Blogda Ara

21 Mart 2012

Çerkes Yılbaşısı; Yaz-Kış Ayrışım Bayramı

(Гъэрэ кIырэ зыщызэхэкIырэ мэфэкIыр)
Adıgeler yılbaşını 21 martta kutluyorlardı. Bu tarihte yaz ve kışın birbirinden ayrıldığını (гъэрэ кIырэ зэхэкIэу) varsayıyorlardı. Bu yüzden büyük bir dua merasimi düzenlemek adettendi.
Yeni yılın geldiğini dünyadaki değişimlerden anlıyorlardı. Sabahları yağmurlu sıkıntılı olan hava öğleden sonraları  güneşli olursa ‘yaz galip geldi’ «гъэр текIуагъ» diyerek seviniyorlardı. Yağmur, kar, güneşli hava hepsinin bir arada olduğu günler içinse ‘kış çığlık çığlığa çıkıyor’ «кIыр кIыизэ екIы» diyorlardı. Yazla kışın ayrışmasını yıldızlara bakarakta tayin ediyorlardı.

Çerkesler «Жъогъуабэ» joğuabe (yunus takımyıldızı) ufukta gözüktüğünde baharın geldiğine, gökyüzünde görülmez olduğunda ise kış hazırlıklarının yapılması gerektiğini söylüyorlardı.
Çerkesler, mart ayının 21’inde gökyüzünde «Жъогъуабэ» joğuabe takımyıldızını gördüklerinde yeni yılı karşılıyorlardı.  «Жъогъуабэ» joğuabe gökyüzünde ekin tarlasının tamamını görecek yükseklikte olduğunda ‘yaz’ mevsiminin geldiğini, gökyüzünde ağaçların üzerine gelecek şekilde gözüktüğünde ise sonbaharın hepten ufukta yeniden gözükmeğe başladığında ise kışın geldiğini söylerlerdi.
«Жъогъуабэ» joğuabe takımyıldızı haricinde diğer yıldız ve takımyıldızlar; шэфлъагъу – şeftlağu (samanyolu), жъогъозэшибл – joğozeşibl (Büyük ayı takımyıldızı), Жъогъошху, Темыр Къэзэкъ – Joğoşhu, Tyemır Kezek (Kutup Yıldızı), Жъогъокъан – joğokan (Mars, Jüpiter ve Saturn’ün oluşturduğu gezegen grubu), Нэфылъэ жъуагъу – Nefıtle juağo (Çulpan yıldızı- venüs), Жогъохэчъ – joğoheç (kayan yıldız, meteor), Ахъшам жъуагъу – Ahşam juağu (Sirus yıldızı), Абрэдж жъуагъу – Abrec juağo (yıldızların ışıklarını yansıtan fakat aslında kendisi yıldız olmayan güneş sistemindeki gezegenlerden her biri), Жъогъобэщ – joğobeş (Berenices’in saçı takımyıldızı), кублэшъхьэдэс жъуагъу – kublaşhedes juağu (Arkturus yıldızı), жъогъокIапс – joğoç’aps (Andromeda takımyıldızı) hakkında ayrı ayrı söylenceler var.
Adıgeler yıldızlara dair pek çok bilgiye sahipti. Tarım, seyahat, yolculuk gibi işlerde yıldızların konumlarının önemli olduğunu çok uzun zamandır biliyorlardı. Örneğin avcılara Жъогъошху– Joğoşhu (Kutup Yıldızı), жъогъозэшибл – joğozeşibl (Büyük ayı takımyıldızı), шэфлъагъу – şeftlağu (samanyolu) kılavuzluk ediyordu. Söylencelerde anlatıldığına göre ünlü ordu komutanı, kahraman Alcerıyeko Kuşıkupş seyahate, sefere çıktığında yıldızlara bakarak yolunu tesbit etmekte uzmandı.
Turnaları suyun içerisinde dururken gördüklerinde «ayaklarını yıkıyorlar, yaz bereketli olacak.» diyorlardı.
Yeni yılın gelişine her aile hazırlanıyordu. Kızartma kokuları (жъамэ) etrafa yayılıyordu. Yuvarlak şelameler kızartıp, dolaştırarak dağıtıyorlardı. Ailede-evde ateş yakılan her ocakta kurban eti kaynatmak zorunda olduklarını düşünüyorlardı. Kurbanlık hayvanlar kurban ediyorlardı. Bu yüzden yılbaşı duasını «мешIошъхьэтыхь – meş’oşhatıh» diye isimlendiriyorlardı. Bu günümüzde en çok kabardey lehçesinde kaldı.
