Doğru olmayan,
dünyanın hiç bir toplumunda doğru karşılanmayan bir çıkarsamayı çok duyarız.
Neymiş efendim
Türkiyede Çerkeslikle ilgilenen taş patlasın bin bilemediniz on bin kişiymiş.
Böyle olduğu müddetçe işimiz zormuş.
Bu kitlenin
yüzbinleri bulması halinde bir baltaya sap olabilirmişiz.
***
Hayır arkadaşlar böyle bir
şey yok.
Dünyanın hiç bir
yerinde de böyle bir toplum yok.
Böyle bir şeyin
olmasını bekleyecekseniz daha çok yatarsınız.
***
Toplumları, milletleri oluşturan tüm fertlerin bu toplumu yönlendirdiğini
düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.
Toplumun
ilerlemesine sebep olan - bu ilerlemeyi
yönlendiren esas kitle toplumun çok ufak bir kesimidir.
Aynı şey toplumun
aleyhinde olan gelişmelerin yönlendirilmesinde de geçerlidir.
Her biriniz okul
sıralarında ‘Çan eğrisi’ deyimi ile karşılaşmışsınızdır. Toplumun eğilimleri bu çan eğrisi gibidir. En
iyiler ve en kötülerin iki farklı ucundan çekiştirdiği ‘Çan eğrisi’...
***
Türkiyedeki Çerkeslerin ihtiyaç duydukları onları yönlendirmesi mümkün olan ana
kitle Türkiyede mevcuttur.
Her zaman,
herkesin bahsettiği ünlü ‘Çerkeslikle
ilgilenen’ üç-beşbin kişiden onbine kadar ulaşan kitleden bahsediyorum.
Elbetteki ortada
bu kitleyi ilgilendiren büyük bir problemde sözkonusu. Bu beş-on bin kişi tüm
çözüm yollarını bilmesine rağmen olabildiğince PISIRIKTIR.
Pısırıklıklarının
altında yatan tek şey ise KENDİLERİNE GÜVENMEMELERİDİR.
Bu pısırıklık ve
kendine güvenmeme durumu ise hiç durmadan işitttiğimiz ‘-Ne yapabiliriz ki, biz
taş patlasın beş-on bin kişiyiz’ söylemini canlı tutar.
Uzun lafın kısası, söz konusu olan şey sadece, Türkiyedeki Çerkesleri yönlendirmesi gereken beş-on bin Çerkesin PISIRIK
olmasıdır.