Blogda Ara

5 Ağustos 2013

Mısırın Adıge Sultanları



Yemıj Muliet'in yazdığı yazılar 1967 yılından itibaren yayınlanmaya başladı. Poetik eserleri Çerkesce ve Rusça olarak yayınlandı.  Bilmediklerini öğrenmek için sormak, peşine düşmek onun adeti oldu. Muliet okumuş eğitimli birisi. Krasnodarda bulunan yatılı okulun Müzik bölümünü bitirdi. 

Moskovada bulunan Maksim Gorki edebiyat Enstitüsünü 1980 yılında bitirdi. Onunla da yetinmedi, 10 yıl kadar çalıştıktan sonra sanat alanında büyük bir arzu ile Moskovada bulunan Gerasimov Rusya Devlet Sinemografi Enstitüsüne kaydoldu, ve okula devam ederek buradan mezun oldu.


Bu enstitüte sinema çekimi konusunda eğitim aldı yönetmenlik mesleğini elde etti. Yemıj Muliet mezuniyet çalışması 'Bir Pazar günü' isimli çalışması ile ilk yönetmenliğini yaptı. Yemıjj Muliet'in sanatsal ereklerini yerine getirmesinde Adıge Cumhuriyeti Radyo Televizyon kurumu 'Adıgeya'da çalışmasının da faydasını gördü.

Burada, istediği arzuladığı gibi düşüncelerini çekme imkanı içerisinde, çalışma olanaklarını elde etti.  Yemıj çalışmalarında en yüce zirvelere birden saldırmak yerine eteklerdeki, yapılması gerekenlerin öncelikli olarak yerine getirilmesinin daha doğru olduğunuı tespit ederek bu yönde çalışarak başarıya doğru ilerliyor.

Muliyet kendisinden, Adıgeler'in Rusya ile birleşmelerinin 450. yılı anısına film çekmesi istendiğinde zaten sanatsal donanım, tecrübe ve yeteneklerini sergilemeye çoktan hazırdı.  Konu ile alakalı olarak 'Rusya ile Asırlar boyu birliktelik', 'Yüce Birlik' filmlerini çekti. Bu konuda tereddüt etmedi, samimiydi ve başladığı işi sonuçlandırdı.

Milli tarihimizin köklerinin muhafazası amaçlı 'Sesin Büyüsü' isimli antik Çerkes milli müzik aleti Pşınet'arko'yu konu alan  belgeseli çekti. Tüm bu çalışmaları esnasında hiç unutmamacasına aklında yer eden şey ise Memlükler hakkında bir yapıt ortaya koyma isteğiydi.

Muliet; 'İlk önce, köyde okulda okurken Rus-Kafkas savaşları yüreğimde yer etti. Bu konu üzerine iz sürdükçe memlüklerle alakalı şeylere de ulaştım; Ufak çocukları delikanlıları, kaçırıp sattıklarını öğrendim. 'Neden?' işte bu büyük ama cevabı olmayan soru içimde yer etti.

O tarihlerden itibaren Muliet çeşitli yazıları kitapları okur, bir araya getirir fakat memlükler hakkında doyurucu bilgiye ulaşamaz. Uzun yıllar sonra siyah kaplı 'Memlükler' isimli kabardey dialektinde yazılmış eser eline geçer, dili ona biraz zor gelir. Arayan araştıran, sonunda aradığını bulur. Televizyonda çalışmaya başladığı 2-3 yıl olmuşken Hotko Samir'in Memlükler hakkında yazdığı kitabı okur, bu konuda bir film çekmeye karar verir.

'-Düşünüp durmakla iş ilerlemez, bu yüzden ilk önce kitabı gerekli gördüğüm yerlerin altını çizerek okumaya başladım, notlar aldım. Samir'in kendisi de bana gülüyordu, benim yazdıklarımı benden iyi biliyorsun. Evet kitabı anlıyordum, her bir şeye deyinmesinin gerekli olduğunu kavrıyordum ama kitap bir kaç gün birkaç hafta gibi kısıtlı olmayan sürede okunacak incelenecek bir şey bense  bütün bunları bir saat uzunluğunda bir esere sığdırmak istiyordum.  Ayrıca tüm bunlar arasından göstermek üzere seçeceğim şeylerde de yanılmamam gerektiğini biliyordum. Bunun yanısıra bu konuda bizim çekilmiş bir tane bile filmimiz yoktu. Aynı zamanda bizim ele aldığımız gibi bu temayı dünyada da ele alan yoktu.' diyor.

