Blogda Ara

13 Mart 2019

ТЫРКУМ ИС АДЫГЭХЭР ДЖЫРИ ШЫОУ МЭЗЕКIОХ! ТÜRKİYEDEKİ ÇERKESLER HALA ATLI DOLAŞIYOR!


ЯIулэ цIынэхэмкIэ
Yaş uleleri ile (1)

КъыздикIыгъэхэ шIуампIэхэм
Çıktıkları (yumurta) kabuklarına

Еорэ чэтыжъыехэм фэдэ
Vuran civcivler gibi

«-Мы кIэлэ Iулэ бетэмалыр тэ къидзыгъ»
шъумыIощтмэ;
"Bu ule (şapşal 2) yomsuz (3) nereden (önümüze) düştü"
demeyecekseniz;


СыкъыздикIыгъэр къэбар гомыIу:
Geldiğim yer gönlümüze hoş gelmeyecek havadis(le anılacak gibi):

Тыркум ис адыгэхэр
Türkiyedeki Çerkesler

Джыри шыухэу мэзекIох..
Hala atlı dolaşıyorlar, (süvariler)

Шыпэ Iупэр зыIыгъыр амышIэу,
Atın önünden tutanı bilmeden,

Шы лъэбжъэ макъэм едэIухэзэ,
At ayak sesini dinleye dinleye,

Онэгум хэчъыяхыгъэхэу,
Eğerin göbeğinde uyuklaya uyuklaya

Шыухэу,
Süvariler,

Джа лъэбжъэ макъэр,
O (at) ayağı sesi,

Якушъэ - онэгу орэдэу,
Eğer - beşik ninnisi gibi,

МэзекIох
Dolaşıyorlar....

Зэу къэущыжьынхэба!
Hele bir uyanmazlar mı!

Мыбгъум, набгъом исхэм
Burada, (kuş) yuvasındakilerin,

Хэку ухъумакъоу къыдэнагъэхэм
Vatan koruyucusu olarak arada-geride kalanların

Якъэбари къыIон горэ къыхэкIынба!?
Havadislerini de anlatacak birisi çıkmaz mı!?



***
IуакIэми шIыкIэ иI.
Sözün de (söylemenin de) usulü var.

Чышым тес сабыири,
Ağaç dalından ata binen çocuk da,

«-ЗекIо сэкIо» еIо.
'-Sefere gidiyorum' diyor.

Чы цIынэ пырацэм
Dallı budaklı  yaş ağaç dalında

Шэсыгъэу сапэр еуты.
Atlanıp tozu dumana katıyor.

НышIур, сабыипIушIу,
İyi anne, iyi eğitimcidir,

Чыш шыум
Daldan atla süvari olanın

Ышъхьашъуи риутын,
Başına da vurur,

ЫIи кIиутын.
Eline de vurur.

Чэм лъакъо
İneğin ayağı

ШкIэ ыукIырэп зэраIоу,
Buzağıyı öldürmez dedikleri gibi,

АщкIэ Iащи шъхьащи
Bu yüzden eli de başı da sakat (4)

Хъугъэ щыIэп.
Olan yok.

Цэцэрыжъыр зимыкIасэ
Şiş kebabını sevmeyen,

Адыги, цIыфи щымыIэн фай 
Çerkes de -  her hangi bir insan da yoktur herhalde.

Пхъэ такъэхэр,
odundan takozları,

Чы цIынэхэр,
yaş dalları,

Зэхэугъоягъэу, хэгъэнагъэми,
bir araya toplayıp yaksanızda

Жъокъу машIо мыхъущтыр
köz ateşi olmayacaksa 

ЫшъхьэкIэ щэлыды.
Üstünden parlar (yanar).

Адыгэ хасэ зыфаIоу,
Çerkes xasesi diye,

ТыркумкIэ зэхэщагъэр
Türkiyede kurulan (xaseyi)

Тырку IэнатIэм фэкIорэ
Türkiye makamlarına giden (çıkan)

Лъэоянэу агъэлыды.
Merdiven basamağı (gibi üstünden) parlatıyorlar.

