Beş-altı yıl kadar önce, o tarihlerde,
Adıgey Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olan Şevmen Hazret Adıgey Cumhuriyeti Sosyal
bilimler Araştırma Enstitüsü çalışanları ile bir araya geldiğinde ulusun
varlığının devamı için Adıge Xabze isimli bir kitap yazıldığında, kitabın basım
masraflarını karşılayacağını ve yazarlarını da ödüllendireceğini söylemişti.
Bunun üzerine 5. sınıflardan 9. sınıflara kadar olan
öğrencilerin eğitiminde kullanılacak Adıge Xabze kitaplarının seçileceği bir
yarışma düzenlendi ve kazanan eserler masrafları Şevmen Hazret tarfından
karşılanarak 2008 yılında basıldı. Şevmen Hazret kitap basımının yanısıra
yazarlara da bir milyon ruble hediye etti.
Yarışmaya Vunerıko Mire, Vunerıko
Raye, Çuyeko Alıy gibi bilimadamları, yazar Kuyeko Nalbıy ve Bilimsel Gelişim
Enstitüsü metodistlerinden Cıgune
Mariyet katıldılar. Yarışma birinciliğini Vunerıko Raye ve Mire`nin yazdığı eserler
aldı, ikinciliği de diğer yarışma katılımcılarının yapıtları ile onların
eserleri paylaştı. Neticede kitaplar basıldı. Günümüzde köy okullarından
bazılarında bu kitaplarla eğitim veriliyor. Öğrencilerin yanısıra yaşca daha
ilerlemiş olanlar içinde bu kitapların faydası olacağını düşünerek eserden bazı
pasajları yayınlamağa karar verdik.
Yazar önsözde; Çerkesler dağlı bir ulus,
fakat iki denizin arasında, Karadeniz ilahesi beşiklerinin başında
mürebbiyeleri iken, ummanın hışıltılı sesi ile deniz yağmurlarının
sevinçleri-üzüntülerinin ninnileri altında yetiştiler. Adıgelerin ufku denizin üzerinde iken dağları
korunakları olageldi. Pek çok denizi aşıp gelen milletler, Çerkes sahillerinde
demir saldı, insanların akılla ulaştığı şeylerden onları haberdar ettiler.
Yer yuvarlığı üzerinde, geniş alanlara
yayılmış olan üç dinden ikisi adıgelere ulaştı. İsa`nın insanlara karşı olan
sınırsız sevgiside, Muhammedin çölde gördüğü merhamette denizleri dağları aşıp
hoş bir nefes aldıran bulut gibi Adıgelerin üzerinde yer aldı. Fakat bunlar
Adıgeler için, ulus oluşturan, ulusu bir araya getiren etmen olmadılar. Diğer
pek çok ulus gibi çok tanrılı din zamanında Adıgeler can- yol bulmuşlardı.
Adıge Xabze bütün bunlardan etkilendi,
bir şeyler aldı. Fakat Adıgeler bir ulus olmuşken bir ulusal isme sahiplerken
bunlarla karşılaşmıştı dolayısıyla Adıge ulusunun kökünü atan-oluşturan Adıge
Xabze idi ve o da bu dinlerden örnekler aldı.
Antik Adıgeler pek çok şey gördüler. Kendi
kurdukları devletleri (Sindike), çok uluslu ülkeleri (Bosfor, Romalı), Kuzey
Kafkasya`dan geçen kalabalık göçebeleri de gördüler. Adıgeler tüm bunların
arasından sıyrılabildi. Adıgeler, insanın kurtarıcısının yiğitlik olduğuna inan
kazandılar. O zamandan beri Adıge bireylerinin ve milletinin
başından dünyanın olayı geçti. Adıge, er, at ve silahın birbiri ile uyumuyla,
adıgağe ile Adıge Xabz ile donanımlı,
yalnız bir süvari (Шыу-зэкъо), yalnız başına bir süvari kalesi (шыу-къал)
halinde dünyada yerini aldı.
Xabzenin
başlangıcı insan
Xabzenin başlangıcı insan ve bireyi insan kılan şeylerden birisi de
xabze. Xabzenin oluşumu için çalışmamış,
Xabze üzerine yaşamamış millet yok. Ulusları birbirinden ayıran şeyler arasında
Xabzelerinin birbirinden farklı olması
yatıyor.
Bunu kanıtlayacak bir kaç örnek getirelim;
Konuk ile evsahibinin arasındaki ilişkinin nasıl olması gerektiğine
değinildiğini her ulusun kültüründe görüyoruz. Fakat bu konudaki Xabzelerini
kıyasladığımızda hayret edilecek oranda birbirlerinden farklı olduklarını da
görüyoruz. Adıge Xabzesini ele aldığımızda misafirin üç günden sonra ev
ahalisinden sayıldığını biliyoruz. Fakat arabi uluslardan bazılarının Xabzesini
ele aldığımızda, onlar konuklarını üç günden fazla ağırlama özgürlüğüne sahip
değiller. Bu uluslarda üç gün sonra evsahibinin konuğu düşman görmesi, hatta
ona vurması dahi Xabzeleri gereği uygunsuz
görülmüyor.