Adıgelerin gelir seviyeleri düştüğünde kurban olarak koyun yerine siyah renkli tavuk kurban etmeleri gerekiyordu. Bu geleneği dil de ayrıca ‘мэшIошъхьэчэт – Meş’oşhaçet’ şeklinde betimliyor.
Yaz-kış ayrışımının olduğu gece, tanrıya yalvarış- yakarı-dua (ТхьэлъэIу) bayramını kutluyorlardı. İnsanlar sofralar kurup, oynayarak, danslarla sabah ediyorlardı. Bu gece uyumayı uygunsuz görüyorlardı.
Bahsımebje’ler kaldırılır, büyükler, güdecek ve yiyeceğe muhtaç olunmaması, barış içerisinde, sağlıklı, ağrı-sızısız yaşama sahip olmak için hohu yaparlardı. Baş köşedeki ateşi söndürmezlerdi. Bu da ailenin yılbaşını beklediğinin, yeni yılı iyilikle karşılamak istediklerinin bir belirteci sayılırdı.
Aile hazırladığı Tanrıya yalvarış- yakarı-dua (ТхьэлъэIу) yiyeceğinden yedi payı dağıtmak zorundaydı.
Gençler Ачъэкъашъо – açekaşo ile aileleri dolaşır, şakalar yapar, danslar ederlerdi. «Дэшхокъегъэчъэх - Deşhokeyğeçeh» oynarlardı. Kendi cevizini, başkalarının çevrelenmiş cevizlerine daha çok vurdurabilenler ödüllendirilirdi.
Güneş ufuktan gözükmeğe başladığında herkes dereye giderdi. Yeni yılın girdiği sabahta bedene dere suyunun dokunması iyi nasip ve şans olarak telakki edilirdi.
Sovyetler birliği döneminde yılbaşı olarak kutlanmaya başlanan 1 ocak gününü de Adıgeler yılbaşı olarak kutlamağa başladılar. Son yıllarda Adıgey Cumhuriyetinde Adıge yılbaşısı da kutlanmağa başlandı. Cumhuriyette yaşayan farklı uluslar bu günde kültürlerini sergiliyor, kutlamalara katılan insanlara aralarında dostluk olduğunu göstererek onları karşılıyorlar.
«IутIыжь – ut’ıj (yortu)», «Джорэ ТхьэлъэIу – Core Thatleu (Haç duası) » «Хъуромэ – Hurome (İsa peygamberin doğum günü) » de yeni yılla ilintilidir. Bunlar ise hristiyan dininin kalıntısı olarak Adıge yaşantısında kaldılar. Bizim Cumhuriyetimizde günümüzde bu üç bayramıda artık yapmıyorlar.
Bunlara ilişkin söylenceleri hala bilen yaşlılarda var. XX. yüzyılın başlarına kadar bunları ayrıntılı olarak Kaberdey ve Çerkes’te yaşayan Adıgeler kutluyorlardı. 
Хъуромэ – Hurome (İsa peygamberin doğum günü) duaları gençlerce kutlanıyordu. Хъуромэ – Hurome şarkısını söyleyerek herkesi dolaşarak gece yemek için yiyecekler topluyorlardı. Bunları onlara veren ise evlerin hanımlarıydı.
Хъуромэ – Hurome şarkısı günümüzde dahi çocuk söylenceleri arasında yer alıyor. Oyunlardan önce tekerleme olarak söyleniyor.
Джорэ ТхьэлъэIу – Core Thatleu (Haç duası)nda da aktif olanlar gençlerdi. Yılbaşının ardından otlar yeşermeğe başladığında çocukları alıp oyunlar oynatıyorlardı. Uzun sandalların uçları bükülüp bağlanan sap-saman yakılarak çocuklar geziyor şarkı söylüyorlardı:
О джорэ, джора,
О джорэ такъа,
Къое Хьалишъа
КIэнкIэ шъэныкъуа!
      Hey haç, haçmı,
      Hey haç, kesik ağaç parçasımı(*),
      (Yoksa) yüz kalıp peynirmi,
      (Yoksa) elli (tane) yumurtamı!
Bu şekilde şarkı söyleyerek yazı getirdiklerini sanıyorlardı.
IутIыжь – ut’ıj (yortu) hristiyan dinine ait bir bayram. Bu bayram hala günümüzde Mezdegu Adıgelerince kutlanıyor. Onlar günümüzde de hristiyanlar. 48 gün süt ve bitkiler dışında bir şey yemeden perhiz tutuyor bittiğinde ise perhizi bozuyorlar. İşte perhizin bittiği bu gün IутIыжь – ut’ıj (yortu) duasını yapıyorlar. Kurban kesiyor, yumurtaları boyayarak dağıtıyorlar.
