Daha önceleri de
defalarca değindiğim gibi DÖNÜŞÜ Çerkesler için AMAÇ olarak ele alan kendisini
DÖNÜŞ ideali ile ideallendiren böyle bir şeyin amaç ve ideal olabileceğini
düşünen kişiler HAYAL ALEMİNDE YAŞARLAR.
Halka, insanlara aslında kaçınılmaz olan kendilerinin
dahi bildiği gerçekleri anlatmazlar.
Yine defalarca yinelediğimiz gibi O GÖÇ
EDECEKLERİ yerin adını dahi açık açık dile getirmezlerken aslında orası
hakkında doğru bilgi vermelerini beklemekte zordur.
***
Bu imtina edişlerini
mazur göstermek üzere ortaya sürdükleri işitilebilir tek söylem ise yine diğer
temel söylemleri gibi gerçeklerle örtüşmez (var olan durumu akıl ve mantık ile
irdeleyemezler)
Derler ki; Adıgelerin
coğrafi-idari birlikleri yakın bir gelecekte gerçekleşemez bu yüzden bu uzak
hayali dillendirmeden biz dönelim.
Halbuki bu
gerçekle hiç örtüşmez.
Adıgey, Karaçay-Çerkes,
Kabardey-Balkar cumhuriyetleri gerçekte üzerlerinde yaşayan tüm halkların
içki-eğlence, geçim derdinde olan veya hiç
bir şeyi önemsemeyen kitleri dışındaki herkes tarafından yıkılması istenen
yapılardır.
Bu
cumhuriyetlerin hemen hemen tüm yaşayanları bu cumhuriyetlerin ortadan
kalkmasını isterler.
Bu sadece onlarla
da sınırlı kalmaz. Özellikle merkezi federal idarede ‘Regionların güçlendirilmesi’
adı altında oluşturulan devlet politikası çerçevesinde bu cumhuriyetlerin
varlığına son verilmesini arzuladığını her fırsatta dile getirir.
Kısaca günümüzde
bu cumhuriyetler hem yaşayanlarınca hem de federal yönetimce yıkılması-ortadan
kaldırılması gereken yapılar olarak görülür.
Çerkesler, Ermeniler,
Ruslar, Türki halklar, Kazaklar, Yahudiler, Ukraynalılar kısaca bu
cumhuriyetlerin tüm yaşayanları bu cumhuriyetlerden memnun değillerdir ve kendi
arzularına uygun şekilde yapılarının değişmesini isterler.
***
Bu cumhuriyetlerin
‘oldukları şekilde’ varlıklarının devamını arzulayan tek kesim ise bu Cumhuriyetlerin
yöneticilerinden oluşan bürokratlardır. Bunu hiç durmadan dile getirenlerde
sadece onlardır.
AMAÇLARINI DİLE
GETİRMEKTEN ACİZ DÖNÜŞÇÜLER ise bu konuda görmedim, duymadım, söylemedimi
oynamaktan çok zevk alırlar.
Bu
cumhuriyetlerin varlığı işte böylesi bıçak sırtında bir durumdadır.
Kısaca bu
cumhuriyetlerin tamamen ortadan kaldırılması veya birleştirilmesi inanın
sandığınızdan çok daha yakın bir gelecekte söz konusu olabilir.
Sadece bürokratların
istediği bu yapılar bu şekilleri ile
aslında zaten yaşamıyorlar.
Günümüzdeki durum
ise özellikle Federal Merkezin tüm bu halkların arasında karışıklığa mahal
vermeyecek bir uzlaşı ortaya koyamıyor-formülüze edemiyor olmasından ibarettir.
***
Kısaca onlarca,
yüzlerce, binlerce, milyonlarca ÇERKESİN DÖNÜŞÜNÜN sağlanmasından çok daha reel
olan ve yakın gelecekte gerçekleşecek şey ise Adıgelerin bir idari-coğrafi yapı
altında toplanmasıdır.
