Okumamış, okusada
yazılı olanları anlamamış, milletimizin geçmişi ve bu günü hakkında dahi
bilgisiz, habersiz olan birisi şöyle söyleyebilir.
‘-Bayrağıma
ilişmeyin, altına sağına soluna yazı yazmayın ULEYN!’
Bu ifade
duyulduğu an akla gelmesi gereken ilk şey, Türkiyenin geliştirdiği bayrak
anlayışına adapte edilmiş bir bayrak sevgisinin sözkonusu olmasıdır. Adıgelerin
geçmişi, tarihi hakkında bilgisizliğin ortaya konulmuş olmasıdır.
***
Adıgeler bayrak, flama
ve benzeri sembollerine elbetteki değer verirlerdi ve hala değer vermeye devam
ediyorlar.
Ama bu Türkiye’de
birilerinin geliştirdiği bayrak sevgisinden farklı ortaya konulurdu ve
konuluyor.
Örneğin günümüzde
kullandığımız Çerkes Bayrağının ilk örneklerinden olan iki oklu üç yıldızlı bayrağın ve diğer bayrakların üzerinde, bayrak sapında ailelerin
sülale damgalarının basıldığını görürüz. Bunlardan bir tanesi 1805 yılında Rus
çarlık kuvvetlerince ele geçirilmiştir.
Veya, şekil
olarak günümüzdeki Adıge bayrağına benzemeyen ama Batı Çerkesyada yapılan
savaşlar neticesinde Rus Çarlık ordusu tarafından ele geçirilen üç şerit
halindeki Bayrağın üzerine ‘Muhammed’ ve bunun altına başka başka yazıların
simle işleyip yazıldığını görüyoruz. Sırmalarla süslü kenarlar vs. vs.
Aynı
uygulamaların benzerleri günümüzde de Nalçikte, Maykopta dikkatimizi çeker. Düğünlerde
taşınan bayrakların üzerine sülale armalarını sırmalarla işletenler önümüze çıkar.
Bunu da ‘O’
bayrağa çok değer verdiklerinden yaparlar. Üzerine işledikleri sülale armaları
ile onur gurur duyarlar. Hem bayrağı hem sülalelerini yücelttiklerini belli
edecek tavırlar sergilerler.
Giydikleri giysilerin üzerine Adıge bayrağını işlerler, ve bu da onların
sevgi gösterisidir.
Bayrakların altına Adıge Xeku, Çerkesya gibi yazılarda yazarlar.
Okumamış, okusada
yazılı olanları anlamamış, milletimizin geçmişi ve bu günü hakkında dahi
bilgisiz, habersiz olan birisi ‘Bayrağımın altına sağına soluna yazı yazmayın
ULEYN!’ diyebilir.
Bu doğru bir davranış tarzı olarak elbetteki ele alınamaz.
Aslında şöyle bir
söylem daha doğru ve kabul edilesi bir şeydir. Ve hatta üzerinde de durulup
çalışılması bence de gereklidir.
‘Atalarımız ve bu
gün yaşayan pek çok Adıge bayrağımızı benimsediğini içselleştirdiğini gösteren
şekilde kendisinden, ailesinden, ülkesinden bir şeyleri bayrağa işliyor. Ne
yazık ki Çerkeslerin yaşadıkları coğrafyalardaki halkların bunları yanlış
algılaması mümkün. Bizlerin bayrağımıza saygı göstermediğimizi düşünebilirler.
Bu yüzden bayrağımızın üzerine böylesi şeyleri işlemenin bu toplumlarca yakışık
almadığını halkımıza izah etmeliyiz. vs. vs.’
Eğer bu milletin
geçmişinden, tarihinden, günümüzdeki yaşantısından habersiz iseniz, okuduğunuzu anlamıyorsanız veya hiç okumuyorsanız, veya okuma alışkanlığınız yoksa veya bilmediklerinizi
sorarak öğrenmiyorsanız ‘ULEYN’ diye ortaya çıkmanız mümkün.
Ama, ‘ULEYN’diyerek, o
yıldız bunun, bu yıldız şunun diye yıldız dağıtmaya başlayıp ipinden tuttup
yükselmeyi umduğunuz bayrağı da kendi kendinize istemeyenlere hiç alakası olmayanlara hediye etmeniz de doğru değildir.