***


Адыгэ хабз зыфаIоу,
Adıge Xabzesi diye(rek)

Тижъыхэм и шытхъу щагъэIугъэр;
Eskilerimizin (atalarımızın) öygüsünü duyurdukları,

КIэкIэу пIопэн хъумэ;
Kısacasını demek gerekirse;

Псапэрэ гуапэрэ (5)…..
Psape ve guape

Адыгапсэрэ адыгэгурэ
Çerkes ruhu ve Çerkes yüreğini

БгъэIун пIомэ;
Duyuracağım der isen;

КъыпIулъын фаер
Sahip olmak zorunda olduğun şey

«Адыгэ макъ»!
‘Adıge makh’ Çerkes sesi

Сызхэтыр чыжьэрыплъ закI
Arasında bulunduklarım hep uzak görüşlü,

ПсэпэрышI, гопэрышI закI
Hep psape, guape işleyenler

Сыгур сыпсэр дэкъацэм дедзэ закI.
Hep ruhumu yüreğimi mengeneye atanlar.

Адыгэ макъэр чыжьэрыплъ,
Adıge makh uzak görüşlü,

Адыгэ макъэр чыжьэ агъэIу!
Çerkes sesini uzağa-uzaklara da duyuruyorlar!

Хэхэсыр шыу тегъэпсахьыгъ,
Diaspora muntazam (bir) süvari,

Шыр мычышмэ!
At(ı) ağaç dalından olmasa!

ТыркубзэкIэ адыгэ макъэр,
Türkçe çerkes sesini,

Чыжьэ зыгъэIурэр сэрымэ,
Uzaklara duyuran bensem,

Сыгу-сыпс сыджым телъ
Yüreğim ruhum-canım örs üzerinde.
  
Уэтаоу сшIэрэр-сшIырэр
Çekiç darbesi (misali) bildiğim-yaptıklarım,

Сыгу егъэкIод закI!
Hep gukod (6)

Джары, зэрэ гукIодыр наф,
Evet öyle, gukod ,

ПсэкIодымэ сэIо,
Ya psekod sa diyorum. (6)

Лъэшэу сытещынахьыжьы
Kendimden (bildiklerimden, yapıp ettiklerimden) çok ürküyorum.

Адыгэ макъэр чыжьэрыплъ,
Adıge makh uzak görüşlü,

Адыгэ макъэ зыIумылъыжь
Çerkes sesine sahip olmayan

Чыш шыум,
Daldan ata sahip süvarinin,

Сэри сыфэIотакIу!
Bende anlatıcısıyım!

Псапэ гопэ горэ хэлъмэ
Bunda psape ve guape var ise

СшIэрэр-сшIырэр
Yaptığım- bildiğim şeyler

Хабзэм ибзыпхъ!
Xabzem yibzıpx! (7)

***

Гур кIодымэ
Yüreği (umudu)  yittiğinde

Лъачъэм хэкIы.
Ayakların (8) koşusu eksilir.

Чышым икIи, илъи
Daldan atın kuyruğu da, ayağı da

Сапэр ыгъэутысэу
Tozu dumana katarak

Лъэнчъэу лъэрчъэрэу
Tlençewu, tlerçerewu (8) (ayaksız ‘ama’ ayağına hızlı)

ПкIашъэ быраб.
Yaprak topağı (9).

ЧIэмыт лъапсэр лъабжъэр
Olmayan kökü, toynağı

Пырацэ быраб.
Dallı budaklı salkım saçak topak (9).

КъычIэIукIырэр
Ondan duyulan (ise)

Онэгу кушъэгу орэд!
Eğer - beşik ninnisi!

***

СыгукIэ, сыпсэкIэ сыуплъэкIугъ
Canımla yüreğimle irdeledim

КъасIорэр пцIы хэмылъэу
Söylediğim yalansız, yalanı olmayan

ШъункIыгъэ шIуцIагъэ хэмытэу
Karanlık, karalık barındırmayan

Чыш орэд,
Daldan at(a) şarkı,

Гьыны гынна,
Gını gınna,

Орида орида!
Worida worida!

