Blogda Ara

29 Temmuz 2010

Mıyekhuape'de Bayram-Ağustos Milletimin Üstünden Doğar

Mıyekuape’de bayramlar bir buruk geçer benim için. Herkes sevinir, gezer eğlenir. Bense hep bir burukluk duyarım bayramlarda. 

Ramazan bayramıdır, Kurban bayramıdır, dini bayramlardır. Sadece Adıgelerin değil tüm Müslümanların bayramıdır. Dünyanın hatırı sayılır çoğunluğu bayram eder. Bende bayram ederim ama yine de bir burukluk vardır içimde. 

Mezarlıklara gideriz, akraba ziyaretleri yaparız, eş dost gelir. 


İçim burulur. Bizim evdekinin akrabalarıdır gezdiklerimiz, artık benimde akrabalarımdır, ama ne anamdırlar ne babamdırlar. Mezarlıkta öyle.... 

Dini bayramlar, buruk geçer, benim gibilere burada....

Geride kalanları düşünürüz, Türkiye'de dinini bile Çerkesce yaşamayanları düşünürüz. Bayram hutbesi sevindirir bir tek! Sevinilmez mi? Hem dinim hem dilim, sevinilmez mi? 

*** 

Tüm Çerkes(Adıge)lerin kutladığı milli bayramlarda aynı burukluk gelir yüreğime oturur. 

Dil bayramıdır. Tüm Adıgeler kutlar. Televizyonlarda, meydanlarda devlet görevlilerinden tutun anaokulundaki mini-minnacık çocuklara kadar herkes sevinçlidir. Benim içimi yine bir hüzün kaplar. Şimdi Türkiye’de Çerkes(Adıge)ler dil bayramını...... kutlarlar, kutlarlar! 


Okulları yoktur, televizyonları  yok desende olur, kitapları yoktur okumaya, dedelerinin babalarının mezartaşları bile başka bir dilde yazılıdır. Benimkilerinde mezartaşı aynıdır... Ama kutlarlar dil bayramını, .....  kutlarlar, kutlarlar! 

*** 

Bayrak bayramı vardır. Ellerinde bayrakları ile köylerden akın akın gençler Mıyekuape’nin meydanlarını doldurur, sokaklardan coşku akar. Giydikleri giysilerin bile üzerinde Adıge bayrağı vardır. Her yer sevinç, kıvanç doludur. 

Bayrak bayramı Adıgey’de çok hoş kutlanır. Kendini Adıge ülkesinin bir parçası  sayan herkes bayrak donanmıştır. Pırıl pırıldır her taraf, Çerkes(Adıge)lerin yanısıra Rus gençleri, Ermeni, Tatar kızları, delikanlıları yemyeşil t-shirtlerinden parlayan altın yıldızlarla sokaklardadırlar. Adıgelerin devletlerinin var olması insanın içine huzur doldurur. Devletçe (Adıge devletlerince) henüz resmen bayram olarak kabul edilmemiş olmasına rağmen (Çerkes) Adıge olmayan insanlarca bile Çerkes (Adıge) bayrağının bayramının böyle içten kabul edilmiş olduğunu görmek gururlandırır insanı. 

Ama benim içim yine burkulur, Türkiye’de Çerkesler bayrak bayramını kutluyorlar mıdır, kutluyorlardır, kutluyorlardır!  

Tüm Türkiyede her Çerkes evinin balkonuna bayrağımızı asmış mıdır? Gençlerimiz omuzlarına attıkları yemyeşil bayrağımızla, altındanmışçasına  parlayan yıldızları omuzlarına kondurmuş tüm gün ve gece düğünler yapıyorlar mıdır? Yapıyorlardır,.... bir şeyler, yapabildikleri kadar yapıyorlardır!  

Bende orada yaşıyordum bir zamanlar...

Yapıyorlardır, yaaa! Ama yine kalbim kırık ve bir hüzün vardır içimde.... 

*** 

Ağustos’un 1'i. Bir başka bayram. 

Ağustos, Mayıstan sonra gelir, evet arada bir kaç ay varsada Mayıstan sonra yinede  Ağustos gelir.... 

Tüm dünya Çekes(Adıge)lerinin bayramıdır, Ağustosun 1'i... İnsanlar yine Mıyekuapeye akarlar, köylerden gelirler, başka şehirlerden gelirler, evlerinden işlerinden, her yerden gelirler, geriye gelenlerin gelişlerini kutlamaya meydanı doldururlar...  

Dönüş bayramıdır, geriye dönenlerin dönüşünün kutlamasıdır. Herkesin gönlünün kabardığı büyüdüğü bir gündür. Benimse yüreğimin en sıkıldığı en çok içimin daraldığı gündür dönüş bayramı günü.  

