Demokrasi en
yalın tanımıyla insanların kendilerini yalan atmak zorunda hissetmedikleri,
yalan üzerine bir hayat kurmadıkları rejimdir.
İnsanlar, toplum
içerisinde, devletle ilgili ilişkilerinde YALAN ATIYORLARSA, bunu zorunluluktan
sayıyorlarsa bu sistem YANLIŞTIR...
Türkiye her
birimizin bildiği yakın tarihinde, devlet yönetimini İNSANLARA YALAN ATTIRMAK
üzerine kurmuştur.
***
Türkiye’de Türkiye
devletinin kurulduğu ilk günden itibaren, kendisini YALAN atmadan ifade
edebilecek bir kitle hiç bir zaman yasal zeminde yer bulamadı.
Devlet idaresini
tamamen elinde tutan KEMALİST görüş dahi halka gerçekte arzuladıkları şeyleri
dile getirememiş, onlara yalan atmışlardır.
Hiç kimse,
KEMALİST düşünü, bu yüzden net olarak AÇIKLAYAMAZ...
Yani Türkiye YALAN
üzerine kuruludur.
Muhalefette olan
tüm görüşlerde bu minval üzerine yapılanagelmişlerdir.
***
Türkiyenin seçilmiş
CUMHURBAŞKANI yalan atabildiği için Cumhurbaşkanı seçilebilmiştir.
Seçilmesini YALAN
ATMASI ile mümkün kılmıştır.
AKP’nin nihai
olarak İSLAMİ bir devlet yönetimi arzuladığını bilmeyen kimse yoktur herhalde.
En azından bunu ima ettiğini fark etmeyeniniz yoktur herhalde.
Bu partinin
yöneticileri bu istemlerini alenen dile getiremezlerdi, hala da getiremiyorlar.
Getirseler
partileri kapatılırdı. Erdoğan’da hayatta cumhurbaşkanı seçilemezdi...İşte bu yüzden
yalan atagelmiştir.
Bu partiye oy
veren insanların azımsanmayacak bir kısmı söylenmeyen bu şeylere oy vermiştir.
Diğer kısmı ise
söylenmeyen bu şeyleri kendi kafasına göre değerlendirerek oyunu kullanmıştır.
Kısaca kurulduğu
günden itibaren bu parti ve hatta bu ülke YALAN üzerine yol almıştır.
Aynısı kürtlerin
partisi içinde geçerli. CHP içinde geçerli.... Aklınıza gelen tüm partiler için
geçerli.
Bir ülkedeki
insanlar, halk, devlet karşısında kendilerini YALAN ATMAK zorunda
hissediyorlarsa o ülkede demokrasi yalanla
ters orantılı olarak vardır.
Türkiyede siyaset
TAMAMIYLA YALAN üzerine kurulmuş olmasaydı, ülkenin bu günkü idaresi ve şekli
çok daha farklı olabilirdi.
Trajik olmakla
birlikte Türkiye tarihinde YALAN SÖYLEMEK zorunda kalmış, yalanlarla iktidara
gelmiş hükümetler arasında günümüzün idaresi dışında YALAN’ı ortadan kaldırma
yolunda mücadele veren de pek görülmemiştir. (Konuyu dağıtmayayım yazıyı bu
yönde sürdürürsem AKP propagandasına daldın
da derler...)
***
Türkiyeli Çerkesler YALAN
üzerine olan bu sistemden paylarına düşeni aldılar. Acı olmakla birlikte bunu
içselleştirdiler.
Türkiyeli
ÇERKESlerin SİYASETLERİ YALAN üzerinedir.
Bu küçük görülmez
bir etkileşimdir. Etkilerini vatanımızda dahi hissediyoruz.
***
Türkiyede Çerkes
örgütleri yakın bir zamana kadar siyasetlerinin temeline YALANI almışlardır.
Kimlikleri,
dilleri, vatanları, tarihleri, gelecek kurguları YALAN üzerine inşa edilmiştir.
Çerkes
olduklarını birsürü yalanın arasından yamuk bir ağızla söylerler...
Ama Kumuklar falan
çerkesmidir dediğinizde Biz bu konulara değinmeyeceğiz, derler... Yani DOĞRU’yu
dillendiremezler.
Diliniz nedir
deseniz, apışıp kalırlar... «Kumukça, Abazaca, Karaçayca, Asetince falan sizin
diliniz mi?» deseniz evet veya hayır diyemezler...
Dillerini
dillendirmezler.. DOĞRU’dan kaçarlar.
Vatanınız neresi
deseniz aynı tepki ile karşılaşırsınız.
Mesela
Azerbeycanın Kuzeyi sizin vatanınızmış deseniz, yok olurmu diyemezler....
Çünkü orası
Lezgilerin vatanının parçasıdır. Lezgileri Çerkesten sayan adamın Azerbeycanında
bir kısmı vatanı olmalı... Kısaca vatanları konusunda söyleyebilecekleri şey
YALAN’dır..
Tarihleri,
gelecek kurguları hepsi YALAN üzerine....
***
Sizler, yalan üzerine yolunuzu çizmeyin.
Bu doğru yöntem
değil.
Bu yöntemin doğru
olmadığını Türkiye devletinin kendisi de fark etmiş durumda...
Şu an Türkiyede
YALAN ATMANIN ZORUNLULUKTAN olmasının önüne geçilmeye çalışılıyor.
Sizde yalan üzerine
politika yaparak Türkiyenin bu anormal durumunun devamına katkıda bulunmayın.
Milletinizi
(kimliğinizi), dilinizi, vatanınızı, tarihinizi, geleceğinizi YALAN üzerine
kurgulamayın.
***
Çerkeslerle alakalı kim size ne
söylüyorsa kıstasınız-onları değerlendirmeniz oldukça basittir.
Kimliklerini
(milletlerini), dillerini, vatanlarını, tarihlerini, gelecek kurgularını
sorarsınız olur biter.
Verilen cevaplar
YALAN üzerineyse onları bir zahmet boş verin gitsin...
Adam DÖNÜŞ
FELSEFESİ diye mi ortada, sorularınız basit, yanıtları ise daha da kolay....
Verilen cevabın
YALAN olduğu çok mu belli, boş verin cafcaflı özveride bulunmuşluk
hikayelerini, yalan, yalandır ...
Parti-marti mi
diyorlar, sorular basit, cevapları zor değil.
Ama YALAN mı
atıyorlar, bunları yanıtlamaktan kaçıyorlar mı, boş verin gitsin.. Allame-i
cihan olsalar kaç yazar, yalan yalandır...
Federasyon mu
diyorlar, sorular ortada .....
AÇUMIJ Hilmi