MİLLİ BİRLİK
demek ise sadece ortak dil, gelenek görenekler (xabze) ve dine sahip olmak değildir. Aynı coğrafya içerisinde kendisini temsil edebildiği bir coğrafi-idari bütünlükte demektir. Bunu sağlayacak ortak yaşam ve gelecek kurgusu demektir.
Bu yönde kökü
uzun yıllara – derin tarihi geçmişimize dayanan çalışmalar vardır.
Özellikle son
20-25 yıl içerisinde yeniden gelişmeye başlayan (ilgililerin) genel eğilimi ise
her bir ferdimizin АДЫГЭ ЗЫКIЫНЫГЪЭ – ÇERKES BİRLİĞİ’ni sağlamak üzere
faaliyette bulunması AMACIDIR.
Bu amaç için
ortaya konulmuş temel hedefler ise;
1. Vatanımızda
ÇERKESLERİN YAŞADIĞI idari birimlerin bir araya getirilerek COĞRAFİ-İDARİ
BÜTÜNLÜĞÜMÜZÜN SAĞLANMASI
2. Yurtdışına
dağıtılmış olan ÇERKESLERİN VATANLARINA DÖNÜŞLERİNİN SAĞLANMASI
***
Günümüz ÇERKES dünyasının
АДЫГЭ ЗЫКIЫНЫГЪЭ – ÇERKES BİRLİĞİ’ni sağlamak dışında ortaya koyduğu BİRİNCİL
BAŞKA AMAÇ yoktur.
Bu amacın
sağlanması yolunda en önemli temel hedeflerin gerçekleştirilmesi içinse tali
diğer hedefler ortaya çıkmıştır.
Ana hedefler ve
onları takip eden tali hedeflerin araçlığının unutularak amaç haline getirilmesi ise aşırılıkların
doğmasına sebep olur. Hatta zaman zaman bunların kendi aralarında birbirleri
ile çelişen konumlara düşmeleri dahi söz konusu olur.
Bu yüzden tüm
eylem ve çalışmalarımızda АДЫГЭ ЗЫКIЫНЫГЪЭ – ÇERKES BİRLİĞİ haricinde bir başka
AMAÇ ve İDEAL ortaya koymadığımız (koyamadığımız müddetçe) , bu amaca
uygunlukları göz önüne alınmalıdır.
Bu bağlamda
kullandığımız hiç bir aparatın, aracın, AMACIN YERİNE GEÇMESİNİ kabul etmemeliyiz.
***
Bu AMACA HİZMET
EDEN temel hedeflerimizin gerçekleştirilmesi için tali çalışmalar ve hedeflerde
söz konusudur.
Örneğin; ÇERKESLERİN
YAŞADIĞI idari birimlerin bir araya getirilerek COĞRAFİ-İDARİ BÜTÜNLÜĞÜMÜZÜN
SAĞLANMASI hedefi, ana amaçla içiçe geçmiş olmazsa olmaz hali ile ikinci bir amacımız halini almış husus vatanımızda ve diasporada birbirleri ile ilintili fakat
farklı çalışmalar yapmamızı zorunlu kılmıştır.
Vatanımızda, coğrafi-idari
birlikteliğimizin sağlanması için öncelikli olarak Rusya Hukuk sistemi
içerisinde bizim bir millet olduğumuzun kabulü yönünde çalışmalar yapmak
gerekli olmuştur.
Her birinizin
hatırlayacağı gibi nüfus sayımlarında ÇERKES (ADIGE) ismi üzerinde durulması,
bununla alakalı tarihsel, sosyolojik çalışmalar yapılması, Koşhable forumları, Çerkes halk kongrelerinin toplanması ve daha
pek çok benzer, farklı STK’ların hatta zaman zaman Cumhuriyetlerimizin dahi katıldığı
çalışmalar dizisi gerçekleştirilmiştir.
Bunun paraleli
ise diaspora ayağında biraz daha farklı gelişim sergilemiştir. Çünkü diasporadaki
bazı büyük STK’lar sebebini açıklamadıkları-açıklayamadıkları bir şekilde
TÜRKİYEDE YENİ BİR KİMLİK OLUŞTURMA çabası hatta VATANDAKİ KİMLİKLE TÜRKİYEDEKİ
KİMLİĞİMİZ ÖRTÜŞMEZ söylemi içerisindeydi.
Bu konuda verilen
çabalara pek çoğunuz şahitsiniz.
***
İkinci temel
hedef ise yurtdışına dağıtılmış olan ÇERKESLERİN VATANLARINA DÖNÜŞLERİNİN
SAĞLANMASI’dır.
Bu hedefin
gerçekleştirilmesine hizmet etmesi açısından, hukuksal getirileri de göz önüne
alınarak vatanımızda tali başka hedeflerde ön plana çıkmıştır.
