Blogda Ara

11 Aralık 2013

ADIGAĞE, ADIGELERİ MÜSLÜMANLIĞA ZORLUYOR

Adıgağe, bu milletin kendisini tanımlama ve ifade etme şekli. Adıgağe bizim milletimizin yüzyıllar, hatta bin yıllar içerisinde gelişmiş bir öz varlığını ortaya koyma şeklidir.

Adıgağe ilk ortaya çıkışından günümüzdeki halini almaya kadar oldukça birbirine zıt uygulamayı deneye deneye ulusumuzun kendisini ifade etmek için geliştirdiği davranışlar-uygulamalar bütünüdür.

Örneğin Nart destanlarında Jıvuç’ Xase (yaşlıları öldürme Xasesi) toplanırdı.

İçimizde çocukluğunda, babasını öldürmek üzere dağdaki yara çıkartırken bir ağaç köküne, taş parçasına takılan delikanlıya, babasının ‘-Oğlum bende babamı atmaya götürürken buna takılmıştım’ diye gülümsemesini anlatan öyküyü duymayanımız yoktur herhalde.

Ama sonraki yüzyıllarda,  büyüklerin dağ yarlarından atılmasını boşverin, neredeyse tüm sözlerinin kanundan daha fazla yaptırıma sahip olduğu dönemlerin izlerini hissetmeyenimiz de yoktur....

***

Özellikle son yüzyıllarda Adıgağe geçirdiği tüm tarihsel evrim boyunca olmadığı kadar büyük bir bütünlük içerisinde islamiyeti teşvik eden bir baskı unsuru niteliğini de ihtiva eder hal almıştır.

Hatta günümüzde İslamiyet’in kendisine dahi ters düşecek oranda islamiyeti teşvik edici nitelikler kazanmıştır. Bu içerisinde garip bir paradoksuda barındırır.

Siz bakmayın bazılarının Adıgağe ile islamiyetin alakası yokmuş gibi söylemler ortaya koyduğuna...

Pratikte durum çok daha farklıdır.

Adıgağe İslamiyetin kabul etmeyeceği derecede islamiyeti içselleştirmiştir. Paradoksal bir durum ama her gün yaşadığımız şey....

***

Çarpıcı olması hasebiyle çok dikkat çekici örnekler sunmak mümkün.

Örneğin tüm yaşamı boyunca ‘Ben müslüman değilim, ben ateistim’ diyen bir Adıge vefat ettiği gibi Adıgağe devreye girer.

İslamiyet ‘ben müslüman değilim’ diyenlerle alakalı olarak cenaze törenlerinin, definlerinin islami şartlara uyularak yapılmasını gerekli görmez. Ama araya Adıgağe girdiği an durum dinimize dahi uymayacak şekilde değişir.

Cenaze Adıgağe’ye uygun defnedilir. Mevta kabrine kıbleye çevrilip defnedilir, üstüne de kefen geçirilir.

Hiç kimsede, arkasından ‘Ama bu adam müslümanım demiyorduki, onu neden böyle defnettik’ demez.

Evlenildiğinde de, aynı durum sözkonusudur.

Adıgağe böylesi toplumsal, bireysel, ailevi pek çok temel ve önemli hususta kişilerin kendi duruşları ve arzularının aksine onlara karşı müslümanmış gibi davranmamızı zorunlu kılar.

Bu, Adıgağe’nin islamiyeti milletimizle nasıl özdeşleştirdiğinin en güzel kanıtlarındandır.

Siz istesenizde istemesenizde Adıgağe sizi kıbleye çevirtip gömdürür.

İlginçtir ki islamiyet aslında  bunu bu şekilde yapmanızı size bildirmez. Bu şekli ile Adıgağe İslamiyetin kendisinden daha fazla islamiyeti topluma zorunlu kılarak bir şekilde ‘din dışı’ da olur.

Böylece ilginç bir parodoks olmakla birlikte, Adıgağe, özellikle son yüzyıllarda Adıgelerin Müslüman olmasına en büyük teşviki veren milli niteliğimiz olma özelliklerine de bürünmüştür.

Siz istesenizde istemesenizde, ‘Ben müslüman değilim, islamiyete göre yaşamak istemiyorum’ deseniz bile günümüzde Adıgağe, bedeninizin defnedildiği kabirle, size kendi öz bedeninizle bile gelecek yüzyıllara Adıge milletinin müslüman olduğunu kanıtlar kalıntılar bıraktırır.

Bin yıl sonra canlılarınızın yaşamını öğrenmek üzere köyleriniz eşildiğinde size ait bulacakları ibadethane camidir.  Evleriniz arabalarınız eşildiğinde ise belki üzerinde durup bir vakit namaz bile kılmadığınız namazlıklar bulurlar. Arabalarınızda sanki arabayı kullanırken bile tesbih çekiyormuşsunuz gibi tesbihler çıkar. Ölülerinizi merak eden Arkeologların ulaşacağı şey ise Adıgelerin müslüman olduğuna şahitlik edercesine kıbleye doğru uzatılıp yatırılmış cansız bedenlerinizdir.

Diasporada da durum aynıdır. Bin yıl sonra Düzce’de Uzunyayla’da bir Çerkes köyü eşildiğinde farklı bir şeyle karşılaşılmaz.

Kısaca bin yıl-onbin yıl sonraya ulaşabilecek tüm kalıntılarınız sizlerin müslüman olduğunuza şehadet edecek şeylerdir. İlginç olan ise bunu dinimiz değil (çünkü örneğin müslüman olmayanın müslüman gibi defni dinimizce kabul dahi edilmez) Adıgağe ister.

Fakat yukarıda da değindiğim gibi Adıgağe aynı zamanda gelişen değişen bir yapıda ihtiva eder.

Bu yüzden gelecekte Adıgağe’nin bu tip baskıdan sıyrılacağını da tahmin etmek ve beklemek anormal olmasa gerek. Adıgağe inşaallah gelecekte İslamiyetin kendisinin dahi kabul etmediği bu şekildeki toplumsal baskı oluşturma niteliğini de değiştirecektir.

AÇUMIJ Hilmi