmen XIX. Yüzyılda Kuzeybatı kafkasyada
yaşayan Adıgelerin Rusyaya karşı duruşları bir özgürlük savaşı mahiyetindeydi.
Savaşlar bu dönemde büyük yer tutuyorlardı. Savaşlara her sınıftan bütün
Adıgeler iştirak ediyorlardı. Adıgeleri ayaklandıranlar arasında Pşı ve
Vorklarda vardı. Onlar ulusun yüreğinde duyduğu hissetiği şeyleri dile
getiriyorlardı. Özgürlük mücadelesi veren insanlara Müslüman din adamlarıda
katılıyordu. Böyle olmasına rağmen Çerkesyanın farklı bölgeleri arasında
ekonomik bağın sağlam olmaması sebebiyle özgürlük mücadelesi güçlü bir atağa
geçemiyordu. Her türlü zorluğa, XIX. Yüzyıl adıge tarihinin bu girift yapısana
rağmen Çerkesler arasında politik birliğin sağlanmasına doğru gidiş vardı.
Adıgelerin özgürlük savaşı ile Şamilin
liderliğinde dağlıların gerçekleştirdiği harakat arasında ilinti vardı. Yukarıda
da belirttiğimiz gibi Batı kafkasyada yürütülen savaşlar pek çok şeyle
alakalıydı, İngiltere ve Osmanlı İmparatorluğunun Kafkasya politikaları da
bunlardan birisiydi. İngiltere yöneticilerinin ticari olarak Çerkesyanın özgür
olmasından çıkarlarının bulunması yanısıra Rusyanın Kafkasyaya girmesine
Adıgelerin engel olmasınıda faydalı buluyorlardı. Rusya Adıge topraklarına
gelen İngiliz görevlilerin casus olduklarını söylüyordu. Ama Adıgelerin
İngilizlerden fayda sağladıklarını da belirtiyorlardı.
Adıgelerin birliğinde Muhammed Eminin
yaptıklarının da büyük önemi vardır. O’nun batı Çerkesyaya geldiği dönem
Adıgelerin politik bilinçlerinin arttığı zamana denk gelir. Muhammed Emin’in
yaptığı çalışmalar Adıgelerin daha birlik içerisinde olmasına vesile oldu.
Kafkas savaşları döneminde Rus-Adıge
ilişkileri değerlendirilirken daha gerçekçi olarak olaylara yaklaşılmalıdır.
Rusya farklı zamanlarda politikasında farklılıklarda gösterdi. Bunun bağlı
olduğu şey ise Rusya yöneticilerinin Kafkasyayı bilmemeleri Adıgeleri
tanımamaları ile de ilişkilidir. Burada belirtmeliyiz ki; 1837-1839 yılları
arasında Hangeri’nin Kuzey Kafkasyaya gelmesininde önemi vardır. I. Nikolay’ın
kafkasyaya gelmesi için gereken hazırlıkları büyük ölçüde sağlayan da O’dur. Hangeri’nin Askeri Bakanlık adına yazdığı
tezkerede resmi olarak Peterspug ile Hangeri’nin Rus-Adıge ilişkilerine
yaklaşımlarının birbirinden çok ayrı olduğunu görürüz. Hangeri’nin sözlerinden
Rus-Adıge ilişkilerinin nasıl olması gerektiğini, batı Çerkesya’da akıl çerçevesinde
politikaların tartılarak yürütülmesinin gerektiğini gösterir.
Günümüzde de XIX. Yüzyıl Adıge-Rus
ilişkileri tarihinin öğrenilmesinin büyük önemi vardır.
Tarih Bilimdalında Doktor
PENEŞU Asker
Çev. AÇUMIJ Hilmi
Adıghe Makh 19-05-2012