Blogda Ara

15 Şubat 2016

Cici annesi olmayanlara Allah kolaylık versin!

Arkadaşlarımdan birisi  ‘-Sendeki bu Abaza sevgisi nedir, ne kadar çok Abazalardan bahsediyorsun, bu kadar çok bahsetmene hiç gerek yok’ diye mesaj atmış…

Aslında epeyiden beri Abazalarla alakalı bir şeyler yazdığımı hatırlamıyorum.

Sanıyorum blogumdaki eski yazılarıma göz atmış olmalı.

Gerek gördükçe, zaman zaman Abazalarla, Abhazya ile alakalı fikirlerimi aktardığımda oluyor.

Bu bana çok doğal geliyor.

***



Bizim sülalemizde gelinlerden bazılarına Nendax demek gelenektendir.


Benim de bir Nendax’ım vardı.

Babamın büyük amcasının eşi.

Hemen hemen hiç Türkçe bilmezdi.

Babanemle birlikte evimizin wunets’ık’u diye adlandırdığımız odasında otururlarken hatırlıyorum. 

Bende abghenin üzerinde, pencerenin kenarında onlardan birinin ya kucağında ya bucağında otururdum hep....

Bir sürü masal, öykü anlatırdı, çerkesçe ilahiler okurdu...

Yuvarlak gözlükleri vardı.

Birde sobanın yanında abdest alırken illa ellerine su dökmeye çalıştığımda kızması, daha doğrusu kızamamasını anımsıyorum.

***

Hem Babanem hem de Nendax’ım ben küçükken vefat ettiler.

Birde babamın küçük halası vardı.

İstanbulda yaşardı, ama yılın büyük kısmını yine köyümüzde yaptıkları evinde geçirirdi.

Babamın büyük amcasının kızıda yazları onunla kalırdı. Her biri benim için öz halam gibiydiler.

Düzcede oldukları müddet boyunca (ki bu da yılın çoğu zamanı demekti) ben de onlarla kalırdım.

Konuştukları konular günümüzden en az 70-80 yıl öncesinin olaylarıydı. 

Hatta zaman zaman yüzyıl öncesine de ulaşırlardı.

Babanemin ve Nendaxımın hafızamda derin yer etmesi belki onların sayesinde olmuştur.

Normal halde onları unutmam gereken bir yaşta olmama rağmen halalarım sayesinde onları hafızama iyice nakşetmişim.

***

Nendax’ım Abdzahların Gut’e sülalesindendi.


Hani Kuyeko Nalbıy’in ünlü bir öyküsü varya hepiniz hatırlarsınız, düşman saldırınca tüm çocukları vefat eden yaşlı bir kadından bahseder...

Hani, düşmanın mızrağı üzerinde gökyüzüne kaldırılınca ‘topraklarımız ne de güzelmiş’ diyen delikanlı var ya...

Hani bu olayla alakalı, o delikanlıya ailesinin tley (tozluk) dikerek vermesinden esinlenerek tozluk (tley) yemini eden (iyi niyetli ama dili falan bilmeyen gençler) var ya....

İşte Nendax’ımın sülalesi bu olayla alakalı.

O savaşta birbirleri ile mücadele edenler ise Adıgelerdi....

Savaş neticesinde bir sürü esir ele geçirilir.

Xase toplanır esirlerin ne yapılacağı konusunu müzakere ederler....

Kimisi 'sahile götürüp Türklere satalım' der, kimisi de 'köleleştirelim' der...

Ançoko sülalesinden birisi söz alır ve; ‘-Bunlar ne amaçla bize saldırdılarsa da fark etmez, neticede onlarda Adıgeler. Bu yüzden onları ne satalım, ne köleleştirelim, serbest bırakalım’ der...

Bu yüzden o adama Gut’e lakabı takılır.

O adamdan türeyenlere, o adamın çocuklarının-torunlarının oluşturduğu sülaleye Gut’e denilir.

***

Nasıl oldu, ne zaman oldu, niye böyle oldu bilmiyorum ama Nendax’ın vefatı ardından sülalemizdeki hiç bir geline bu sıfatla seslenilmedi...

Onun yerine bende dahil olmak üzere sülalemizdeki yeni nesiller, bazı gelinlere yengelere Cici Anne anlamında ‘cicane’ demeye başladılar...

Hem annemin tarafından hem babamın tarafından cicanelerimiz hala varlar...

***



Nendax’ımın sülalesine eskiden, taaa fi tarihinde Ançoko denilirdi.


Ayrıca hala Ançoko sülalesi varlığını devam ettiriyor.

Ançok(o) bir dönemin Adıgelerinde (Çerkeslerinde) oldukça popüler erkek ismiydi...

Günümüzde de bu ismi taşıyan çok kişiye rastlayabilirsiniz (en azından Adıgeyde).

Anço abazacada tanrı demek, ko eki ise Çerkesçe’de oğlu demek.  Yani ismin ‘Tanrı evladı, Tanrı kulu’ gibi şeyleri çağrıştıran bir anlamı var.

Elbette bu isimdeki Anço kelimesinin Abazaca ile Çerkesçe’nin ayrışmadığı kalubeladan mı kaldığı veya sonradan Abazacadan Çerkesçeye mi geçtiğini bilmiyorum....

Ama bildiğim bir şey varsa; Ançoko isminde günümüz abazacasında var olmaya devam eden Anço kelimesinin var olmasından dolayı bu sülaleyi abazalarla ilintilemek doğru değil. Bu yanlış bir yaklaşımdır.

Böylesi bir yaklaşım bizi Osman isminin arapça olmasından dolayı Osmanoğullarını Arap saymamız sonucuna bile götürebilir...

Fakat size şunu da belirteyim, hiç ilgisi olmadığını bilmeme rağmen elimde olmadan Abaza denildiğinde aklıma Nendax’ımın gülen yüzü geliyor...

Altında başka bir şey olmadan, sırf bu yüzden Abazaları seviyorum...

Nendax’ımın anısı hafızamda yer aldığı müddetçede böyle olacak herhalde...

Bu arada hala yaşamakta olan cicanelerime sağlık, esenlik ve refah diliyorum.

Nendax ve şu an aramızda olmayan bana geçmişimi unutturmayan tüm büyüklerimin de mekanlarının cennet olması için Allah'a yakarıyorum.

AÇUMIJ Hilmi.