Blogda Ara

13 Ocak 2014

DÖNÜŞ ÜÇ GÜNDE OLMAYACAK...

Daha önceleri de defalarca değindiğim gibi DÖNÜŞÜ Çerkesler için AMAÇ olarak ele alan kendisini DÖNÜŞ ideali ile ideallendiren böyle bir şeyin amaç ve ideal olabileceğini düşünen kişiler HAYAL ALEMİNDE YAŞARLAR.

Halka,  insanlara aslında kaçınılmaz olan kendilerinin dahi bildiği gerçekleri anlatmazlar.

Yine defalarca yinelediğimiz gibi O GÖÇ EDECEKLERİ yerin adını dahi açık açık dile getirmezlerken aslında orası hakkında doğru bilgi vermelerini beklemekte zordur.


***

Bu imtina edişlerini mazur göstermek üzere ortaya sürdükleri işitilebilir tek söylem ise yine diğer temel söylemleri gibi gerçeklerle örtüşmez (var olan durumu akıl ve mantık ile irdeleyemezler)   

Derler ki; Adıgelerin coğrafi-idari birlikleri yakın bir gelecekte gerçekleşemez bu yüzden bu uzak hayali dillendirmeden biz dönelim.

Halbuki bu gerçekle hiç örtüşmez.

Adıgey, Karaçay-Çerkes, Kabardey-Balkar cumhuriyetleri gerçekte üzerlerinde yaşayan tüm halkların içki-eğlence, geçim derdinde olan veya  hiç bir şeyi önemsemeyen kitleri dışındaki herkes tarafından yıkılması istenen yapılardır.

Bu cumhuriyetlerin hemen hemen tüm yaşayanları bu cumhuriyetlerin ortadan kalkmasını isterler.

Bu sadece onlarla da sınırlı kalmaz. Özellikle merkezi federal idarede ‘Regionların güçlendirilmesi’ adı altında oluşturulan devlet politikası çerçevesinde bu cumhuriyetlerin varlığına son verilmesini arzuladığını her fırsatta dile getirir.

Kısaca günümüzde bu cumhuriyetler hem yaşayanlarınca hem de federal yönetimce yıkılması-ortadan kaldırılması gereken yapılar olarak görülür.

Çerkesler, Ermeniler, Ruslar, Türki halklar, Kazaklar, Yahudiler, Ukraynalılar kısaca bu cumhuriyetlerin tüm yaşayanları bu cumhuriyetlerden memnun değillerdir ve kendi arzularına uygun şekilde yapılarının değişmesini isterler.

***

Bu cumhuriyetlerin ‘oldukları şekilde’ varlıklarının devamını arzulayan tek kesim ise bu Cumhuriyetlerin yöneticilerinden oluşan bürokratlardır. Bunu hiç durmadan dile getirenlerde sadece onlardır.

AMAÇLARINI DİLE GETİRMEKTEN ACİZ DÖNÜŞÇÜLER ise bu konuda görmedim, duymadım, söylemedimi oynamaktan çok zevk alırlar.

Bu cumhuriyetlerin varlığı işte böylesi bıçak sırtında bir durumdadır.

Kısaca bu cumhuriyetlerin tamamen ortadan kaldırılması veya birleştirilmesi inanın sandığınızdan çok daha yakın bir gelecekte söz konusu olabilir.

Sadece bürokratların istediği bu yapılar  bu şekilleri ile aslında zaten yaşamıyorlar.

Günümüzdeki durum ise özellikle Federal Merkezin tüm bu halkların arasında karışıklığa mahal vermeyecek bir uzlaşı ortaya koyamıyor-formülüze edemiyor olmasından ibarettir.

***

Kısaca onlarca, yüzlerce, binlerce, milyonlarca ÇERKESİN DÖNÜŞÜNÜN sağlanmasından çok daha reel olan ve yakın gelecekte gerçekleşecek şey ise Adıgelerin bir idari-coğrafi yapı altında toplanmasıdır.