Bu konu hakkında konuşmak, şimdi, kolaysa da Yemıj için Adıge memlükleri hakkında düzgün bir tarihi filim çekmek, üzerinde bu kadar zaman düşündüğü temayı ele almak o kadar kolay ve çabuk değildi.

Bu büyük arzusunu Yemıj Muliet 2007 yılında gerçekleştirdi, Yazımızın başlığı olan 'Mısırın Adıge Sultanları' isimli belgeseli beş  yıl önce çekti, hazırladı, yayınladı.

Yemıj Muliet; ' - Derlediğim edindiğim bilgilerden süzerek filmin özünü oluşturdum. Belgesel filmlerde uzun konuşmlar yapmak çok gerekli değil bunun yerine göstermek daha önemli. Fakat bunu çok iyi bilmeme rağmen  bir Sultan'ı konu edinmek yerine 4 Sultan'a değinmeye karar verdim. Bu kararı vermemdeki en önemli faktör, öyle bir kaç defa yurtdışına çıkıp çekim yapma imkanı bulabilip bulamayacağımdı. Bunu göz önünde bulundururarak hareket ettim.  Her şeyi kendi ellerimle yapmam gerekti, müziklerin seçimi görüntü ile uyumu, şiirler, sözler, yapılması gereken çeviriler, her şeyle de ilgilenirken aynı zamanda filmi de çekmem, yönetmem, sunmam gerekti. Bunların hepsini kameramana anlatmam da gerekiyordu. Gerçekçi ve çok anlaşılır olmaya özel bir özen gösterdim.

Muliet bu büyük çalışmasını üç gün içinde çekmek zorundaydı. Ayrıca bu üç günün içerisinde Mısıra giden yol ve orada iki kent arasındaki 6-7 saat uzunluğundaki yoluda çıkartınca geride çalışmaları için ellerinde kalan süre sadece iki gündü. Bu çok dar zamanı sonuna kadar kullandığını belirtmemiz gerekiyor. Yemıj Muliet'in çoktandır  çekmeyi planladığı şeyler, sahneler ve senaryo hazır olduğundan işleri oldukça kolaylaştı.

Yemıj Muliet 'Mısırın Adıge Sultanları' isimli belgesel filmi Mısırda çekti. Dünya tarihinde silinmeyecek iz bırakmış olan bir dönemin izleri, konusuydu. 13 ve 16 yüzyıllar arasında yer alan olaylar belgeselin iskeletini oluşturdu. Memlüklüler 250 yıl kadar Mısır'ı övgüye şayan bir şekilde yönettiler. Bu büyük tarihi temayı, Adıgelerin bu dönemdeki yaşantılarını Yemıj Muliet güzel dile getirdi.

Yemıj Muliet'in filmi yüzyıllar öncesindeki Adıge yaşantısını gözler önüne serecek bir şekilde ele alınmış. Bu eski çağlarda yabancı ülkelere, Adıgeler özellikle Adıge erkekleri düşüyorlardı, buna neler sebep oluyordu, buralarda onları ne gibi zorluklar bekliyordu, ulusal ahlaklarını, milletlerine olan saygılarını nasıl koruyabilmişlerdi?  Bu zor sorulara sanatsal bakış açısıyla Yemıj Muliet'in filmi cevap oluyor. Bu film aynı zamanda Adıge erkeklerinin yetiştirilmeleri esnasında erlik-yiğitliğin gereklerine uygun, bu davranışları her zaman göstermeye yönelik yetiştirildiklerinin, her zaman yüzlerinin ak olmasına çaba gösterdiklerinin de bir güzel örneği.

Mısır'ın Adıge Sultanlarının arkalarında bıraktıkları şeyler arasında yaptırdıkları güzel camiler gibi  ebedi mimari mirasta var. Muliet filmi Kahire ve İskenderiye'de çekti. Sultanların defnedildiği eski Kuzey mezarlıklarını çekti. Filmde 13- 16 yüzyıllar arasında yaşayan dört Sultan konu ediliyor. Olayların anlatışında en eskiden en yeniye doğru bir kronoloji izledi. Onların, aralarında yaşadıkları milletin yararına yaşamlarını sakınmadan hayatlarını sürdürdükleri dünya tarihince biliniyor.