Bu hali ile ÇERKESYA
uzak olmaktan beri, yakın gelecekte gerçekleşmesi muhtemel olan siyasi
gelişmelerden bir tanesidir.
DÖNÜŞÇÜLERİN,
nereye, neden, ne amaçla dönülmesi gerektiğini izah etmekten imtina ettikleri
DÖNÜŞ ise yakın gelecekte gerçekleşme ihtimali olmayan bir şeydir.
DÖNÜŞÜN GERÇEKLEŞTİRİLMESİ
YAKIN BİR TARİHTE DEĞİLDİR.
Hatta, atıyorum
ÇERKESYA kurulduktan sonra, siyasi, ekonomik, sosyal anlamda azımsanmayacak bir
yeterliliğe ulaştığında, tüm geriye döneceklerin her türlü sorunlarına çözüm
bulabilecek hale geldiğinde dahi DÖNÜŞÜN GERÇEKLEŞMESİ yakın bir tarihe tekabül
etmeyecek.
***
Kısaca amaçlarını
ortaya koyamayan, nereye göç etmeleri gerektiğini belirtmeyen, bunun için
gerekli olan şartları dile getiremeyen, ideal olması akıl ve mantık
çerçevesinde mümkün olmayan DÖNÜŞ’e adeta taptıklarını belirten DÖNÜŞÇÜlerin 'yapılabilecek, yakın tarihte gerçekleşmesi mümkün olan şeylere daha fazla eğilelim' söylemi de
diğer söylemleri gibi boştur.
İşte bu yüzden
GERÇEKLEŞMESİ UZAK BİR TARİHTE MÜMKÜN GÖRÜLÜYOR olmasına rağmen vatanına dönmek
isteyenleri, DÖNÜŞÇÜ’yüm diye kendisini yukarıdaki şekilde tanımlayanlara
rağmen doğru bilgilendirmemiz gerekiyor.
Bizler istesekte
istemesekte sorunlarımız birbirleri ile ilintilidir. Dolayısıyla elimizden
geldiği oranda her sorunumuza eğilmeye çalışmalıyız. Yoksa nasıl olsa yakın bir
tarihte gerçekleşmesi mümkün değil diye sorunlarımıza eğilmekten vazgeçmemiz
faydadan ziyade zarar sağlar.
Bu bağlamı ile
DÖNÜŞÜ KUTSALLAŞTIRIP HER ŞEYİN ÖNÜNE ALAN, böylesi uzak hatta çözümlendiğini
günümüzde yaşayan hiç bir Adıgenin görme olasılığı dahi olmayan yaklaşım
doğru değildir.
İnsanların
umutlarını kırmak, yüreklerini sıkmak, ilgilerini uzaklaştırmak için, o, SÖZDE
İDEAL OLAN DÖNÜŞ’ten daha iyi bir şey ortaya konulamaz.
Çünkü biz
biliyoruz ki örneğin 100 bin Adıgeyi, Kabardey-Balkar Cumhuriyetine veya Adıgey
Cumhuriyetine yarın sabah sorunsuz bir şekilde taşımış dahi olsak ne DÖNÜŞ, ne
de ÇERKESLERİN COĞRAFİ-İDARİ birlikleri sağlanmış olacak. Bu birliğin
sağlanması nüfusumuz ve nüfuzumuzun yanısıra yukarıda değindiğim diğer etmenlere
de bağlı.
Kısaca DÖNÜŞÇÜLERİN
umutlarınızı kırmasına müsade etmemelisiniz.
En önemlisi
DÖNÜŞÜN, ÇERKES SORUNUNUN her türlü şart uygun olsa dahi yakın bir gelecekte
ortadan kalkmayacak olduğunu kavramamızın zorunluluğudur. Davranışlarımızda esas
olması gereken şey ise her birimizin üzerine düşeni elinden geldiği oranda
yerine getirmesidir.