Dinimiz
hayatımızın temel yapılanmasını formülüze edişi ile bizlere ne kadar kolaylık
sağlıyor. Peygamberimiz bir hadislerinde şöyle söylemiş; ‘Kadın, dört şey için
nikâh edilir: Malı, soyu, güzelliği ve dindarlığı için. Sen dindar olanı ele
geçirmeye bak!’
Kısaca dinimiz hadisler
vasıtası ile peygamberimizin tavsiyeleri ile dindar, güzel, maddiyata sahip ve
de çerkes olan birisi ile evlenmemizi her birimize tavsiye ediyor. Bunların
hepsini bir arada bulunduran kişilerle evlenmek en hayırlısı olsa gerek.
***
Özellikle Türkiye
gibi yabancı bir ülkede yaşarken yabancılarla evlenmek Çerkeslerce çokta arzulanmayan
bir evlilik şeklidir.
Bu bilinçaltlarına
o kadar çok işlemiştir ki; böylesi evlilik yapanların anne-babalarının,
akrabalarının ‘Adıge değil ama o kadar iyi ki, adeta Adıge dersin’ dediklerini
işitirsiniz.
Yabancılarla evlilik
asimile oluş hızımızı çok daha arttırıcı bir etkendir. Bunu her ferdimiz bilir,
hisseder...
***
Çok üzücü olmakla
birlikte Çerkeslerle alakalı kurumlarda faaliyet gösterenler içerisinde de
yabancılarla evlilik oldukça yoğun bir hal almıştır.
Hatta derneklerimizin
milli ismimiz etrafında toplanıp milli davamıza, milletimize hizmet edici
yapıya bürünmelerine engel olan şeylerden biriside bu yabancılarla evlilik
konusudur.
Etrafınızdakilere
dikkat ederseniz bu konuda en çok direnen ve karşı koyanların ya yabancılarla
evlenenler, yada yabancılarla evlenmeye hazırlananlar olduğunu göreceksiniz.
Örneğin evlenmek
istediği kişi Karaçay olan birisinin illa Karaçaylarında bizim milletimizin
ferdi olduğu iddiasını ayyuka çıkardığını görebilirsiniz.
Asetin kaşeni
olan içinse Asetinler milletimizin fertleri oluverirler.
Bu da derneklerin
milli nitelikleri konusunda pasifleşmesine azımsanmayacak etkisi ile
rahatsızlık vericidir.
***
Yabancılarla
evlilik, elbetteki 'suç veya kabul edilmesi imkansız' bir şey değildir.
Kabul edilmesi
imkansız olan şey; kaşeninin milletini bizim milletimizin parçası sayan söylemler
geliştirenlerdir.
Bu haliyle bireysellikten
tamamen çıkmış toplumsal anlamda yıkıcı niteliklere bürünmüş, karşı koymamız
gereken hal almıştır.
Sözkonusu durumda,
bireysel olarak yabancılarla yapılan evlilikten çok daha ötesine geçilmiş
ulusun diğer kesimlerininde yabancılarla evlenmesini mazur görmemizi sağlayan
yıkıcı bir mahiyet kazanmıştır.
Yabancılarla
evlenmek isteyenlere (gönülden tasvip etmesekte) karışmamız doğru değildir. Ama
yabancılarla evlenmek istedikleri için yabancıları bizim milletimizin parçası
saymaya kalkışanlara karşı durmamız doğru olandır.
Aslında bu yabancı milletlere karşı da yapılmış büyük bir hakarettir, bu bağlamı dahi böylesi ucube yaklaşıma karşı olunmayı adeta zorunluluk haline getirir.
AÇUMIJ Hilmi