Blogda Ara

16 Mayıs 2012

JENE KIRIMIZE


Jene Kırımızla ilk karşılaşmamız Adıge Pedegoji Lisesine kaydolduğumda (1958) idi.  O zaman, O, özerk bölge Radyo Komitesi Başkanıydı. Benimde içinde bulunduğum grubumuzun Mıyekuape yakınlarındaki bir kolhoza çalışmak üzere götürüldüğüne dair kısa bir haber yazıp, O’na vermiştim. Bize her zaman ‘Yazın: üç-beş bir şey kazanırsınız’ derdi. Yapmacıklığı olmadan cömert birisiydi. O tarihten sonra dostluğumuz ilerledi. O zamanlar bana kıyasla Kırımıze’nim yaşıda ilerlemişti, ünüde, övgüsüde yayılmıştı. Böylesi bir kişi beni nasıl dost ve yaren sayabilirdi ki? Öyle bile olsa, ne zaman yanına gitsem dostluk ve açıkyüreklilikle beni karşılardı; aramızdaki yaş farkını belli etmeden insanın yüreğine seslenen didaktik bir misal bulur benimle konuşurdu. 
Kendisinin makamını mevkisini bilmesem aynı seviyedeymişiz gibi, benimle gülüp, beni heyecanlandırıp umutlandırıp destek oluşu dikkatimi çekerdi. Benimle böyle ilgilenmesinin sebebi ise ‘şiirler’ yazıyorum diye yanına gidişimdi!  ‘Gel Tituv Geeeel’ isimli ilk öykümü yazdığımda da beni adeta Rusya da kanatlandırmıştı. Kol kanat olup, şafak vaktinde şarkılar söyleyen kuşlar misali kanatlandırdığı sadece ben de değilim, pek çok kişi. Allahım sen şahidim ol, şahidim de olabilecek sadece sen varsın, bu olayların üzerinden yaklaşık elli yıldan çok vakit geçti! Senin emrin-müsadenle, bütün yar ve yarenim olanlardan bu gün ‘eğitici’ olarak yanımda kalanların adına  GERÇEK TATLI BİR ADIGE’yi  tanıtmak istiyorum, Herkesin onun şiirlerini dinlemesini istiyorum.
ÇUYEKO Yunıs

ХЫГУБЖЫР
Хыгубжым ымакъэ гуих,
Гумахэм илъэхэр къыкIехы
Исыджхэр шысэкоу егъэкIы
МыжъуакIэр хъураеу ехъокIы

Хыгубжым щымыщыр зыхедзы
Къухьэхэр пхъэжъыеу зэредзэ
Иорхэм о макъэр агъэIу
Джы дэдэм къиущтых уагъаIо.

Хыгубжым тэ уанэр тетэльхьэшъ,
Тилъэгъумэ, ар зэкIэм мэIасэ,
ЗэрэтIоу ыкIуачIэ тIэ къехьэшъ,
КъытфэIорышIэнэу тэгъасэ.

DERYA HIRÇINLIĞI
Deryanın hırçın sesi yılınç,
Yufka yürekleri yerinden sökücü,
Dalgaları, at yelesi misali yetişir,
Keskin taşları dahi yuvarlaştırır.

Deryanın hırçınlığı kendinden olmayana,
Gemileri sürer, saman çöpü misali,
Dalgaları, dalga geçer gibi sesli,
Şimdi, hemen taşacaklar, dedirttiriyorlar.

Deryanın hırçınçlığını biz eyerleriz,
Hemen yelkenleri indirir, gördüğünde, bizi,
Dediğimiz gibi, gücünü sunar ellerimize,
Bizse, onu alıştırırız, iteate.

Çev. AÇUMIJ Hilmi
Adıghe Makh16-05-2012