Blogda Ara

17 Temmuz 2014

ÇOK REZİL OLDUĞUM AN!

Arkadaşlar, sizlerden bir ricam olacak. Ben o kadar yaşlı birisi değilim. Bana amca, ağabey diye hitap etmenize gerek yok.

Orta yaşta birisiyim.  Vatana erken yaşlarda gelmiş olmam, Türkiyede ve vatanımızda pek çok sosyal olaya bir şekilde müdahil olmam sebebiyle pek çok kişi yaşlı birisi olduğumu düşünür.

Arkadaşlar bir başka ricam ise; lütfen benimle alakalı dile getirmek istediğiniz her şeyi yazın. Beni ifşaa edin.

***


Düzcedeki, Ankaradaki dernek faaliyetleri, o günler hakkında, hatıra mahiyetinde nerede ise hiç bir materyale sahip değilim.


Buralardaki etkinliklerde çekilmiş fotoğraflarım falan yok.

Bültenlerde, duvar gazetelerinde, Marje dergisinde vs. yazdığım yazıların neredeyse hiç birine sahip değilim.

Abhazya’da geçirdiğim günlerle alakalı bir tane bile fotoğrafım yok.

Doksanlı yılların Adıgeyinde, Kabardeyinde geçirdiğim günlerde de çektirmiş olduğum bir tane bile fotoğrafa sahip değilim.

İstanbul günlerimle alakalı da hiç bir şeye sahip değilim.

***


Arkadaşlar ayrıca beni tüm bu zaman boyunca herhangi bir şekilde desteklemiş birisini tanıyorsanız onunla alakalı da bildiklerinizi aktarın.


Ekmeğini yediğimiz, suyunu içtiğimiz birisi varsa helalleşelim. Ben ekmeğini suyunu içtiğim kişileri hatırlıyorum ama olur ya hatırlamadıklarım vardır. Hatırlatın olur mu?

***

Anılarımda çok net ve iyi hatırladığım ‘rezil’ olduğum, çok utandığım iki olay var....

Bunları belge ile fotoğrafla falan sizlere aktarmamın imkanı yok ama sözle dile getireyim.

Her ikisi de Mıyekupaede başıma geldi.

İlki....

Bir dönem Mıyekuape şehir pazarında, bir kaç arkadaşımla pazarcılık yaptık.


Pazar yerinde kızıda olan yaşlıca bir teyze hiç durmadan sanki beni tanıyormuş gibi bana bakıyordu. Bir gün değil, iki gün değil uzun zaman bu sürdü.

Herbirinizin başına gelmiştir, arkanız dönük olsa bile bazen size bakıldığını hissederseniz. Bana da çoğu zaman öyle oluyordu.

Bazen ben de bakışlarını yakalamak için onlara baktığımda gözlerini kaçırıyorlardı.

Daha sonra bir gün bu yaşlı teyze bana;


- ‘Ters anlamayacaksan bir şey sormak istiyorum’ dedi.


Bende, zaten bu göz hapsindeliliğinden kurtulmak için bunun vesile olacağını düşündüğümden ‘Elbette, ne demek’ diye yanıtladım.

Bu teyze ve kızı Abhazyadan ayrılmış Rus mültecilermiş. Beni de Abhazyadan ayrıldıkları dönemde görmüş. Benim ben olup olmadığımı merak ediyormuş.

Bana çok teşekkür etti.  ‘Eğer o tarihlerde Abhazya’da kalmış olsaydım, şimdi sahip olduğum ev, araba vs.ye sahip olamazdım’ dedi.

İşte o an çok utandım. Hayatımda bu kadar utandığım başka bir olay hatırlamıyorum.

***


Bir de çok rezil olduğum bir başka olay var ki onu da kendi ağzımdan anlatmakta mahsur görmüyorum.


Pazar yerinde çalıştığımız günlerde sermayemiz çokta büyük değildi. İşin doğrusu, bir el arabası dolusu kavun-karpuz alıp satıyorduk...

Adıgeyde veya dünyanın herhangi başka bir yerinde en ufak sermaye ile yapabileceğiniz bir işle meşguldük. On tane limon alıp satmak gibi...

Soğan sattığımız, üstümüz başımızın, defalarca yıkadığımız ellerimizin soğan koktuğu günlerde Türkiyeden gelmiş olan bir turist kafilesi pazaryerine geldi...

Aralarında burada yaşamakta olan bir büyüğümüzde vardı. Kafile Türkiyeli Çerkes işadamlarından oluşuyormuş. 

O dönemler her yıl böyle bir işadamı kafilesi Mıyekuapeye gelirdi.  İşadamlıklarının boyutu nereye ulaşırdı bilmem ama işadamıyız diye gelirlerdi...

Buraya daha önce yerleşmiş olan büyüğümüz bizi işadamlarına tanıttı. Adıgeye gelince her türlü işi yapabileceklerini onlara iletti. İşte o an kendimi rezil bir duruma düşmüş hissettim.

Kendilerini işadamları diye tanımlayan kişilere iş olarak sunduğumuz şey, pazarda işportacılık yapmak...

Bu bana çok tezat bir durum geldi.

Ağzım tutuldu. Onların bakışlarını hayatım boyunca unutamam herhalde..  

***


Arkadaşlar işte böyle, benim kendi ağzımdan aktarabileceğim en çok utandığım ve kendimi en çok rezil duruma düşmüş hissettiğim anlar bunlar.


Aranızda ben O’nun hakkında neler biliyorum bir anlatsam diyen birileri varsa lütfen anlatsınlar...(Fotoğrafta yayınlarlarsa vallahi çok iyi olur).

Kısaca beni mesajlarınızla 'O senin hakkında neler neler biliyormuş, açıklarım dedi' diye bilgilendirmenize gerek yok. 

AÇUMIJ Hilmi