Şhalaho Abu şöyle yazıyor; ‘... bizim dilimize ait
olup, başka dile girmiş, o milletin işittiği şekilde, dilinin döndüğü kadar
söylediği gibi bu kelimeler bir daha dilimize geri dönüp çarpıtılmaya
(çarpıtılmasaydı! Çuyeko Yunus) başladı. Şehurac yerine Çexrak, Hımışçey yerine
Hamışki, Jıvubğu yerine Cubga, Daho
yerine Dahavskaya’.... Bunun suçlusu kim? Dağınıklığımızı bertaraf edip
biraraya gelmemizin zamanı geldi... Brant Zekeriya’nın elyazmaları bu konuda
bize yardımcı olacak mahiyetteler. Hacı Zekeriya ‘Abdzehe Kheberxer’ diye bu
elyazmalarına başlık verdi. Daha önceki dönemlerde yaşamış bilimadamlarından
Huaj Muhammed’in raporsal nitelikler taşıyan listesinde; ‘Hatane Abdulah’ın
(Adıgebzem yizehef Guşıatle –si yazarı, Çuyeko Yunus) incelemesi sonucunda bu
elyazmasının arap harfleri ile yazılmış Çerkesce metin olduğunu belirledik.
Böyle olmasına rağmen elyazması günümüzde kullanılan Rus alfabesi ile
oluşturulmuş Çerkesce ile basıldı..
Siz değerli gazete okuyucuları, bu eseri tanıttığımızda sizin yapacağınız değerlendirmeyi bilmiyorum ama ben bu elyazması kitabı okuduğumda Tolstoyun ‘Savaş ve barış’ adlı eseri aklıma geldi. Kitap Abdzeh (birebir) Adıge milletini konu alan olağanüstü bir tarih kitabı, ummanın dibi ile dahi kıyaslanamayacak derinlikte. Uzun bir dönemi ele alıyor, pek çok şahısa değiniliyor. Aşağıda bu eserden kısımlar bulacaksınız...
***
Abdzah nizamını (xabzesini) ikinci defa anlatıyorum. İlkini Sihu Seferbıy ‘Abdzahların nasıl bir nizamı vardı, topraklarının sınırı nereye kadardı, gösterdikleri yiğitlikleri, nüfuslarını söylermisin’ diye sorduğunda şunları söyledim;
Adıge Khebarıj
Tüm Adıgelerin
Khebarını bilmiyorum, ben Abdzeh’ım bu yüzden Abdzehlerin khebarını sana
anlatayım.
Adzdehlerin memleketinde bulunan nehirler;
Pşış, Psekups, Kuşı, Tseşı, Pçıha, Tsıtse, Thoho, Hıdıc, Febğu, Yeş’ako,
Kujıps, Şhaguaş, Dahu, Mezmay, Psıfur, Farz...
Bu nehirlerin
tamamı ufak nehirler, hepsi Pşıze nehrine akıyorlar. Bütün hepsinin doğduğu dağ
ise Abdzahların büyük, yüksek dağı Fışt. Dağı gezmeyen insan dünyayı yeterince
görmemiştir. İşte Abdzahların sahip oldukları vatanları. Abdzahların sahip
oldukları memlekette bulunan Kazak kasabası sayısı ise 77 ve idare merkezi olan
kent Mıyekuape.
Abdzah Nizamı (xabzesi)
Abdzah 62 tl’eko (sülale) oluyor. Önce Yedıc,
Tsey en sonuncusuda Apış, Habıraço. Bunlardan 8’i vork. Yedıc, Yenemıko,
Ançoko, Davur, Cençate, Berzek.
Abdzahların pşıları da han’larıda yoktu. Bir
sorunları olup biraraya geldiklerinde
sözkonusu işle alakalı uygun olarak konuşan kişi önderleri oluyordu. Bu
konuda onun kararlarına uygun hareket ediyorlardı.
Abdzahların gelinalması
Gelin almaya
gittiklerinde, gittikleri köyde elbisleri az-çok denilmeden alınırdı. At ve
silahları haricindekileri alırlar utanmayacakları eski elbiseler verir
giydikleri kıyafetler alınırdı.
Kız eğer
evlenmeyecek olursa kaçırıldığı da olurdu.
Düğün yapacakları
zaman daha fazla imkanı olanlar üç, beş yedi gün düğün yaparlardı. Gelinin
erkek çocuğu olduğunda iplikle salıncak kurar üç gün üç gece cegu yaparlardı.
Bunun ardından kurban keser ismini takarlardı.
Abdzahların iki ismi var
Abdzehe Kurıbz,
Abdzahe Phets. Abdzahe Kurıbz Mezmaye’den çıkanlar. Abdzahe Phets Tube Xase’den çıkanlar.
