Devamlı aynı şeyler üzerine konuşmaktan zevk almıyorum. Fakat çok doğal
olarak aynı şeyleri tekrar etmenin zaman zaman gerektiğini de biliyorum.
Bir konu hakkındaki yanlış anlamaları, yanlış yansıtmaları bir defa yazdığınız
yazı ile belirtmeniz çoğu zaman yeterli gelmiyor. Çünkü aynı konuda başka birileri
yanlış anlamaya ve yanlış yansıtmaya devam ediyorlar.
Bir kaç aydır yinelemediğim tekrarlamadığım için kısa kısa başlıklarla
aklıma gelen artık değinmemiz gelenekselleşmiş olan konulara tek tek, kısa kısa bir
daha değineyim.
***
Çerkes dönüşçülerin
vatandaşlığı.
Rusya federasyonundan vatandaşlık almak isteyen bir Türkiye vatandaşı Türk
ile Türkiye vatandaşı Çerkes’in geçmesi gerektiği işlemler aynıdır.
Yani Çerkes olduğunuz için Rusya Federasyonu size bir öncelik falan
tanımaz.
Rusya vatandaşı olmak isteyen Türkiye vatandaşı olan Kürt, Ermeni, Gürcü
vs. içinde Rusya bir öncelik tanımaz,
ayrıcalık gözetmez.
***
Rusya Federasyonu’nun vatandaşlık işlemlerinde öncelik tanıdığı kişiler
Rusya Federasyonu memlekettaşlarıdır. Bu öncelik ise Rusyada ekonomik olarak
emeğe ihitiyaç duyan bölgelerde yerleşmeleri kaydıyla sağlanır.
Bunun anlamı ise şudur. Kanunen Rusya Federasyonu memlekettaşı olan-sayılan
bir kimse dahi Adıgeye gelip vatandaş olmak istediğinde bir ayrıcalıktan
faydalanamaz.
Onun faydalanabileceği ayrıcalıklar kolaylıklar Rusya federasyonu
içerisinde ‘böylesi kimseleri istediklerini’ belirten bu konuda çalışma programları
olan bölgelerdedir. Yani Çerkes cumhuriyetlerinden kilometrelerce uzakta iç
Rusya’da Sibirya gibi bölgelerdedir.
Çerkeslerin Rusya federasyonu memlekettaşları sayılıp sayılmadığı ise
muallaktadır. Pek çok kurum bunun açıkca beyanını talep eden çalışmalar
yapmaktadır. Fakat merkezce bu net olarak günümüze kadar ifade edilmiş değil.
Bunun yanısıra Çerkes cumhuriyetlerinin hiç birisi ekonomik olarak kendi
kendine yeter durumda değildir, işsizlik sorunu her birisinde farklı oranlarda
olmakla birlikte mevcuttur. Bu yüzden merkeze ‘cumhuriyetin sınırları
içerisinde emeğe ihtiyaç duyuyorum’ diyerek bu programa katılmala isteminde
bulunmaları zordur.
Bu bağlamda yurt dışında yaşayan Çerkesler Rusya federasyonu memlekettaşı
dahi sayılsalar vatandaş olma konusunda kanunun getirdiği ayrıcalıklardan faydalanmak
için Çerkes cumhuriyetlerine değil, emeğe ihtiyaç duyulan iç Rusya’ya da Sibirya
bölgesine yerleşmeleri gerekir.
Kısaca Çerkeslerin memlekettaş sayılmaları ardından, ayrıca Çerkes
Cumhuriyetlerinin birde bu konuda program hazırlaması gerekir.
***
Rusya Federasyonu vatandaşlık işleri anlamında, BDT ülkeleri yani eski SSCB
ülkeleri vatandaşlarına ayrı bir prosedür uygular.
Örneğin Adıgey’e yerleştikleri, burada Rusya vatandaşlığı aldıkları söylenen
Ermeni, Kürt vb. bundan faydalanarak vatandaşlık elde etmektedirler.
Bunun yanısıra Adıgey’den evrak almayı tercih etmelerinin bir başka sebebi
de Vatandaşlık elde etmeleri için geçen süreç içerisinde Kafkasyalı bir halk
olan Adıgelerin yaşadığı bölgede kendilerini kafkasyalı veya müslüman oldukları
için daha rahat hissetmeleridir.
