Blogda Ara

15 Kasım 2012

HACI BRANT ZEKERİYA’DAN TARİH MİRASI


Günümüz tarih biliminin en önemli kollarından birisi de Tarhi Antropoloji (İnsanı inceleyen tarih bilimi).  Geçmiş, dönemin tasvirini, nasıl olduğunu, o tarihte yaşamış insanların yaşamlarını, iş-çalışma şekillerini, emek sunumlarını, düşün şekillerini öğrenmeden aydınlatılamaz. Buna sebep olan şey ise insanın kendisinin, kültürün ve tarihin merkezinde olduğunu, ve bunların ana koruyucusununda beşer olması yatar. 
Kuzey Batı Kafkasya tarihi böylesi arif insanların varlığı ile tekamül etti. 19 yüzyıl sonları 20. yüzyıl başlarında yaşamış olan sosyal etkinliklerin büyük katılımcısı Hacı Brant Zekeriya’da böylesi insanlardan birisi. Onun çalışması bu dönemde yaşayan Adıgelerin yaşamlarının pek çok alanının öğrenilmesinde, aydınlatılmasında  önemlidir. Hacı Zekeriya yaşamın içerisinde son derece optimist, elinden geldiği oranda hiç bir alanı eksik bırakmamacasına  hayatın aktif bir katılımcısıydı.

