El kapısı
zordur. El elin eşeğini türkü söyleyerek ararmış.
Ne yapalım.
Türkiyede biz Çerkesler el’iz, el alemiz.
Ne yaparsak
yapalım yabancıyız. İstediğiniz, istedikleri en iyi şeyi yapsanız, en iyisi
olsanız, en masumu, en sadığı, en asisi olsanız bir şey değişmez.
Türkiye El
kapısı, El eli…
***
Türkiyeyi el eli
görmeyen Türkiyede yaşayan bir tane bile Çerkes yoktur herhalde. Türkiyede şu
alan, şu arazi şu toprak Çerkeslere aittir, Çerkesler buradan toprak isteyebilir
diyebileceğimiz kaç karış arazi vardır.
Bir karış bile
yok...
Böyle iddiada bulunacak kaç Çerkes vardır....
***
El kapısı işte ne yaparsın...
Sen istediğin
kadar iyi ol, kötü ol fark etmiyor. El alemsin ya... Her şey göze batar.
Her birimiz, orasının
el kapısı olduğunu bilir bilmesine ama kendi evi içinde az kıpırdar.
Kendi evimizde
bir başka alem, ne yapalım öyle...
Ne ise, Türk, Kürt,
Gürcü, Ermeni, Rum, Süryani, Arap cümle Türkiye’de yaşayan kendi yaşadıkları
bölgelerin halkı olan insanlar el alem
olduğumuzu unutturmamaya çalışıyorlar..
***
Türkiyede Çerkesler
ülkenin kaymağınımı yedi bilmiyorum. Benim doğup büyüdüğüm topraklarda Düzce’de
Çerkeslerin yediği şey kaymak ise Türkiye’nin kaymağı çokta özenilecek bir şey
değilmiş.
Yok, eğer bu
yediğimiz şey kaymak değilse zaten söylenenler sadece yakıştırma, el olduğumuz
için Türkiye’de sadece misafir olarak görüldüğümüz için yediğimiz bir lokmanın
fazla görülüyor olması.
Bu yüzden Türkiyeye
kaymak yemeye gidilmediyse bile orada iken elinizde ne kadar imkan varsa her
şekilde yiyebildiğiniz kaymağı yemelisiniz. Bunda çekinilecek hiç bir şey yok.
Yemesenizde yediniz gibi görüleceğini zaten biliyoruz.
Hatta keşke orada
edinilen sermayeler, iyi bilgiler kendi evimize taşınsa, ne iyi olur...
***
Türkiye’de bir
bilim kadını Çerkeslerin Türkiyenin kaymağını yediğini söylemiş. Arkadaşlarımızda
bunu eleştirmişler.
Ne gerek var.
Hanımefendi iyi söylemiş, elin kapısında ne işimiz var, oradan elde ettiğimiz
en ufak şey dahi biz orada olmasaydık onlara kalacaktı.
Hanımefendi bu
bağlamda doğru söylüyor. Katığımız, aşımız
sadece kuru ekmek, acı su olsa dahi, biz orada bulunmasaydık onların olacak
şeylerden nasipleniyoruz.
El elinde olmak
böyle bir şey işte. Yediğiniz lokma, boğazınızdan geçen bir damla su bile çok
görülür.
AÇUMIJ Hilmi