Vatandaşlık öncesinde aldıkları Rusya federasyonunda yaşamalarını sağlayan
bir nevi Amerikanın yeşil kartına benzeyen ikametgah evrağı ile Adıgey’de
yaşamanın Rusya içlerinde yaşamaktan daha kolay olduğunu düşünürler. Çünkü bu
cumhuriyette yaşayan Adıgeler, Tatarlar, Rumlar, Ermeniler arasında dikkati
daha az çekerler.
Fakat şunu da belirtmekte fayda var sayıları kesin veremiyorum ve ayrıca
kesin olarak öğrenemeyeceğimi de net olarak biliyorum, bu yüzden sayı
belirtmeden Adıgey’deki resmi kurumlar vasıtası ile Rusya Federasyonu
vatandaşlığına geçmiş tüm Ermeni, Kürt, Azeri hala Adıgey’de yaşamaya devam
etseydi Adıgey’in nüfusu günümüzdeki nüfusundan kat kat fazla olurdu demekle
yetiniyorum.
Kısaca BDT ülkeleri vatandaşı olan pek çok kişi kendilerine tanınan bu
ayrıcalıktan Adıgey’de faydalanıyorlar, ama pek çoğu vatandaş olduktan sonra
Adıgey’de kalmıyor.
***
Günümüzde Türkiye vatandaşı bir kişi Rusya Federasyonu Vatandaşı olmak
istediğinde bu iki ülke arasında çifte vatandaşlıkla ilgili bir anlaşma
imzalanamamış olmasından dolayı çifte vatandaş olamaz.
Gereken tüm işlemleri yaptıktan, Rusya federasyonunda yaşamanız gereken
süre kadar yaşadıktan sonra vatandaşlık başvurusunu içeren dilekçenizle
birlikte yabancılar şubesine vermeniz gereken evraklar arasında Türkiye
vatandaşlığını bıraktığınız gösteren evrakta istenir.
Bu evrak TC.’nin elçiliklerine yapacağınız müracaatla alınır. Elçiliğe
Türkiye vatandaşlığından ayrılmak istediğinizi bildirirsiniz. Elçilikte size
gereken evrağı verir. İşte bu evrakla müracaatınızı yaparsınız.
TC. ise sizi vatandaşlıktan külliyen çıkartmama üzerine nasıl bir prosedür
uygular-uygulamaz bunu da işin doğrusu bilmiyorum.
***
Çerkes Cumhuriyetlerinde ve tüm diğer Rusya federasyonu bölgelerinde Rusya
memlekettaşlarına tanınan haklardan faydalandırılmadan ayrıca ihtiyaç
duydukları kadar kişi için kontenjan tanınır.
Bu kontejan vatandaşlık başvurusu kontenjanı değildir.
Rusya Federasyonunda çalışmanızı sağlayacak ABD’deki yeşil kart benzeri bir
evrağı (Vitnajitelstva) almanızı sağlayacak kontenjandır.
Bu evrağı almanız vatandaş
olacağınızı garanti etmez. Daha sonra uymanız gereken mesala Rusya’da beş yıl yaşamak gibi şeyler de
vardır.
Böylesi bir uygulama ile aldığınız
ABD yeşil kartı benzeri evrak size
devletin kanunlarca memlekattaşlarına sunmak zorunda olduğu hizmetleri sunmasını zorunlu kılmaz.
Yani size iş, aş, barınak vs temin etme yükümlülüğünü devlet üstlenmez.
***
Çerkes cumhuriyetleri, tüm çabalarıma rağmen hangi kanuna dayandığını
bilmediğim-öğrenemediğim bir şekilde Türkiyeden gelen ‘Çerkeslere Çerkes olduğunu gösteren evrak sunduğunda’ bu
kontenjandan yararlanma hakkını verir.
Bunun yanısıra Türkiyeden gelen Çerkesin ‘Çerkes olduğunu’ buradaki vatana
dönmüş olanların kurduğu kurumdan aldığı ‘Bu şahıs Çerkesdir’ yazılı evrağında
kanuni dayanağını bilmiyorum.