Bunların arasında
en belirgin olanı ise; Çerkes Soykırımının Rusya Federasyonunca tanınması ve
bunun neticesinde; sürülmüş olan ÇERKESLERİN VATANLARINA DÖNÜŞ HAKLARININ
HUKUKİ zemine otutturulması, GEREKLİ KANUNLARIN oluşturulması çabalarıdır.
Bu konuda
özellikle vatanımızda oldukça ileri bir noktaya gelinmiştir. Adıgey, Kabardey-Balkar
Cumhuriyetleri ÇERKES SOYKIRIMINI TANIMIŞ, RUSYA FEDERASYONUNUN TANIMASI İÇİNDE
çeşitli defalarda hem cumhuriyet hem de STK’larca müracaatlarda bulunulmuştur. Soykırımı konusundaki temel çalışma budur.
Birleşmiş Milletlere üye olan Gürcistan ise soykırımını Kabardey-Balkar
Cumhuriyetinin aldığı karar doğrultusunda tanıdığını ilan etmiştir.
Diasporada ise bu
konudaki çalışmalar olabildiğine zayıftır. TC. nin tanıması yolunda hemen hemen
hiç bir çaba sarf edilmemiştir. Bunun da
temel sebeplerinden birisi ANA AMAÇ’tan uzak olunmasıdır.
***
Özellikle,
Türkiye’de yukarıdaki örnekte de değindiğim gibi 'ESAS AMACA' hizmet etmesi
gereken ARAÇLARIN, FETİŞİZE edilmesi eğilimi söz konusudur.
AMACIMIZA ulaşmak
için temel hedeflerimizden olan ÇERKESLERİN VATANLARINA DÖNDÜRÜLMESİ konusu da bazılarınca amaçlaştırılıyor FETİŞİZE ediliyor.
Bu bizim amacımız
değil. Amacımızda bir araç. Hem de en önemli araçlardan birisi fakat AMACA
ULAŞMAMIZ için kullanmamız gereken diğer tüm araçlarla da uyum içerisinde
olması gereken bir araç.
Yani, DÖNÜŞE
zarar verme olasılığı var diyerek Cumhuriyetlerimizin birleştirilmesi, coğrafi
birliğin sağlanması yönündeki çalışmaları baltalamaya varacak nitelikler
kazanmaması gerekir.
Bunun anlamı ise
AMACA ULAŞMAK için kullanmamız gereken- zorunlu olan tüm diğer araçlarla
belirli bir denge içerisinde olunmasınında bir başka zorunluluğumuz olmasıdır.
Bunun yanısıra
tüm araçların demokratik, yaşanılan ülkelerin kanunları çerçevesinde kullanılması
da bir diğer temel zorunluluğumuzdur. Çünkü bunun dışına çıkan her türlü
hareket zaten gereğinden az olan uluslarası arenadaki etkimizi ortadan
kaldırır, bizi haklı iken haksız konuma düşürebilir.
***
Ayrıca AMACIMIZA
ulaşmamız için bu gün ortada olan hedeflerin yerine ileride başka başka
hedeflerinde çıkacağını bilmemiz gerekiyor.
Hareket, tavır ve
söylemlerimizde bu yüzden araçların fetişize edilmesine müsaade etmemeyi
yerleşmiş bir alışkanlığımız haline getirmemiz gerekiyor.
Örneğin Türkiye’deki
Çerkeslerin günümüzdeki en büyük aşmaları gereken sorunlarından birisi
kendilerini temsil eden bir yapı oluşturmamış olmalarıdır. Bu yapının
oluşturulması ise ANA AMACIMIZA ulaşmamız için gerekli bir başka hedefimiz-aracımızdır.
Bu hedefinde araç
olduğunu hiç bir zaman unutmamalıyız. Yani TÜRKİYEDE ÇERKESLERİN TEMSİL
EDİLMESİ SORUNUNUN AŞILMASI’nın dönüşe zarar verir hal almasına, TÜRKİYE’DE
KALICI olunduğunun belirteci haline getirilmesine de karşı durmamız gerekir. TÜRKİYE,
ÇERKESLERİN YENİ VATANIDIR söylemi bu aracın en uç şekilde FETİŞİZE
edilmesidir.
Kısaca AMACIMIZA
ULAŞMAK için HİÇ BİR ARACI AMAÇLAŞTIRMA-FETİŞİZE ETME lüksüne sahip değiliz. AMACIMIZA
ulaşmak için diğer tüm tali hedefleri birbirleri ile uyum içerisinde demokratik
çerçevede kullanmak zorundayız.
AÇUMIJ Hilmi
AÇUMIJ Hilmi