ШIункIыгъи шIуцIагъи хэмылъэу
Karanlığı, karalığı olmadan

Ыгу стырэр сэры гущ.
Yüreği yanan benim guş (10)

ЗызгъэIэсэжьы, сэшIэ;
Kendimi sakinleştiriyorum, biliyorum;

Стыми, машIом имыIэр
Yanıyorsa da, ateşin sahip olmadığı

Ныбжьыкъу дэдэр!
Kesinkes gölge!
  

АЦУМЫЖЪ Хь.
AÇUMIJ H.

(1) Ule kelimesinin türkçesini bilmiyorum, yumurtadan çıkacak civcivin gagasının üzerinde sert bir katman vardır, bununla yumurtayı kırar, işte onun adı Ule'dir.

(2) ule kelimesi günümüzde deyim olarak dilimizde canlı bir yaşam sürdürür. Gagasında o saçma sapan ulenin olduğu civcivin şapşal görüntüsünden esinlenen anlatımla, saf, şapşal anlamında kullanılır.

(3) betemal kelimesinin türkçedeki karşılığı halk ağızlarında uğursuz-gereksiz gibi anlam taşıyan yomsuz kelimesidir ama günlük konuşma dilinde az kullanıldığı için dip notla açıklama gereği hissettim.

(4)  Iащи шъхьащи ifadesinde kullanılan kelimelerden aşe aslında türkçede çolak demek fakat çerkesçe de Şe son eki ile bir organ adı sonlandığında bu organda sakatlık bulunduğunu ifade eder bu yüzden Iащи шъхьащи ifadesini  'eli de başı da sakat' şeklinde çevirdim, anlamını tam karşılamadığının farkındayım. 

(5) Psape kelimesinin türkçedeki en yakın anlamlı karşılığı sevaptır, fakat psape, can ile ruh ile ilintilidir, bir benzeri olan guape ise yürekle alakalıdır, uzun lafın kısası psape ve guape kelimelerini karşılar türkçe sözcüklerin ne olduğunu araştırıp aktarma gereği duymadım.

(6) Psekod kelimesinin türkçede ilk akkla gelen karşılığı günah kelimesidir, ama söz cüğü açacak olursak ruhu-canı onların işlevini kaybettiren yok eden şey gibi bir karşılık buluruz, gukod kelimesi de aynı minval üzere, yüreğimizi kaybettiren- yok eden gibi algılanabilir, bu yüzden psekod ve gukod kelimelerini olduğu gibi aktarmayı uygun gördüm.

(7) Xabzem yibzıpx! ifadesini de türkçeye çevirmekle uğraşmadım.  

(8) Tle kelimesi enteresan bir sözcüktür. Türkçeye ayak veya bedenin, bünyenin alt tarafı, kısmı diye çevrilebilir, mesela Tlakho, tlapse, tlerçer, tlaçe vs. kelimelerinde bazen kök, bazen ayak ama her zaman nesnenin, canlının alt tarafına işaret eder.

İlgili kelimelerin kullanıldığı satırları bu gözle irdelersiniz.

(9) Bırab sözcüğü ile pırats kelimesine tam karşılık gelecek türkçe ifade bulamadım, ne yaparsınız dilim yetersiz.

(10) Guş kelimesini türkçeye çevirmedim. Hatırlayacak olursanız yukarıda daha önce aşe, şhaşe kelimelerine değinmiştim.  Şe son ekinin organlara gelişi durumunda organın arızalı - sorunlu olduğunu belirtmiştim.

Guşe kelimesi de böyle bir kelime, günlük yaşamda defalarca duyduğumuz ayey guş ifadesi ne kadar da güçlü. Aşeyi çolak, şhaşeyi (haydi) kafadan kontak diye zorlayarak çevirebilsek dahi vallahi Guş sözcüğünü nasıl aktarabiliriz bir fikrim yok. Türkçede çerkesçedeki bu ‘şe’ son ekinin karşılığı olan bir kelime veya yapı illaki vardır diye düşünüyorum ama ben bilmiyorum. Bu yüzden kusuruma bakmazsınız diye umuyorum.