Günümüzde, Çerkes devletlerinin nasıl olduğunu bilmediğim bir şekilde
kullandıkları inisiyatifle Türkiyeden gelenlerin Çerkesliğini kabul etmelerinin
de ileride sorun olabileceğini biliyorum.
Tüm kanun ve düzenlemelerde vatanımzıdaki Xaselerin, Cumhuriyetlerimizin
çabalarıyla federal ve yerel kanunlarda yapılacak değişiklikler yapılıp Türkiye
veya diasporanın herhangi bir köşesinden gelen kişilere vatndaşlık verilmesi kolaylaştırılsa
bile en son ‘onların Çerkes olduklarını
evrakla kanıtlamaları’ hususunun söz konusu edileceğini de tahmin ediyorum.
Bu bağlamda Türkiyede yaşayan
Çerkeslerin Türkiyede iken ‘kendilerini resmen Çerkes olarak kanıtlayacak evrakları’
Türkiye Cumhuriyetinin düzenlemesi yolunda hiç bir çabalarının olmamasından da
rahatsızlık duyuyorum.
Çünkü tüm diğer hususlar aşıldığında bunun sorun olarak önümüze çıkacağını
tahmin etmek için müneccim olmama gerek yok.
***
Burada tarımsal topraklar bedava
falan değil. Hiç bir zamanda bedava değillerdi.
Tarımsal arazilerin mülkiyetleri Türkiyedeki gibi değil.
Araziyi iyi yatırım olsun diye satın alıp sonra hiç bir şey yapmadan
bekletme gibi bir lüksünüz yok.
Satın aldığınız araziye bin
yıl saban vurmasanız da elinizde kalmaya devam etmez.
Tarım arazisi aldığınızda işlemeniz gerekiyor. Eğer işletmezseniz bu arazi
elinizden devlet tarafından alınır.
Tarımsal arazilerin Türkiye veya dünyanın başka yerindeki arazilere kıyasla
daha uygun fiyatta olmasının sebebi de budur.
***
Çerkeslerin putu yoktu. Günümüze kadar Çerkesyanın herhangi bir
yerinde bu Çerkeslere ait PUT’tu diye bir şey çıkartılmış bulunmuş değil.
Çerkeslere ait antik destan ve
söylencelerde de PUT yoktur.
Birilerinin kurduğu (sebepsiz) hayallerle Çerkeslere ait PUT keşfetmenizin kimseye bir faydası olmaz.
En ufak şüphe taşıyacak şekilde Çerkeslere tarihin bir döneminde ait olmuş
PUT denilebilecek bir şeye arkeologlar rastlamış olsalardı SSCB döneminde
Çerkeslerin dini inançlarının, islam dinine olan bağlarının ortadan
kaldırılmasına hizmet etsin diye o PUTu devasa boyutlarda Nalçik, Maykop,
Çerkes kentlerinin en merkezi noktalarına dikerlerdi.
Durup dururken PUT icat
etmeyin. Çerkeslere PUT
icad etmeye neden ihitiyaç duyduğunuz da anlaşılır değil.
Bu eğilim ne yazık ki vatanımızda da var. Nedense bir PUTumuz olsaydı iyi olurdu diye düşünen
kişiler çıkıyorlar.
Bunlar arasında, Karadeniz sahiline gelen Dombaya çıkan turistlere
fantastik bir şeyler sunma çabasında olan işletme sahiplerinin ortaya attıkları
şeyler en azından ne amaçla yapıldıkları belli olduğu için anlaşılırlık
taşıyorlar.
Ama Türkiye’de oturup her akşam Çerkeslere yeni bir PUT bulmaya çalışanların
bunu neden yaptıkları anlaşılır değil.
***
Adıgey Adıge Xasesi birisine
bir şey satmadı.
Olan sadece Bu dönem Adıge Cumhuriyeti Hükümetinin Adıge Xase’ye daha fazla
etki etmek istemesi.
Bir önceki Adıge Xase yönetimi veya ondan da bir önceki yönetimin durumu da
farklı değildi.
