Blogda Ara

30 Ekim 2010

İlla da Çerkes-Adıge!

Son günlerde Çerkes(Adıge) ulusunun Türkiye’de oluşturduğu yapıların isimlerinin değiştirilmesi, tüm Çerkes(Adıge) dünyasının gündeminde.

Bizlerin ise üzerinde ısrarla durduğumuz şey Çerkes(Adıge) ismi. 

Elbette ki her birimiz, Kafkasya’dakilerimizden, Türkiye’dekilerimize hepimiz Çerkes denildiğinde Adıgelerin anlatıldığını biliyoruz. 


Bu günlerde toplumun her kesiminden gelen baskı neticesinde dernek vb. yapılarımızın yeniden, gerçekte olması gereken şekilde isimlendirilmesi talepleri ayyuka çıktı.

Bazıları Çerkes ismini ya kullanmamamızı yada kendi dilimizde kendimizi isimlendirdiğimiz şekilde ‘Adıge’ olarak kullanmamızı istiyorlar. Böylece Çerkes=herkes demeye devam ederek statükoyu koruyacaklarını sanıyorlar...


Hayır, Çerkes demek Adıge demektir. Ve biz Çerkes isminden vazgeçmeye hiçte meraklı değiliz. Çünkü: Ulusumuzun oluşturduğu tüm değerler, dünyaca, Çerkes olarak tescilli. Adıge(Çerkes)lerin yarınları için bu ismi bugün sonuna kadar kullanmalıyız.

***

Çerkes (Adıge)lerin uluslararası hukuk bazında dayanak olarak kullanabilecekleri her belgede, her tarihi dokümanda, Çerkes-Çerkesya adının altına imza attıklarını görüyoruz.

Kısaca Çerkes ismini kullanmak Adıge (Çerkes) ulusunun geleceği için önemlidir.

Kuzey Kafkasya’daki toplumsal örgütler, dernekler, vakıflar, eğitim kurumları, bilim adamları, halk kısaca her Adıge kendisinin Adıge olduğunu bilmiyor mu? Bunu bilirken, neden bu kurumlar Çerkes adı etrafında toplanmaya çalışıyorlar? Çerkeslerin, kendileri olduklarını teyit ettirmek istiyorlar. Çünkü geçmişimizde bu isimle kendimizi belgelemişiz.

***

Ben kırk yaşına kadar Hilmi Özen’dim resmi belgelerde. Elbette ki sülale adım vardı. Elbette ki o zamanlarda Açumıj idim. Elbette ki kendimi her dönem Açumıj Hilmi olarak tanımlıyordum. 
Ama resmen; ben Hilmi Özen’dim. Tüm sahip olduğum her şeye, resmiyette Hilmi Özen olarak sahiptim.

Sülale adımı değiştirip gerçek soyadımla anılma mücadelemde eğer ben Hilmi Özen değilim diyerek ortaya çıkmış olsaydım, bu isimle bir dilekçe yazmam deseydim kesinlikle sülale adımı değiştiremezdim.

Çünkü hukuk var. Hukuk belgelemenizi ister. 

Türkiye’de bu işlem nasıl yapılır bilmiyorum. Ama burada  doğum belgeniz ile doğumunuzu kanıtlayan bir evrak ve soy isminizi değiştirmek istediğinizi belirten dilekçe ile işlemleri başlatabiliyorsunuz.

Nüfus idaresine eğer ben Açumıj Hilmi olarak imzaladığım belgelerle müracaat etseydim hiç bir kazanımım olmazdı. Çünkü Açumıj Hilmi diye birisi evrak bazında yoktu.

***

Uluslararası hukukta çok farklı değil. Bir ulus adına konuşuyorsanız kendinizi belgelemeniz gerekir, belgeler ile konuşmanız gerekir.

Çerkes(Adıge)ler de tarihlerinde belki anadillerinde bir yazın geliştiremediklerinden belki de bambaşka bazı sebeplerden uluslararası ilişkilerinde Çerkes ismini kullandılar. 

Çerkes(Adıge)lerin tamamını kapsayan resmi evraklar günümüzde bile sadece Çerkes ismi ile var.

