Blogda Ara

4 Ekim 2016

Bir Rusu sevdim, ama nasıl sevdim sormayın!

Üç dört aydır evimizin neşesi bir arttıki sormayın.

Böylesi  konulardan bahsetmek özellikle çerkeslikte pek yakışık  almıyor biliyorum....

Benimki biraz zorunluluktan, bu yüzden kısaca bahsedeceğim....

***


Yıllarca canlarını  sıktığım arkadaşlarım beni  affedin, yanlış yapmışım...


Şimdi sokak aralarında, sizlerden kaçarak geçirdiğim günlerde ne kadar yanlış  yaptığımı  çok iyi  fark  ettim.

Büyüklük sizde kalsın, zamanında yaptığım şakaları takılışmaları unutun gitsin, beni öylesi şakalarla sıkıştırmayın, lütfen ama ...

Önümde sabıy kurejıyesi, sağa sola ‘-Aman aman, şimdi kime denk geleceğim’ diyerek bakına bakına, ıkıla sıkıla  dolaşmaktan bıktım....

***


Evdekiyle, bizim  çocuğumuz olmadı, nasip değilmiş...


Bizde bir çocuk evlatlık edinmeye karar verdik....

Dokuz yaşlarında  bir Adıge delikanlısı ile  henüz yeni doğmuş bir Rus bebeği evlatlık edindik...

***


Bizi  onlarla gören  (özellikle Türkiyeden vatana dönmüş olan) arkadaşlarım, bebeği görünce onu Adıgeleştireceğimizi veya Adıgeleşeceğini bulabildikleri nazik kelimelerle ifade edip güya kalbimizi kırmıyorlar...


Bende bir şey söylemiyorum, ama  artık  gına  geldi yahu....

Arkadaşlar afedersiniz ama biraz Türkleşmişsiniz (Türk izleri taşır olmuşsunuz)....

Hiç öyle şey olur mu?

Hiç ama hiç, bebeği devşirmeye niyetim yok....

Çerkeslik buna  müsaade etmez...

Çerkesler evlatlık aldıklarının sülalesini, soyunu, sopunu çocuğa unutturmazlar.

Dinimiz deseniz aynısı, hatta böyle yapmak  dinimizde günah, yasak bile....

Devşirme mantığı  TÜRK MANTIĞI.

Bakmayın Osmanlının müslüman adını taşırken birilerini devşirmesine, bunun dinimizde zerre kadar yeri yok.

***


Uzun lafın  kısası olur ya bizimle karşılaşırsanız nazik  kelimelerle falan  böylesi şeyler söyleme zorunda kendinizi hissetmeyin...


Elbetteki biz evimizde nasıl yaşıyorduysak öyle yaşayacağız, bebekte büyük  bir olasılıkla bizden  ne  görürse öyle yetişecek...

Ama, milletini, kökünü, aslını, soyunu, sopunu unutturmak gibi bir niyetim hiç ama hiç yok....

***

Bu arada, arkadaşlar zamanında yaptığım şakaları-takılmaları affedinde içim rahatlasın...

Malum burada benim ne kardeşim ne babam, ne annem bizimle  birlikte...

Bu yüzden, bebeği zaman zaman hava almak için  dışarıya  çıkartıp gezdirmek  zorunda kalıyorum...

Apartmanın önündeki nıwojlardan nasıl kaçıyorum bir bilseniz, inanın bu bile benim gibi birisine dahi yeter...

Lütfen hoş görün....

İnanın  kurejıye ile ara sokak kaldırımlarında dolaşmaktan gına geldi.

Ara sokaklardaki kaldırımlar asfaltta değil, çakıl-toprak, kurbı-sırbı zaç’....

Yahu  dalga geçmeyin, şöyle rahat rahat dolaşayım...

Bana acımıyorsanız bebeğe acıyın, bozuk kaldırımlardaki çukurlara girip çıktıkça zavallının keyfi bozuluyor...

AÇUMIJ Hilmi