Nartlar
Çerkeslere (Adıgelere) ait destandır.
Çerkesler (Adıgeler) hepinizin bildiği gibi Kuzey kafkasyada doğup gelişmiş bir millettir.
Zaman içerisinde
çevrelerindeki halklarla olan ilişkilerinde siyasi ve kültürel olarak
kendilerine oldukça geniş bir hinterland da oluşturmuşlardır.
Nart destanları
Çerkeslere (Adıgelere) aittir.
Çerkes (Adıge) kültürünün
ortaya çıkarmış olduğu bir büyük epostur.
***
Zaman içerisinde
siyasi ve (veya) kültürel olarak Çerkes (Adıge) etkisi altında kalan halklarda da Nart
destanları bilinir.
Nart
destanlarından bahseden tüm halkların (bu açıdan bakıldığında) en belirgin ortak noktası sadece Çerkeslerin etrafında yer alan halklar olmalarıdır.
Çerkeslerle
tarihi komşuluğu olmayan hiç bir halkta, Çerkeslerin komşusu olmayan hiç bir
halkta Nart destanlarından söz edilemez.
Nart eposu tamamı
ile sadece Çerkesler ve onların kültürel hinterlandı da diyebileceğimiz etki
alanlarındaki halklarca bilinir.
Çerkeslere yeni
çağlarda komşu olmuş Rus ve Tatarlarda ise bu etkileşimi zayıf bir şekilde
görürürüz.
Tatarların
Çerkeslere yakın bölgede yaşayanları olan Nogay ve ‘Çerkeslerin dağlı diye
tarif ettikleri’ Dağ Tatarları (Karaçay- Balkar) tarafından ise bilinir.
Çerkeslerin tarihte
güneyden komşuları olan Abaza ve Gürcülerde ise Çerkeslere yakınlıkları
oranında Nart destanları bilinir. Mesela Abazalar bundan
haberdarken onların güney komşusu olan Gürcü halklarından migrellerde buna
rastlanmaz.
Ama yine Gürcü
halklarından olan Svanların Çerkeslerle olan komşuluğu sebebiyle bu destanı
içselleştirdiklerini görürüz.
***
Uzun lafın kısası
Nartlardan bahseden herkes sadece ve sadece
Çerkeslerin etrafında yaşamış halklardır.
Nart
destanlarının merkezi hiç bir şüpheye imkan duymamacasına Çerkeslerdir.
Tarih içerisinde
kültürel etki alanımızda bulunmuş her halkta (tüm komşularımızda, etnik
kökenleri ne olursa olsun) Nart destanı izi görülür.
Bunu inkar etmek
olanaksızdır.
***
Arkadaşlar 21.
yüzyıldayız.
Aklınızı başınıza
almanız gerekiyor.
Her biriniz
Çeraşe Tembotun Zalıko Yerstemini okumuşsunuzdur.
Çerkes
söylenceleri arasında Zalıko Yerstemin yer aldığından her biriniz de
haberdarsınızdır.
Ünlü fars-iran
destanı Zal oğlu Rüstemi duymayanınız yoktur.
20. yüzyıldaki
büyük yazarımız (Çeraşe Tembot) hiç erinmeden, gücenmeden gayet rahat bir
şekilde 19. yüzyıl çerkes yaşantısını ele aldığı tek atlı romanının kahramanına
Zal oğlu Rüstem adını verebilmiştir.
Kültür böyle bir
şey.
Çerkeslerin bir
zamanların İran kültüründen etkilenmesi ne çerkes halkında ne de çerkes
entellektüellerinde hiç rahatsızlık oluşturmaz.
Ama iranlı birisi çıkıp Zaloğlu Rüstemden bahseden
herkes, onunla alakalı söylenceleri dillendiren herkes İranlı sayılmalı derse
ipler kopar.
***
İşte sizlerin
yaptığı da öyle bir şey.
Çerkeslere komşu
halkların boyunlarına ilmik geçirircesine, ümüklerini sıkarcasına ‘-Onlara da
Nart diyelim. Nart şemsiyesi altında onları toplayalım’ demeleriniz çok ayıp.
Bunun adı
şövenliktir.
Bunun adı diğer
halkları küçük görmektir, atalarınızın oluşturduğu kültürle onları ezmeye
çalışmaktır.
Hiç yakışık alır
bir şey değildir.
İranlı birisi
çıkıp Zalıko Yerstemle, Türk birisi ortaya çıkıp Hocayla (Nasreddin Hocayla)
size böyle yaklaşırsa hoşunuza mı gider. Gitmez değil mi?
Nartlarla komşumuz
olan halkların ümüğünü sıkmayı bırakın.
AÇUMIJ Hilmi