Blogda Ara

22 Temmuz 2013

ÇERKES'LERE TÜRKİYE'NİN BORCU VAR!

Türkiye’de özellikle son yıllarda devletin şu ya da bu şekilde, hangi sebeple olursa olsun gösterdiği demokratik insancıl gelişimleri inkar etmemiz doğru değildir.

Türkiyede son yıllara kadar tamamen Çerkes milletini diğer pek çok azınlık gibi adeta yok sayan hatta hiç böyle bir millet yokmuş gibi davranan bürokrasinin değişimine hepimiz şahidiz.

Bu değişimler neticesinde Türkiyede konuk olarak yaşayan, bu ülkeden bir karış dahi toprak talebi olmayan, bu bağlamda bu ülkenin bir santimetre karesini dahi Çerkeslere ait kılma arzusu gütmeyen Çerkesler bu ülkeyi kendi vatanı görmezler. Onların vatanı bellidir, Çerkesyadır.

Türkiyedeki Çerkesler kendi vatanları içinse günümüzde ne yazık ki reel olarak çalışma anlamında istenen seviyeye ulaşamamışlardır. Bununla birlikte Türkiyeden kesinlikle toprak talepleri olmaması sebebiyle vatanlarına karşı bir eyilimleri olduğunu da net olarak kanıtlıyorlar.

***

Çerkeslerin Türkiyeden istedikleri, isteyebilecekleri şeyler toprak talepleri olmaması sebebiyle ülkede yaşayan diğer tüm halklardan daha azdır.

Öncelikli talepleri arasında bulunabilecek şeyler Çerkes varlığının-kimliğinin tanınması ve geliştirilmesi özgürlüğü yanısıra desteğidir de.

İstenen kısaca sadece 'özgürlük' değil 'destektir' de. Çünkü bu destekte kendilerine ait bir haktır. 

Ülkede yaşayan herkes kadar vergilerini verir, ülke için gerekli hizmetleri yerine hiç kimseden geri kalmamaca yerine getirirler. Adalet, onların bu vergi ve hizmetlerinden elde edilen metada hak sahibi olduklarını inkar edemez.

TRT için en az diğer insanlar kadar vergi öderler. Bu devletin tüm hizmetleri için geçerlidir.

Aynı zamanda 'kendilerini temsil etme hakları' da vardır-var olmalıdır.

Örneğin ülkede Tabipler odası gibi bir kurum nasıl olabiliyorsa, Çerkes Meclis de olabilmelidir. Bu sadece Çerkeslerin oyları ile oluşturulacak bir yapı olmalıdır. 

Bu ne bölücülüktür ne de aşırılıkçılıktır. Sadece sahip olunan hakkın istenmesidir.

Yine yukarıda verdiğimiz örnekteki gibi tabipler odası nasıl sadece tabiplerin oluşturduğu bir yapı ise Çerkes meclisi de öyle bir yapı olabilir. 

Kısaca Çerkeslerin kendilerine ait, kendilerini temsil eden bir xase-parlemento, zefes-kongre oluşturmalarının sağlanması için devletten talepte bulunmaları gayet tabii haklarıdır (Şimdiye kadar bu hakkı talep etmemiş olmamaları bunu gereksiz kılmaz).

Bu bağlamda Türkiye Cumhuriyetine de büyük vazifeler düşmektedir.

***

Dünya imtihan dünyası. 

Her bir fert kendisi ile imtihan olduğu kadar etrafındaki insanlarla da imtihan olur onların imtihanıda olur.

Aynı şey daha kalabalık gruplar, milletler için dahi geçerli.

Türkiyede Türkler, Kürtlerle, Çerkeslerle, Gürcülerle vs. imtihan olur. Onların haklarına ne kadar riayet ettikleridir önemli olan. 

Aynısı tam tersi ile de geçerlidir. Kürtler, Çerkesler, Gürcüler de yaşadıkları bu ülkede hem birbirleri ile hem de Türklerle olan ilişkilerinde imtihan olmaktadırlar.

Kısaca dünya sadece fertler için değil fertlerin oluşturduğu milletler için de imtihan yeridir. Milletlerin imtihanı ise kendilerini oluşturan fertlerin davranışları ile şekillenir ve aslında bu aynı zamanda bu fertlerinde sorumluluğudur. 

Biz Çerkesler olarak haklarımızı savunmakla yükümlü isek, Türkiye de hem dinimize hem insanlığa hem de genel kabul görecek her türlü şeye göre bu haklarımızı vermek ve gözetmekle yükümlüdür.  Bu, Türkiye'nin Çerkeslere karşı olan bir borcudur.

AÇUMIJ Hilmi