Yine bir örnek; Tüm uluslarca tüm
zamanlarda yaşlılar ve bayanlar xabzelerde diğerlerine kıyasla daha çok
korunuyor. Bu konuda son zamanlarda özellikle XX. yüzyılda, Avrupa ve
Amerika`nın değişik ülkelerinde şimdiye kadar görülmemiş bir bakış açısı ortaya
çıkmaya başladı: yaşlı ve genç bir bayan mesela çalıştıkları yerin kapısında
karşılaştıklarında, genç olan bayanın yaşlı olanına yol vermesi halinde yaşlı
olan bayanın kendisine karşı ayıp edildiğini düşünmeye başladığını görüyoruz.
Adıge Xabzesini ele alacak olursak genç kızların her zaman daha yaşlı olanlara
saygı göstermesi gerekir.
Utanç (укIытэ) kavramını bilmeyen ulus
yok. Fakat ulusların utandıkları şeylerin birbirinden farklı olduğunu da
görüyoruz. Örneğin Afrikalı uluslar arasında gündüz yemek yemenin utanılacak
bir şey olduğunu düşünenler var; utançlarından gün batmadan karanlık olmadan
sofra çıkartmıyorlar, fakat aynı millete mensup olanlar dünyanın en sıcak
bölgelerinden birisinde yaşadıklarından dolayı erkek kadın ayrımı olmadan
tamamen çıplak, yalınayak bir şekilde dolaşmayı utanılacak bir şeyden saymıyor,
bundan utanç duymuyorlar.
Adıgelerde önceden kaynana, gelin ve
gelinle evli olan erkeğin birarada bulunması utanılacak bir şeydi. Ruslar
içinse bu hiç bir şey ifade etmiyordu Ulusal geleneklerince uygun bir şeydi.
Benzer pek çok örneği sıralamamız mümkün.
Bu yüzden bir ulusun hoş gördüğü bir şeyi
diğerinin uygunsuz saydığını bir milletin bireye kıymet veriş şeklinin
diğerinde xabze dışı sayıldığı da oluyor. Bunun sebebi yukarıda da
belirttiğimiz gibi ulusların habzelerinin birbiri ile örtüşmemesidir.
İki kişinin karşılaştıklarında birbirleri
ile nasıl hasbihal edecekleri birbirlerine yumruklarınımı gösterecekleri veya
nasıl selamlaşacakları her milletce benimsenmiş xabzelere sahip. İnsanların
birbirleri ile karşılaştıklarında el tutmalarının da tarihi bir sebebi
var. Çok eski zamanlarda iki kişi
karşılaştıklarında birbirlerine kötü bir niyetleri olmadığını ellerinin boş
olduğunu göstermeğe kanıtlamaya ihtiyaç duyuyorlardı: « Bak işte, ellerim
temiz, boş, taş ta vurucu kesici bir şey de yok, bir yerini acıtmak
istemiyorum» anlamında birbirlerine
ellerini uzatıp tutmaya başlamış olabilecekleri gibi tezlerde var. Bunun doğru
olma ihtimali de var. Fakat üzerinde şüphe duyulmayacak husus ise Xabzenin
başlangıcında insanın olması. Daha öncede belirttiğimiz gibi xabze insan ürünü
ve insanlık için hizmet eden bir şeydir.
Ama, bunun yanısıra, insanıda insan kılan
şeyler arasında xabze yer alır. İnsan oğlu belirlenmiş xabze ve ölçülere aşina
olarak davranışlarını yaşamını düzenleyerek, yolunu düzelterek bu güne ulaştı.
İnsanı insan saydıran niteliklerden ilki
dil. Dile bağlı olmayan bilgi yok. Gözün gördüğü herşeyi dile yüklenen
düşüncelerle insan oğlu düzenliyor. Ulusal bilginin aktarımı ve geçtiğimiz
yolda bıraktığımız izler hakkında bizi dil bilgilendiriyor. Eğer ulusal
kültürün bir parçası olan xabzeyi ele alacak olursak o`nun özü izlediği yol örnek(leme)dir. Eve bir insan girdiğinde kalkılmasının
gerekli olduğunu, aile içerisinde uygulanan Adıge xabzesini her gün defalarca
gören çocuk için bu davranış şekli alenen gözlemlenen bir örnektir.
Tarih bilimdalında kandidat, etnograf
VUNERIKO Mire
Çeviri; AÇUMIJ Hilmi
Adıghe Makh 05-03-2012