Sultan Berkuk, 1382-1389  yılları arasında Mısırın iktidarındaydı

Adıge ülkesinde-topraklarında doğmuştu. Latin yazarların belirttiğine göre çifçi bir aileden geliyordu babası koyun çobanıydı, kendilerine мэлахъокъо (Koyun çobanı oğlu) denildiğini hatırlıyordu. Berkuk kaçırılıp Türkiye'ye satıldığında ufak çocuktu. Oradan da başkasına satılıp Mısır'a düşmüştü. 12 yıl vuneutluk yaptı. Bir rüya gördü ve rüyasını anlattı. Bu rüyanın ilginç olduğunu Mısır sultanının rüya tabircileri söylediler. Berkuk'un bedeni yapısı, doğduğu zamanı da göz önüne alarak Berkuk'un alın yazısında Sultan olmanın yer aldığını söylediler. Dedikleri gibi de oldu. Berkuk'a Mısır Sultanlığı verildi, vazifelerini kendisi de özenle yerine getirdi. Berkuk camiler, büyük ibadethaneler, mezarlıklar inşa ettirdi. Elindeki imkanlar oranında kendi durumuna düşmüş olan soydaşlarını Mısır'da topladı, birlik içerisinde dedikleri ile yaptıkları örtüşerek, çerkesceleri, kültürleri, Adıge geleneklerini unutmadan, arasında yaşadıkları millete Adıgelerin sahip oldukları güzel meziyetleri sergileyerek yaşadıkları filmde gösteriliyor. Berkuk'un yaptığı en büyük iş ise Mısır'da köleliği kaldırmasıydı.

Sultan Kanşevoğur, 1501-1517 yıllarında Mısır Sultanıydı

Kanşevoğur'un Mısıra gelme öyküsü çok ilginçtir. Kanşevoğur'un kızkardeşi çok önceleri kaçırılmış, kaybolmuştu. Hiç bir zaman yüreğinde kızkardeşini unutmamıştı. 60 yaşındayken Mısır Sultanı Kalevune'nin eşinin, kızkardeşi olduğunu öğrenir.  Kanşevoğur ünlü birisi idi, büyük ordu toplayıp yola çıktı. Söylentiler doğru çıktı. Sultan onu iyi karşıladı. Çeşitli makamlara getirdi. Sultan Kalevune vefat edince yerine Kanşevoğur'u Mısır Sultanı seçtiler. İktidarı 16 yıl elinde tuttu. Adaletli dürüst bir hükümdardı. Kahire Merkez camisini yaptırmıştı.  İslam dininin güçlenmesi için çok çaba harcadı Mısırda idam cezasını kaldırdı. Kanşevoğur büyük bir askeri kahramandı, büyük bir ordusu vardı, pek çok zafer kazandı. Son katıldığı seferde yetmiş yaşındaydı. Fakat ordusunun büyük kısmının Türk ordusu saflarına geçtiğini öğrendiğinde burnundan kan geldi ve savaş alanında vefat etti. Fakat Türk ordusu ne yaptıysa da Mısır'ın bu Çerkes Sultanı'nın cenazesini bulamadılar, adeta yer yarılıp içine düşmüştü.

Kanşevoğur'un yaptırdığı mimari eserlerin üzerinde sülale arması var. Bu arma Gelincikte bulunan Yısp vunelerindeki (Dolmenlerdeki) bir armaya çok benziyor.

Sultan Kaytbay, 1468-1496 yılları arasında Mısır iktidarını elinde tuttu.

İskenderiye'deki en eski camiyi o yaptırdı. 28 yıl Sultanlık yaptı. Kaytbay depremle yıkılan İskenderiye'de kentin eskiden bulunduğu yerde 15 bin metrekarelik bir alana  kale inşa ettirdi. Bu kaleyi diğerlerinden ayıran en büyük özelliği ise altında büyük bir sarnıç bulunmasıydı. O dönemlerde bitmez tükenmez savaşların sürdüğü kent için savaş döneminde su ihtiyacının karşılanmasının büyük önemi vardı. Kale muntazamdı. Sultanın kalacağı bir saray, üç tane kazarma, imamın kalacağı bir bina ibadethanler vb. binalarda ihtiva ediyordu. Kale, kuleler, surlarda bulunan tabyalarla tahkim edilmişti. Ayrıca kale içerisinde bir medrese de vardı. Bu kale arap diyarlarında en iyi kaleler arasında yer alıyor. Kaytbay sanatı da seven bir insandı, uzun yıllar idareyi elinde tuttu.

