Blogda Ara

14 Kasım 2013

Kaymak yemeye geldim vahayra haaa!

El kapısı zordur. El elin eşeğini türkü söyleyerek ararmış.

Ne yapalım.  Türkiyede biz Çerkesler el’iz, el alemiz.

Ne yaparsak yapalım yabancıyız. İstediğiniz, istedikleri en iyi şeyi yapsanız, en iyisi olsanız, en masumu, en sadığı, en asisi olsanız bir şey değişmez.

Türkiye El kapısı, El eli…

***

Türkiyeyi el eli görmeyen Türkiyede yaşayan bir tane bile Çerkes yoktur herhalde. Türkiyede şu alan, şu arazi şu toprak Çerkeslere aittir, Çerkesler buradan toprak isteyebilir diyebileceğimiz kaç karış arazi vardır.

Bir karış bile yok...

Böyle iddiada  bulunacak kaç Çerkes vardır....

***

El kapısı işte ne yaparsın...

Sen istediğin kadar iyi ol, kötü ol fark etmiyor. El alemsin ya... Her şey göze batar.

Her birimiz, orasının el kapısı olduğunu bilir bilmesine ama kendi evi içinde az kıpırdar.

Kendi evimizde bir başka alem, ne yapalım öyle...

Ne ise, Türk, Kürt, Gürcü, Ermeni, Rum, Süryani, Arap cümle Türkiye’de yaşayan kendi yaşadıkları bölgelerin halkı olan  insanlar el alem olduğumuzu unutturmamaya çalışıyorlar..

***

Türkiyede Çerkesler ülkenin kaymağınımı yedi bilmiyorum. Benim doğup büyüdüğüm topraklarda Düzce’de Çerkeslerin yediği şey kaymak ise Türkiye’nin kaymağı çokta özenilecek bir şey değilmiş.

Yok, eğer bu yediğimiz şey kaymak değilse zaten söylenenler sadece yakıştırma, el olduğumuz için Türkiye’de sadece misafir olarak görüldüğümüz için yediğimiz bir lokmanın fazla görülüyor olması.


Bu yüzden Türkiyeye kaymak yemeye gidilmediyse bile orada iken elinizde ne kadar imkan varsa her şekilde yiyebildiğiniz kaymağı yemelisiniz. Bunda çekinilecek hiç bir şey yok. Yemesenizde yediniz gibi görüleceğini zaten biliyoruz.

Hatta keşke orada edinilen sermayeler, iyi bilgiler kendi evimize taşınsa, ne iyi olur...

***

Türkiye’de bir bilim kadını Çerkeslerin Türkiyenin kaymağını yediğini söylemiş. Arkadaşlarımızda bunu eleştirmişler.

Ne gerek var. Hanımefendi iyi söylemiş, elin kapısında ne işimiz var, oradan elde ettiğimiz en ufak şey dahi biz orada olmasaydık onlara kalacaktı.

Hanımefendi bu bağlamda doğru söylüyor.  Katığımız, aşımız sadece kuru ekmek, acı su olsa dahi, biz orada bulunmasaydık onların olacak şeylerden nasipleniyoruz.

El elinde olmak böyle bir şey işte. Yediğiniz lokma, boğazınızdan geçen bir damla su bile çok görülür.

AÇUMIJ Hilmi