Bu hali ile ÇERKESYA uzak olmaktan beri, yakın gelecekte gerçekleşmesi muhtemel olan siyasi gelişmelerden bir tanesidir.  

DÖNÜŞÇÜLERİN, nereye, neden, ne amaçla dönülmesi gerektiğini izah etmekten imtina ettikleri DÖNÜŞ ise yakın gelecekte gerçekleşme ihtimali olmayan bir şeydir.

DÖNÜŞÜN GERÇEKLEŞTİRİLMESİ YAKIN BİR TARİHTE DEĞİLDİR.

Hatta, atıyorum ÇERKESYA kurulduktan sonra, siyasi, ekonomik, sosyal anlamda azımsanmayacak bir yeterliliğe ulaştığında, tüm geriye döneceklerin her türlü sorunlarına çözüm bulabilecek hale geldiğinde dahi DÖNÜŞÜN GERÇEKLEŞMESİ yakın bir tarihe tekabül etmeyecek.

***

Kısaca amaçlarını ortaya koyamayan, nereye göç etmeleri gerektiğini belirtmeyen, bunun için gerekli olan şartları dile getiremeyen, ideal olması akıl ve mantık çerçevesinde mümkün olmayan DÖNÜŞ’e adeta taptıklarını belirten DÖNÜŞÇÜlerin 'yapılabilecek, yakın tarihte gerçekleşmesi mümkün olan şeylere daha fazla eğilelim' söylemi de diğer söylemleri gibi boştur.

İşte bu yüzden GERÇEKLEŞMESİ UZAK BİR TARİHTE MÜMKÜN GÖRÜLÜYOR olmasına rağmen vatanına dönmek isteyenleri, DÖNÜŞÇÜ’yüm diye kendisini yukarıdaki şekilde tanımlayanlara rağmen doğru bilgilendirmemiz gerekiyor.

Bizler istesekte istemesekte sorunlarımız birbirleri ile ilintilidir. Dolayısıyla elimizden geldiği oranda her sorunumuza eğilmeye çalışmalıyız. Yoksa nasıl olsa yakın bir tarihte gerçekleşmesi mümkün değil diye sorunlarımıza eğilmekten vazgeçmemiz faydadan ziyade zarar sağlar.

Bu bağlamı ile DÖNÜŞÜ KUTSALLAŞTIRIP HER ŞEYİN ÖNÜNE ALAN, böylesi uzak hatta çözümlendiğini günümüzde yaşayan hiç bir Adıgenin görme olasılığı dahi olmayan yaklaşım doğru değildir.

İnsanların umutlarını kırmak, yüreklerini sıkmak, ilgilerini uzaklaştırmak için, o, SÖZDE İDEAL OLAN DÖNÜŞ’ten daha iyi bir şey ortaya konulamaz.

Çünkü biz biliyoruz ki örneğin 100 bin Adıgeyi, Kabardey-Balkar Cumhuriyetine veya Adıgey Cumhuriyetine yarın sabah sorunsuz bir şekilde taşımış dahi olsak ne DÖNÜŞ, ne de ÇERKESLERİN COĞRAFİ-İDARİ birlikleri sağlanmış olacak. Bu birliğin sağlanması nüfusumuz ve nüfuzumuzun yanısıra yukarıda değindiğim diğer etmenlere de bağlı.

Kısaca DÖNÜŞÇÜLERİN umutlarınızı kırmasına müsade etmemelisiniz.

En önemlisi DÖNÜŞÜN, ÇERKES SORUNUNUN her türlü şart uygun olsa dahi yakın bir gelecekte ortadan kalkmayacak olduğunu kavramamızın zorunluluğudur. Davranışlarımızda esas olması gereken şey ise her birimizin üzerine düşeni elinden geldiği oranda yerine getirmesidir.

AÇUMIJ Hilmi