Arkadaşlarımdan
birisi ‘-Sendeki bu Abaza sevgisi nedir,
ne kadar çok Abazalardan bahsediyorsun, bu kadar çok bahsetmene hiç gerek yok’
diye mesaj atmış…
Aslında epeyiden
beri Abazalarla alakalı bir şeyler yazdığımı hatırlamıyorum.
Gerek gördükçe,
zaman zaman Abazalarla, Abhazya ile alakalı fikirlerimi aktardığımda oluyor.
Bu bana çok doğal
geliyor.
***
Bizim sülalemizde gelinlerden
bazılarına Nendax demek gelenektendir.
Benim de bir Nendax’ım
vardı.
Babamın büyük
amcasının eşi.
Hemen hemen hiç Türkçe
bilmezdi.
Babanemle
birlikte evimizin wunets’ık’u diye adlandırdığımız odasında otururlarken hatırlıyorum.
Bende abghenin üzerinde, pencerenin kenarında onlardan birinin ya kucağında ya bucağında otururdum hep....
Bende abghenin üzerinde, pencerenin kenarında onlardan birinin ya kucağında ya bucağında otururdum hep....
Bir sürü masal, öykü
anlatırdı, çerkesçe ilahiler okurdu...
Yuvarlak
gözlükleri vardı.
Birde sobanın
yanında abdest alırken illa ellerine su dökmeye çalıştığımda kızması, daha
doğrusu kızamamasını anımsıyorum.
***
Birde babamın
küçük halası vardı.
İstanbulda yaşardı,
ama yılın büyük kısmını yine köyümüzde yaptıkları evinde geçirirdi.
Babamın büyük
amcasının kızıda yazları onunla kalırdı. Her biri benim için öz halam
gibiydiler.
Düzcede
oldukları müddet boyunca (ki bu da yılın çoğu zamanı demekti) ben de onlarla kalırdım.
Konuştukları
konular günümüzden en az 70-80 yıl öncesinin olaylarıydı.
Hatta zaman zaman yüzyıl öncesine de ulaşırlardı.
Hatta zaman zaman yüzyıl öncesine de ulaşırlardı.
Babanemin ve
Nendaxımın hafızamda derin yer etmesi belki onların sayesinde olmuştur.
Normal halde
onları unutmam gereken bir yaşta olmama rağmen halalarım sayesinde onları hafızama
iyice nakşetmişim.
***
Hani Kuyeko
Nalbıy’in ünlü bir öyküsü varya hepiniz hatırlarsınız, düşman saldırınca tüm
çocukları vefat eden yaşlı bir kadından bahseder...
Hani, düşmanın
mızrağı üzerinde gökyüzüne kaldırılınca ‘topraklarımız ne de güzelmiş’ diyen
delikanlı var ya...
Hani bu olayla alakalı,
o delikanlıya ailesinin tley (tozluk) dikerek vermesinden esinlenerek tozluk
(tley) yemini eden (iyi niyetli ama dili falan bilmeyen gençler) var ya....
İşte Nendax’ımın
sülalesi bu olayla alakalı.
O savaşta birbirleri
ile mücadele edenler ise Adıgelerdi....
Savaş neticesinde
bir sürü esir ele geçirilir.
Xase toplanır
esirlerin ne yapılacağı konusunu müzakere ederler....
Kimisi 'sahile
götürüp Türklere satalım' der, kimisi de 'köleleştirelim' der...
Ançoko
sülalesinden birisi söz alır ve; ‘-Bunlar ne amaçla bize saldırdılarsa da fark
etmez, neticede onlarda Adıgeler. Bu yüzden onları ne satalım, ne
köleleştirelim, serbest bırakalım’ der...
Bu yüzden o adama
Gut’e lakabı takılır.
O adamdan
türeyenlere, o adamın çocuklarının-torunlarının oluşturduğu sülaleye Gut’e
denilir.
***
Nasıl oldu, ne zaman oldu, niye böyle oldu
bilmiyorum ama Nendax’ın vefatı ardından sülalemizdeki hiç bir geline bu
sıfatla seslenilmedi...
Onun yerine bende
dahil olmak üzere sülalemizdeki yeni nesiller, bazı gelinlere yengelere Cici
Anne anlamında ‘cicane’ demeye başladılar...
Hem annemin
tarafından hem babamın tarafından cicanelerimiz hala varlar...
***
Nendax’ımın sülalesine
eskiden, taaa fi tarihinde Ançoko denilirdi.
Ayrıca hala Ançoko
sülalesi varlığını devam ettiriyor.
Ançok(o) bir dönemin
Adıgelerinde (Çerkeslerinde) oldukça popüler erkek ismiydi...
Günümüzde de bu
ismi taşıyan çok kişiye rastlayabilirsiniz (en azından Adıgeyde).
Anço abazacada
tanrı demek, ko eki ise Çerkesçe’de oğlu demek. Yani ismin ‘Tanrı evladı, Tanrı kulu’ gibi
şeyleri çağrıştıran bir anlamı var.
Elbette bu isimdeki Anço
kelimesinin Abazaca ile Çerkesçe’nin ayrışmadığı kalubeladan mı kaldığı veya
sonradan Abazacadan Çerkesçeye mi geçtiğini bilmiyorum....
Ama bildiğim bir
şey varsa; Ançoko isminde günümüz abazacasında var olmaya devam eden Anço kelimesinin var olmasından dolayı bu sülaleyi abazalarla ilintilemek doğru değil. Bu yanlış bir yaklaşımdır.
Böylesi bir
yaklaşım bizi Osman isminin arapça olmasından dolayı Osmanoğullarını Arap
saymamız sonucuna bile götürebilir...
Fakat size şunu
da belirteyim, hiç ilgisi olmadığını bilmeme rağmen elimde olmadan Abaza
denildiğinde aklıma Nendax’ımın gülen yüzü geliyor...
Altında başka bir
şey olmadan, sırf bu yüzden Abazaları seviyorum...
Nendax’ımın anısı
hafızamda yer aldığı müddetçede böyle olacak herhalde...
Bu arada hala
yaşamakta olan cicanelerime sağlık, esenlik ve refah diliyorum.
Nendax ve şu an aramızda olmayan bana geçmişimi unutturmayan tüm büyüklerimin de mekanlarının cennet olması için Allah'a yakarıyorum.
Nendax ve şu an aramızda olmayan bana geçmişimi unutturmayan tüm büyüklerimin de mekanlarının cennet olması için Allah'a yakarıyorum.
AÇUMIJ Hilmi.