21 Kasım 1924 tarihinde Adıge Özerk Bölgesinin incelenip öğrenilmesi konusunda oluşturulan dernekte de aktif olarak çalıştı. Adıge müzesi oluşturulurkende 85 yaşındaydı. Müze kurulması çalışmalarını duyunca kendi arzusu ile Krasnodara (o tarihlerde Adıge özerk Bölgesinin merkeziydi) giderek Adıgelerin günlük yaşamlarında kullandıkları alet ve edevatları kendi elleri ile yaparak müzeye verdi. Üç ayaklı yuvarlak sofra, tabureler, belağ, yayık, halıvo bıçağı, ahşap sedir, deri dabağ aleti ve benzerleri. Günümüzde de bütün bunlar Adıge Milli Müzesinde saklanıyorlar.
Hacı Zekeriya geçen, ilerleyen zamanın yazı ile kayıt altına alınması gerektiğinin farkındaydı. 1924 yılında Hacı Zekeriya kendisi anlatıp yazdırarak Adıge tarih ve folklorünü anlatan ‘ Abdzahelerin havadisleri’ ni kayıt altına aldırttı.
Aradan uzun yıllar geçtikten sonra, Adıge Milli Müzesinin müdürü olan Navurze İbrahim’in eşi bu elyazmalarını Adıge Sosyal Bilimler Enstitüsüne verdi. Bu eser eski arap alfabesi kökenli adıge yazın dili ile kaleme alınmıştı. Ardından bu ensztitünün bilimsel çallışanlarından Hat’ane Abdullah tarafından ‘Rus Alfabesi kökenli’ yeni Adıge yazın diline aktarıldı.
Bu eserde Abdzahların önceden sürdürdükleri yaşam ve çalışma şekilleri, yaşadıkları bölgeler, farklı yer isimleri (dağlar, dereler vb.), gelenek görenekleri ve dini inançları – mecusi dinindenken nasıl olduğu, milli zenaatlar, tarım, ürettikleri tarımsal ürünler,  tanrıya nasıl ibadet ettikleri, tanrılarına nasıl bağlandıkları, kurban nasıl sundukları, Hadeus’un nasıl verildiği, sağlıklarını nasıl muhafaza ettikleri, milli dans ve oyunlarının nasıl olduğu yer alıyor.  Sözkonusu her bir husus başlıbaşına yeterince enteresan ve Adıgelerin tarihlerinin öğrenilmesi açısından önemli.
‘Abdzahelerin Havadisi’ isimli eser anlatıcısının ayrımını yaptığı 37 kısımdan oluşuyor, her kısmın kendine mahsus bir başlığı var. Matbaa harfleri ile 117 sayfadan oluşuyor. Farklı dönemler konu edildiği için Adıgelerin tarihi, folklörik farklı dil (anlatımlarla) ele alınmış. Eser üç ana stil altında toplanmış, Thıde, Tavrıh ve Havadisler
Thıdelerde anlatılanlar gerçekten olmuş olup tarihin sayfalarında yerini almış olan olaylar. Olaylar Adıge toprakları üzerinde gerçekleşiyor. Örneğin Hatkoşho, Aydemırkan, Şevcen, Kaytıko Aslanbeç, Yeçanıko kardeşlere dair anlatılanlar.
Hacı Brant Zekeriya’nın anlattıkları arasında söylencelerde büyük yer tutuyor. Söylenceler en çok devler ve Nartların bir zamanlar Adıge topraklarında yaşadıklarını anlatıyor onların kalıntılarının kafkasyada kaldığını büyük höyükleri örnek göstererek dillendiriyor. Aynı zamanda daha önce çok küçük insanlardan oluşan ‘Yisp’ isimli topluluğunda Adıgelerle yaşadığını, onlardan geriye üst üste konulmuş taşlardan yapılmış binaların kaldığı bu eserde anlatılıyor (Ç.n; Dolmenlere günümüzde de Adıgeler Yisp Vune – Yisp evi demekteler)
Tavrıhlar ise thıdelere yakın olmakla birlikte çok eski tarihlere dair anlatılanlardır. Eserin ilk başlığıda böyle bir tavrıhıj, Adıgelerin ortaya çıkışı doğuşuna ilişkin (Adıgelerin kökü) yer alıyor.
Adıgeler, Ketay (babaları) ile Kutay (anneleri) dan türediler. Onların ‘Adıg’ isiminde bir çocuğu vardı. Adıg’ında yedi tane oğlu vardı. Ardından onlarda aileler kurarak birbirlerine yakın yerlere yerleştiler. En büyüklerinin ismi Kumıku diğer kardeşlerin ismi Kebartay, Kereşay,  Çemguy, Abdzah, Bjeduğ, Şapsığdı. Ardından onlar Ketay ülkesinden ayrılıp Kafkasyaya geldiler ve Hazar denizinden  Karadenize kadar olan geniş topraklara hakim oldular. Abdzahların yaşadıkları topraklar ise yaz ve kış zirvesinde beyaz bir şapka gibi kar olan Fışt dağı yakınlarıydı. Aynı zamanda Mezmay deresi havzasında da yaşıyorlardı. İşte Adıhglerin kökeni ve doğuşu tarihte böyle yer almıştı. Anlatılarda (Hacı Brant Zekeriyanın kendi kanısına göre) Abdzahların arasında en yiğit olarak Hakurıne Tığujdan bahsediliyor. O, 1850 yılından başlayarak 12 yıl Abdzahe ordusunun komutanıydı.
Hakurıne Tuğuj bir defasında Çemguy köylerinden Mehoş’a misafirliğe gitmişti. Misafirliği esnasında köyden çığlık sesleri duydu. Ne olduğunu sorduğunda hacretlerin köyde çapa yapanlara saldırararak, mandaları önlerine katıp sürdüklerini çapacılarında bu yüzden bağrıştıklarını öğrenir.  Tığuj yağmacıların izini sürüp aralarından birisine ‘Ğume Ğur’a yetişir. Mücadele ederler, Tığuj onu yener ve hayvanları köye getirip çifçilere geri verir. İşte Tığuj böyle erlik belirteci pek çok şey yapar.
Brant Zekeriyanın anlattıklartının yer aldığı elyazmalarında Havadislerde önemli yer tutar. Bunlarda gerçekten olmuş olan olaylar anlatılır. Mesela bunlar arasında ‘Hakurenehableli kadınların erkeklere saldırısı’ (35. başlık altında)  gibi olaylara yer verilir. Bölgenin Rus başkanı Sokolov Adıgelerin de orduda askerlik yapmaları gerektiğini söyler. Bölge başkanının yanına gönderdikleri elçiler, bundan hoşlanmadıklarını ve askere gidemeyeceklerini söylerler. O’da eğer kabul etmeyecek olurlarsa hapsedileceklerine onları inandırır. Elçiler üç gün üç gece düşündükten sonra çarın emrine uymaya karar verir ve evrakları imzalarlar.
Geri döndüklerinde, evlerinde, olanları anlattıklarında, eşleri bu durumu kabul ettiklerini onaylamayarak, erkeklere karşı çıkıp artık kocaları olmadıklarını ilan etmişlerdi.
Bu eserde (sadece Abdzahelerin değil) bütün Adıgelerin tarihin belirli bir döneminde başlarından geçenler anlatılmıştır. Hacı Brant Zekeriya’nın anlatılarında ‘Abdzahe Havadisleri’nde folklorik tarihin tüm belirteçleri yer alıyor, bir konu diğeri ile ilintili olarak, bir anlatı stiline diğer stil eşlik ediyor. Bu eserde eskiden Adıgelerin düşün yapıları nasıldı güzel bir şekilde gözler önüne seriliyor.
Hacı Brant Zekeriya’nın zenaatı ve bıraktığı bu miras Adıge ulusunun geçmişteki yaşantısının nasıl olduğu üzerinde araştırma yapan herkese her konuda iyi bir yardımcı niteliğinde. Bir insanın yalnız başına ortaya koyduğu eser olarak çok kıymetli ve üzerinde araştırılacak, incelenecek pek çok ulusal öneme haiz konuyu ihtiva ediyor.
ÇUVUIK’ Anjel
Tarih Bilimdalında Prf. Dr. Adıge Devlet Üniversitesi öğretim görevlisi
Çeviri; AÇUMIJ Hilmi
Adıghe Makh 15-11-2012