Bu gün insanların uydukları islam dininden bir şey anlamazlardı. Anlamamalarının sebebi ise bunları söyleyecek anlatacak hocalarının olmamasıydı. Ama samimiyetle tanrının var olduğunu biliyorlardı. Kendilerinin sandığı kadarıyla tanrıya kulluk ederlerdi. Erkekli kadınlı olarak dua yeri olarak bir ağaçları vardı, oraya gidip, dua ederlerdi.
Bu ağacın ismi
ise ‘Thaçağ’dı. İhtiyaç duydukları ve istedikleri şeyler için yakarırlardı.
Abdzahlar ölülerini
yılda üç defa konuk ederlerdi. Her aile bir gece-gündüz.
1. ЖъыхьакI- Jıhaç,
aralık ayına
2. ЛъэIупщагъ –
Tleupşağ, şubat ayına
3. Одыбан – Vodıban,
Mayıs ayına denk gelirdi.
Ölüleri konuk etmek için yaptıkları
Çok sayıda kurban
yiyeceği hazırlarlardı. Yaşlıca insanları toplar-davet ederlerdi. Yiyecekler hazırlandığında
evlerindeki en iyi odayı boşaltır yemekleri sofralara dizerlerdi. Daha sonra (хэгърэйхэр) hizmet edenler
sofraların başında bir misafir ağırlarken durdukları gibi durur davranırlar,
ölülere hizmet eder gibi bir müddet bu
odada sofralar bekletilir daha sonra dışarı çıkartılarak gelen insanlara
konuklara sunulur hep birlikte yenilirdi. Bu işe en çok dikkat eden Abdzahe
Phets’ti.
P’ur (yetiştirmek üzere çocuk) Alan Abdzahlarda
vardı
P’ur üç isim
taşır
Блэгъагъэ пIур – Bleğağe
p’ur – Yakınlık p’uru. Mülk kazanma amacı güderek çocukları p’ur olarak
alıp yetiştiriyorlardı.
Щынагъо пIур – Şınağo p’ur – Çekince-ürkü p’uru. Şaki-hırlı, şerir
kimselerin çocuklarını onlardan ürktükleri-çekindikleri için p’ur olarak
alırlardı
Лъыосэ пIур – Tlıvose p’ur – Diyet p’uru. Mülken borçlanmış, fakat
bunu ödeyemeyecek durumda olduğunda
alacaklısının çocuğuna bakıyorsa işte bu tlıvose p’ur olarak isimlendirilir.
Abdzahlerin kıymet vermedikleri kişiler
Bir Abdzah erkeğinin
başına gelecek en ayıp şey bindiği atından düşürülüp elindeki ganimeti ve atı
alınıp kendisi de sağlam bir şekilde geri gelmesidir.
Böyle bir şeyin
başına gelmesinden daha ayıp bir şey yok. İnsanlar «къэкIуапщи» ona buyur bile demeden, insan yerine bile
konulmadan halkın arasında kalırdı. Aynı zamanda kadın kendi kocası dışında
birisi ile yoldan çıkarsa da değersiz sayılıyor hatta ardından şarkı bile
yazılıyor.
Abdzahların köleleri
Kölelerin tedarik edilmesi
Kendileri
arasında yetim-öksüz kalanları zorla köleleştiriyorlardı. Uzak köylere gidip
çocukları kaçırıyor, zorla ellerinden alıyor yada satın alıyorlardı. Böyle
erkek ve kız çocuğu satın alanlar sonra onların yaşı kemale erince evlendiriyor
aile kurduruyorlardı. Onların çocuklarını satın alıyor yada satıyorlardı.
Böylelerinden
doğan çocukları satın alanlar;
1. Vubıh,
İstanbula götürüp Türk zenginlere satıyorlardı.
2. Şapsığ.
Türkler çocukları
büyüdüklerinde kızlarını vermek üzere satın alıyorlardı. Kız çocuklarını ise
büyüdüklerinde oğullarına gelin olsun diye satın alıyorlardı. Türklerin satın alış sebepleri ise ‘Çerkesler
iyi oluyor, çalışkan oluyorlar’diyeydi. Böyleleri de çok uğurlu olup iyi
yerlere denk geliyorlardı.
Böyle iyi olduğu
için vork, tl’ekotl’eş olupta kız ve
erkek çocuklarını satanlarda vardı. Böyle çocuğunu satan Vorkları da söyle
dersen, bu tipte pek çok lafını dinlediğim Hakurıne Hatav, Tsey Karbeç, Gume
Bay, Hacemıko Temır.
Yayına Hazırlayan ÇUYEKO
Yunus
Özet Çeviri; AÇUMIJ Hilmi
Kaynak; Адыгэ макъ