IутIыжь – ut’ıj (yortu)da kesilen kurbanı, kesildiği yerde hazırlamıyor, hazırladıkları yerde de yemiyorlardı. Kurban etini yedikten sonrada kalan kemikleri topluyor, köpeklerin dokunmaması için bir yere gömüyorlardı.
Bu gelenek aynı şekli ile Ахын – Ahın (**) için yapılan merasimlerde de uygulanıyordu. Bu da IутIыжь – ut’ıj (yortu)da çok tanrılı dinle hristiyan dinine ait nüvelerin kaynaştığını kanıtlıyor.
Ev hanımlarının duaya-merasime getirdikleri yiyeceklerin arasında muhakkak yumurta ve halıjo olmalıydı. Bunları bereketin sembolü olarak telakki ediyorlardı.
Kısaca yaz-kış ayrışımı pek çok bayramla ilintili bir haldeydi. Bunların hepsi Adıgelerin daha önceki dinlerinden kalıntılardır.
Yaz-kış ayrışarak Adıgeler yeni yıla girildiğinde, dünyanın yeniden canlanması, gelecek yazın bereket getirmesini arzuladıkları, savaş- karışıklık olmasını istemedikleri, sağlıklı, ürünlerinden eksilme olmadan ambarlarına kaldırdıkları, insanların mutluluk içinde yaşamaları için dualar ederlerdi, bu bayramlar bu yüzden yapılırdı.
Bu bayramın ardından gelen «Хьанцэгуащэ- hantseguaşe (yağmur duası)», «ЖъонэкIодэкI-jonek’odeç’ (tarla sürümüne çıkış)» «жъонэкIоихьажь- jonek’oyihaj (tarla sürümünden dönüş)»  gibi sonbaharda ürünlerin kaldırılmasına kadar olan dönem içerisinde yapılan dua-merasimlerde insanların yaşamlarında iyi düzen olmasına hizmet eden ritüellerdi.
·    Eskiden yaşlılarımız «Yeni yılın girdiği gece cadılar uçuşuyor» derlerdi. O gece bahçe kapısının, ev kapısının önlerine, hayvanların bulundukları yerlere ocaktaki külden dökerlerdi. Böyle yapmalarının sebebi cadıların bahçeden içeriye uçmalarına, ev sakinleri ve bahçe hayvanlarına hastalıklar getirmelerine engel olmak içindi.
·        Yeni yıl sofrasına içecek olarak bahsıme konulurdu.
·        Adıgeler yeni yılda siyah renkli buzağı veya koyun kurban ediyorlardı. Böylece kötü güçlerden, kötü insanlardan korunduklarına inanıyorlardı. Son zamanlarda ise siyah buzağı veya koyun yerine siyah tavuk kesmeğe başlamışlardı, bunda aralarındaki fiyat farkının yani ekonominin etken olduğunu söylemekte mümkün.
·        Adıgeler arasında eski yıl ‘öldüğü’ için yeni yılca onun yolcu edilmesini sembolize etmek üzere kuru ot destelerini yakanlarda çıkıyordu.

VUNEREKO Ray
Filoloji Bilimdalında Doktor
Çeviri; AÇUMIJ Hilmi
Adıghe Makh 21-03-2012
     

(*) Ç.n.: такъ kelimesi sözlüklerde tıkırtı, takırtı sesi anlamında da yer alır. Bir başka söyleniş şekli ile günümüz çerkescesinde такъэ kütük sayılamayacak büyüklükteki kesik ağaç parçası anlamına da gelir ayrıca такъо şeklinde gevrek, gevremiş anlamında bir başka kelimede vardır. Biz yaptığımız çeviride bunlardan kesik ağaç parçası anlamına gelenini kullandık.
(**)  Ç.n.: Ахын – Ahın tek tanrılı dinler öncesi eski Adıge dinince boynuzlu hayvanların koruyucusu olarak bilinen ilah. Sonbaharda onun adına büyük baş hayvanlar, siyah renkli keçiler kurban edilirdi.