Dzesej Zavurbıy Adıge
Cumhuriyetinin kuruluş yıllarında 1990’lı yıllarda çerkes hareketinde en aktif
ve yapıcı katılımı gerçekleştiren insanlardan birisidir.
Sovyetler birliğinin
dağılması ardından Çerkesler arasında ortaya çıkan Çerkes ulusunu temeline
almış siyasi akımların sağlıklı gelişmesinin temelini atan kişidir denilse de
yeri var.
O ne bir bilim adamı, ne
uluslarası politikada ün salmış bir diplomat ne de büyük bir asker.
Ulusu için en doğru
gördüğü yolu aydınlatmak için elinden geleni yapmış milletimizin samimi
evlatlarından. Günümüzde ilermiş yaşına rağmen hala bu yolda elinden geleni
yapmaya devam eden birisi.
Ne yazık ki Çerkes
dünyasında gerektiği kadar tanınmayan birisidir de aynı zamanda. Acıdır ama
insan oğlunun yaratılıştan gelen kötü hasletlerinden biriside elinde
bulundurduğu değerin kıymetini yitirdikten sonra bilmektir.
Adım gibi eminim Dzesej
Zavurbıy’ın anısına şarkılar, şiirler (Allah gecinden versin) ölümünün ardından
dizilecek. Heykelleri de yapılır, sokaklara adı verilir, yeni doğan çocuklara
onun ismi layık görülür.
Dzesej Zavurbıy Çağdaş
Çerkesya ve Çerkes hareketlerinin temellerinin sağlam atılmasını organize etmiş
kişidir.
Çerkes bilim adamlarını bir araya getirerek ortak bilimsel ve tarihi temellere
dayanan gerçek siyasetimizin temellerinde yer alan ünlü Koşhable Forumları onun
eseridir.
Denilebilir; ortam bunu
gerektiriyordu. Eninde sonunda çerkes bilimadamları biraraya gelip bu
tesbitleri zaten yapacaklardı. Belki bunların hepsi doğru. Fakat Dzesej
Zavurbıy doğru zamanda doğru yerde doğru bir organizasyonu gerçekleştiren
kişiydi.
Günümüzde yetmiş yaşını
aşmış ulu çınarlarımızdan birisi.
Yine de boş durmuyor.
Rusca yazmış olduğu şiirlerin yer aldığı kitabı bu günlerde basıldı. Ben ne
yazık ki Ruscaya şiirden zevk alacak ve inceliklerini kavrayacak kadar hakim
değilim.
Dzesej Zavurbıy’in
kitabının ilk sayfasına, ilk satırına göz atıyorum;
Prof. Dr. Bırsır Batırbıy eserin değerlendirmesini yapmış, yazının başlığı; ‘ÇERKESYA
ADINA KONUŞUYORUM....’ tüylerim diken
diken oluyor... Ulu çınar hala aramızda ve hala biz onun çalışmalarını uzaktan
izlemekle yetiniyoruz, ve hala kimse gereken değeri ona henüz vermiş değil....
Kendisi kitabın isminin
altında bir cümlelik açıklama yapmış; Çerkesya’nın kaybının 150. yılına...
Ulu çınar, yetmiş yaşını
çoktan aşmış büyüğümüz, dimdik ayakta... Kendimden biraz utandım.
Dzesej Zavurbıy |
Bu kadar senede hala şu
satırları okuyacak, tamamıyla anlayacak kadar nasıl rusca öğrenmeden bu
memlekette yaşıyorum...
Elbette ukalalık edip,
madem Çerkeslerle alakalı Çerkesya ile alakalı yazıyor neden çerkesce yazmamış
da diyerek kendimi bu eksikliğimden sıyırıp ayırmam da mümkün...
Ama, iyiki çerkesce yazmamış,
iyiki Çerkesyada yaşayan Rus, Ermeni, Kazak vd. tüm milletlerin anlayacağı bir
dilde yazmış. Onların aralarında bu
eserin yankılanacağını da tahmin ediyorum. Kitabın ise değerlendirmesini size
ayrıca iletemiyorum. Bu da benim eksikliğim.
Dzesej Zavurbıy iyiki
varsın, Allah seni daha uzun yıllar başımızdan eksik etmesin. Sen dimdik ayakta
durdukça....
Bizler, merak etme ardından senin gibi dimdik duran heykellerini bir gün dikeriz...Şimdi sen ayaktasın ya, o, bu gün bize yeter...