Bu gün var olan Adıge Cumhuriyeti, Kabardey-Balkar Cumhuriyeti ve Karaçay-Çerkes Cumhuriyetleri teker teker ele alındıklarında resmen tüm Çerkes(Adıge) halkını temsil etmiyor ve bu söylemi kanıtlayıcı nitelikte belgeler, bu isimleri ile sunamıyorlar.

Böylesi bir durum hala söz konusu iken Çerkes isminden vazgeçmemizi düşünmek, teklif etmek,  büyük bir yanılgıdır.

Biz Adıgeler olarak Çerkes isminden günümüz şartları gereği vazgeçmeyeceğiz.

***

Yola çıktığımızda her birimiz gayet net olarak biliyorduk ki, eğer derneklerin isim değişikliğini Adıge olarak yapmaları yönünde talepte bulunursak çok daha hızlı ve polemiye yol açmayacak bir şekilde bunu gerçekleştirebilirdik. Fakat bu doğru yol değildi. Ve hala değil. İşte bu konjonktürde yapılması gereken şey sadece ve sadece Çerkes (Adıge) ismi üzerinde ısrarla durmaktan başka şey olamazdı. Çünkü bu hem doğru hem de gerekli bir söylemdi. 

Fakat uzatmamak adına yukarıda sıralamadığım pek çok sebepten dolayı günümüzde Çerkes ve Adıge isimlerini yanyana kullanmak zorundayız. Amacımız sadece isim değiştİrmek değil, bir geçmişe bir geleceğe sahip çıkmak  ve günümüzde bunun yolu buradan geçiyor.

Kafkasya’da da durum çok farklı değil. Tüm Adıge Xaseler ve çalışanları bilmiyorlar mı Adıge olduklarını, neden Çerkes ismi üzerinde bu kadar ısrar ediyorlar? Aynı sebeplerden ısrar ediyorlar.

***

Malum çevreler, Kaffed’in içerisinde yerleşmiş statükolarını koruma çabası içerisinde olanlar bunu bilmiyorlar mı? Elbette biliyorlar.

Onlar bize, “ ‘Çerkes’  deyin geçin veya neden sadece Adıge demiyorsunuz?” derlerken bu söylediklerinin günümüz sürecine ters düştüğünü bilmiyorlar mı? Biliyorlar...

Mesela Osetlerin kendilerine Alan, ülkelerine de kendi dillerinde Alanya dediklerini bilmiyorlar mı? Bilmez olurlar mı. Abhazya’nın isminin Apsını olduğundan bihaberler mi? Hayır onu da çok iyi biliyorlar.

Peki o zaman neden onlara (hani o halkları da temsil ettiklerini iddia ediyorlardı yaa, hani Çerkes o halkları da, onların bazılarının ifadelerine göre kapsayabilir ya) ülkelerinizin ismini değiştirin, kendi öz dilinizde verdiğiniz isimle ülkelerinizi adlandırın demiyorlar...

Diyemezler, deseler, zaten bırakın o ülkeleri, bugün biz Çerkes(Adıge)ler olarak bile kardeş ve dost bu ulusların yararı adına buna karşı çıkarız. Çünkü şu süreçte, bu konjonktürde,  Abhazya ve Osetya’nın uluslararası hukuk ve politika bazında hukuksal olarak dayandıkları tüm evraklarda Abhazya ve Osetya olarak varlar. Ve bir gün o ülkeler de, içlerinde yaşayan halklarda, kendi ulusları da dünyada tanındıklarında kendi dilleri ile ülkelerini resmen uluslararası arenada temsil etmek isteyecekler.
İ
şte süreç denilen şey bu...

Biz Adıgeler için günümüzde var olan süreçte bundan farklı değil kendi dilimizde, kendimize “Adıge” yabancı dillerde ise “Çerkes” diyoruz.

Günümüzde her ikisinden de vazgeçmemiz söz konusu bile değil.

Dernek, vakıf, fon vb. tüm yapılanmalarımızı da hem Çerkes hem de Adıge olarak isimlendireceğiz. Bu konuda her hangi bir şüphemiz yok.

Açumıj Hilmi Özen