Sultan Tumanbay 1517 yılında Kanşevoğur vefat edince yerine seçildi. O'nun yeğeniydi. Sultan olduğunda 28 yaşındaydı. Türk padişahı Selim, Tumanbay'ın yiğitliğini görünce kendi saflarına geçmesini istedi fakat Tumanbay kabul etmedi. Kısa bir süre içerisinde ordu toplayıp Türk padişahı Selim'i öldürmek amacıyla saldırdı. Fakat Memlükler sayıca Türklere üstün gelecek güce sahip değillerdi, yenildiler. Tumanbay, zor durumda kaldığında daha önce canını kurtardığı bir bedevinin yanına gitti. Fakat bedevi hainlik ederek Tumanbayı Türk padişahına verdi. Padişah Selim, Tumanbay'ı öldürmek istemedi fakat ordusunda bulunan paşalar öldürülmesini isteyince onu astılar.

Evet, şair, dramaturg, yönetmen Yemıj Mulet'in 'Mısırın Adıge Sultanları' isimli belgesel filminde bunlar anlatılıyor. Yemıj Muliet 55 dakika süren yapıtında Adıge ulusundan burada bulunanların yavaş yavaş yüzyıllar içinde toplanarak uzun dönem Mısır'ın idaeresini ellerinde tuttukları, insancıllıkları, yiğitlikleri, yaptıkları hayırlar hakkında bilgi vermeyi başardı. Tarihi olayların yeniden canlandırılması gözümüzün önüne dikilmesi konusuna özen göstererek övgüye şayan bir eser ortaya koydu.  

Belgeselde Sultanların ve onların etrafında bulunan insanların rollerini ise Adıge Cumhuriyetinin ünlü tiyatro sanatçıları Zıhe Zavur, Kule Muhammed, Zıhe Melayçet, Kabardey Balkar Cumhuriyeti 'Hatti'  dans ansamblesi sanatçısı Balkare Kazbek, Şevcen Meçrail oynadı. Sanatçıların rollerini canlandırmalarını izlediğimizde tarihin eski dönemlerine gidiyoruz. Filmi izlerken eski dönemlere ait müzikleride duyuyorsakta sanatçıların giysileri kıyafetleri, hareket ve tavırları insanı tarihe alıp götürüyor.

Yemıj Muliet'in belgesel filmini değerli kılan şeylerden biriside Çerkes Memlükleri teması üzerinde çalışan ünlü tarih bilimcisi Hotko Samir'in değerlendirmelerinden kaynaklanan yapısıdır.

Belgeselde Muliet'in başarılı olduğu bir diğer konu ise Sultanların giydikleri kostümlerin seçimiydi. Bu konuda da Yemıj Muliete ilk teşekkürümüzü ediyoruz. Aynı şekilde  bu belgesel filmin çekiminde-yapımında emeği geçenler, maddi katkıda bulunanlar, Milli tiyatro oyuncuları Tiyatronun sanatsal stilisti Davur Ludmile, tiyatro terzihanesi çalışanları, bunlar arasında özellikle Bjembeho Lyuse ve diğerlerine milli kültürümüzün gelişmesi yolunda bir adım daha atılmasına olan katkılarından, belgesel filmin yayınlanması için ortaya koydukları emeklerden dolayı teşekkür ediyoruz. Belgeselinde uzun ömürlü izlenilir olması temennisinde bulunuyoruz.  Tarihte derin kökleri olan Adıge ulusunun dünyaya tanıtılmasında Muliet'in çektiği belgeselin de güvenilir bir eser olduğunu belirtiyoruz.

Mısırın Adıge Sultanları isimli belgesel film  Adıgey, Abhazya, Yermelhable ve kardeş cumhuriyetlerimizde pek çok kişi tarafından beğenilerek izlendi.

Ayrıca Bu belgesele 'Adıge Cumhuriyeti Devlet Ödülü' verilmesi kararlaştırıldı, bende şahsım adına bu kararı destekliyorum.

MAMIRIKO Nuriyet
Adıge Cumhuriyeti Onursal Gazetecisi
Çeviri; AÇUMIJ Hilmi