Yapmamız gereken
ne kadar çok iş var...
Üzerimizdeki vebalin
büyüklüğü oldukça ağır.
Türkiyede yaşayan
soydaşlarımızın vatanımızla alakalı
bilgi eksikliği ise hiç azımsanmayacak derecede..
***
Bir kaç gün önce
sosyal ağlarda çerkeslerin tarihi ile alakalı
oldukça ciddi konunun ele alındığı bir münazaraya denk geldim.
Konu neydi çok üzerinde durmayacağım.
Münazaraya
iştirak edenlerin bir şekilde yazdıklarımı okuyup kendilerini rencide olmuş hisstmelerini falan istemiyorum.
İşin doğrusu onların (kendi bulundukları konumları
itibariyle) rencide olmalarını gerektiren bir durum da yok.
Vatanımızla,
milletimizle alakalı en basit ve temel
bilgilerden yoksunlarsa bunun birincil sebebi kendileri değil.
Bu konnu hakkında mütealalarda bulunmaya çalışıyor,
fikir üretmeye uğraşıyorlarsa zaten kendilerini
temize çıkartmışlar demektir.
***
Nereden edinildiğini
bilmediğim doğru olmayan hem de son derece yanlış bir bilgi ile karşı karşıya
kaldım.
Konuşmaların-sohbetin
akışını izlediğimde müdahil de olmadım.
Hararetli,
sayfalar dolduracak kadar yazışma...
Ama gerçekleri
anlatan satır sayısı o kadar az ki...
Müdahil olmak durumunda, yazacaklarımın (salt gerçekler olmasına rağmen) kabul
edilmeyeceği, lüzumsuz iddealaşmalara sebep olacağı için sustum, okuyup geçtim.
***
SSCB’yi
malumunuz hepiniz bilirsiniz, bu devlette din menfi bir propaganda ile
alınırdı.
Bu hristiyanlık,
müslümanlık, budizm, yahudilik olsun fark etmezdi.
SSCB dinlerin
aleyhinde propaganda yapar halkı bu
yönde teşvik ederdi..
Halk içerisinde
ise Hristiyan Ruslardan, Budist Türki halklara,
Müslüman Çerkeslere bu propagandadan oldukça çok sayıda insan etkilendi.
***
Adıge Cumhuriyeti Krasnogvardeyske rayonu (ilinde bulunan) Hatıkuaye köyü camisi |
SSCB’nin
yıkılması ardından dünyanın çeşitli bölgelerinden, SSCB topraklarındaki dine
karşı olan açlığın farkına varmış olan bir
sürü grup akın etti.
O tarihlerde ben vatanımızda yaşıyordum.
Mıyekuapede, Krasnodarda
turuncu uzun uzun kıyafetleri ile
mırıldanmayı andıran tonlamada kendilerince
kutsi olan sözleri söyleyen budist gruplardan ellerinde çerkesçeye dahi çevirilmiş
metinler taşıyan yehova şahitlerine her türlüsüne rastlamak mümkündü..
Laf aramızda uzun dönemdir turuncu cübbeleri olan
budistlere artık rastlamıyorum.
Peki çerkesler
arasında bunlara eğilim gösteren oldu mu diye sorarsanız elbette oldu. Mesela
budist eğilimler taşımaya devam eden bir tanıdığım da var..
Yehova şahitleri
derseniz, Ooo Amerikalı, bol paralı böylesi
bir sektenin bazı ufak-tefek başarılar elde etmesi de hayret uyandırıcı
değil.
Evet bu
propagandanın ikna ettiği insanlar (Rusya ile kıyaslanınca az olmasına rağmen)
kaflasyanın tüm bölgelerinde de var.
***
Hava hoş Türkiye
gibi (yaşayanlarının büyük çoğunluğu
müslüman olan bir ülkede dahi) yehova
şahitlerinin cemaatler oluşturabildiğini bilince buna hayret de etmiyorum.
Ne yapacaksınız,
insan oğlu içinde bulunduğu manevi
boşluğu bir şekilde doldurmalı.
Bu boşluğu
doldurma ihtiyacı hissedenler ise kim kendilerine ulaştıysa ondan
faydalandılar.
Eğer onlara
müslüman din adamları ulaşsaydı, Allah
bilir belki başka bir yöne yönelmiş
olacaklardı.
Neyse de uzun
lafın kısası, vatanımızda böylesi eğilimlerin sağda solda görüldüğü günler de
vardı.
***
Sizlere net
olarak söyleyeyim.
Durum öyle sizin
abarttığınız gibi de hiç olmadı hatta bu günde öyle değil.
Toplumun
içerisinde göze batacak toplumu
şekillendirecek etkisi olacak bir etkileşim söz konusu değil, olmadı.
Neyse de
bahsettiğim o mütealalarda rastladığım bilginin kökü bu.
Günümüzde
budist etkisi hiç yok, yehova şahitleri hevesi
de geldi geçti, artık kimse onları
da kaale almıyor…
Şunu da
belirteyim en çok görüldükleri günlerde dahi öyle toplu din değiştirmeler falan
olmuş değil.
Bunu size
kim ilettiyse yalan atmış.
Yani
Kafkasyada toplu olarak hristiyanlığa geçmiş
Hatıkuay köyü falan yok…
Bu
bilgiyi edindiğiniz kaynak bunu ya (zevzekçe) bir espiri olarak dile
getirmiştir ya da yalan atmıştır..
Yok öyle
bir şey, toptan budist olan
hristiyan olan falan köyler yok…
AÇUMIJ Hilmi