Sıkılırım, sıkılırım, üzülürüm. Herkes oynarken, meydanı dolduran kalabalık gözüme az gelir! Türkiye'deki Çerkesleri, Ürdün'deki, İsrail'deki Çerkes(Adıge)leri aklına getirmek içindir, sanki!, her şey... 

İsrail gelir aklıma, dünyanın en zengin ülkerinden, ileri teknolojiye sahip israil. Diasporada Çerkes(Adıge)lerin en rahat, en özgür yaşadığı İsrail gelir aklıma. Üç-dört bin kişi gelir aklıma, hepside rahattırlar, ama hepsininde yüreği buruktur, hepside geri dönmelerinin gerektiğini bilirler. İsrail'de sonsuza kadar yaşayamayacaklarını hepside bilirler. Ama rahattır İsrail.  

Ürdün gelir aklıma, Ürdündeki Çerkes(Adıge)ler gelir aklıma... Dünyada artık hemen hemen hiçbiryerde kalmayan krallık sistemiyle yönetilen, ortadoğu kıskacında var olan krallıklardan birisi, Ürdün krallığı.  

Kraldan güç alan Ürdün Çerkes(Adıge)leri. Onlarda dönmeleri gerektiğini bilirler. Hepsi; ‘-geri dönmeli vatan vatanımız için bir şeyler yapmalı’ derler. Derler, ama!....Dünyada kalmayan sistemin, krallığın baki olmadığını onlarda bilirler... Bir gün kral devrildiğinde.... 

Suriye gelir aklıma, Türkiye gelir aklıma, gelirde gelir... 

Yugoslavya’da gelir aklıma, Avrupa’nın ortasında bir dönemlerin en sosyal Avrupa devleti, doğu bloğununda batı bloğununda ilgiyle izlediği Yugoslavya. Oradada Çerkes(Adıge)ler vardı. Onlarda bilirlerdi vatana dönmenin gerektiğini. Evet bilirlerdi, bilmesine ama tüm diğer diaspora Çerkesleri gibi.... Ve bir gün döndüler... 

Kalbim sıkılır, sıkılır, bayramı zehir ettiği için beni kızdırır.  

Türkiye'yi düşünürüm. Türkiye'dekiler de vatanını bilir, Türkiye'de vatanının neresi olduğunu bilmeyen Çerkes(Adıge) yoktur herhalde, vatana bir gün dönülmesinin gerektiğini bilmeyende yoktur herhalde... Ahhh döndürülmeden kendileri gelse...Yok yok Türkiye'de öyle şeyler olmaz...

Bir gün Maraş'ın bilmemne köyüne hiç Kürt ayrılıkçı sokmayan Çerkes(Adıge) köyü Türkiye'den ayrılan başka bir ülke tarafından kabul edilemez insandan sayılmaz. Zaten Kosova'da Türkiye'den ayrılmamıştı, Ürdün'de, Suriye'de, İsrail'de Türkiye'den ayrılmamıştı, değil mi? Hayatta olmaz, öyle bir şey, hayatta olmaz!.... 

Zaten Türkiye’deki her Çerkes(Adıge) vatanını biliyor, vatana dönmesi gerektiğini biliyor, eninde sonunda dönmesi gerektiğini biliyor. Evet biliyor, biliyor da!... 

Ama yine içim buruktur. Düşünmeden edemem... Türkiye'de de bu bayram kutlanıyor mudur? Kutlanıyordur, kutlanıyordur!  

*** 

Yine Ağustosun b1'i geliyor, Mayıstan bir kaç ay sonraki Ağustos, Çerkes(Adıge)lerin en büyük bayramlarından birisi…. Mayıstan sonraki ay geliyor. Yeniden doğuşun bayramı, Ağustosun 1'i geliyor... 

Birde sevinç vardır, kıvanç vardır yine o ufacık yüreğimde. Ağustosun 1'inde meydanlarda Türkiye, Suriye, Ürdün, İsrail, Amerika ve Kosova’dan gelenler de vardır. Yeniden doğuş vardır meydanda. Ve herkesin kalbi birazda buruktur, herkes diasporayı düşünür. Diasporada artık kendini düşünenler vardır...  

Mayıs nasıl birden gelmediyse Ağustosta birden gelmez, bunu da bilirim. Ama bir kere Ağustosun birinde güneş doğmuştur artık. Bakmayın kalbimin buruk olduğuna. Ağustosta gelir. Ağustos güneşide doğar milletiminüzerinden. 

Açumıj Hilmi Özen