O dönem farklı olan şey Adıge Cumhuriyeti Hükümetinin Adıge Xase’ye el atma
ihtiyacı hissetmemiş olmasıydı.
Adıge Xase kurumsal olarak ne yazık ki milletimizin gözünde yaşamıyor ve
yaşamasına gerek te görülmüyor. Milletimizin Adıge Xase’den genel beklentisi
milli bayram ve günlerin anıldığı şölen ve törenleri iyi organize etmesidir.
Bu bağlamda Adıge Xase’nin günümüzde aldığı şekille bu istemi karşılayacağı
da kesindir. Dolayısıyla kendisinden halkın bu bağlamda beklediği şölen ve
törenleri en güzel şekilde ortaya koyacaktır.
Milletimizin zor durumlarda, acil hallerde kendiliğinden toplanarak
oluşturduğu güç ise gerçek Adıge Xasedir. Şu an kurum olarak var olan Adıge Xase’de
toplumun bu hareketi gerçekleştirdiği anda hemen toplum’un hizmetine geçmek
zorunda kalmaktadır.
İşte şu an Adıgey’de Adıge Xase anlamında çekilen zorlukta budur.
Milletimiz kendi kurduğu kendisinin öz gücü olan bu Xase’nin kurumsal olarak
devam eden bir yapı olması yönünde yaptırım ortaya koymamaktadır.
Bunun anlaşılır çeşitli pek çok sebebi vardır. Fakat lafı uzatmamak için
bunlara değinmeyeceğim.
Kısaca bu günkü Adıge Xase yönetimi
her hangi bir şeyi satmış falan değil. Olan sadece Adıge Cumhuriyeti
Hükümetinin bu gün Adıge Xase’ye müdahil olmayı gerekli görmesidir.
Daha önce buna ihtiyaç hissetselerdi daha önce gerçekleştirebilirlerdi.
Bundan Adıge Xase ile ilintili birileri bir kar elde etmeyi düşünüyorlarsa dahi
bu onların düşünceleri veya çabalarıyla gerçekleşmiş bir şey değil.
Üzücü olmakla birlikte Türkiye’deki
xaselerimizinde farklı bir olgunlukta olduklarını söylemek zor. Türkiye
Cumhuriyeti hükümeti eğer Türkiyedeki xaselere müdahil olmak isterse onlara
karşı duracak xase yönetimleri ile karşılaşır kanaati bende yok.
Bütün bunların altında yatan, esas bizi, kendimizi ilgilendiren nokta ise
milletin acil durumlarda ortaya çıkartma uygulama yetisine sahip olduğu gerçek
xase’lerin devamlılık arzeden kurum haline gelmesi konusunda dirayetimizin ortaya konulmamış olmasıdır.
***
Vatana dönecek Çerkesleri seçme-ayırma lüksüne sahip değiliz. Kim vatana
şu, şu vasıflara sahip şu şu nitelikleri taşımayan Çerkesler gelememeli diyorsa
yanlış söylüyor.
Milletimiz sadece bu gün yaşayan fertlerden oluşmamaktadır. Geçmişte
yaşayanlarımız ve binlerce yıl sonrada yaşayacak olanlarımız bu milletin
paçasıdırlar.
Vatana dönüş, kendi ülkesinde yaşamak anlamında, hırlısından hırsızına,
ayyaşından, mollasına herkes eşit hakka sahip olmalıdır. Çünkü onların üç nesil beş nesil sonraki
çocuklarının nasıl olacağını hiç birimiz bilemeyiz.
Örneğin 19. yüzyılda İngiltere ülkesinde yaşayan suçluları Avustralya gibi
uzak sömürgelerine gönderirken ülkede geri kalanların temiz bir toplum
oluşturacağını da hayal ediyordu.
Fakat aradan geçen yıllar gösterdiki, İngilterede hala suç ve suçlular var
olmaya devam ediyor.
Ayrıca hem Türkiye hem de Rusya, birisi ülkesinden çıkacakları diğeri ise
ülkesine girecekleri zaten gayet belli çerçevelerde değerlendirip ince eleyip
sık dokuyor.
Kısaca biz ‘Ben Çerkesim ve vatanımda yaşamak istiyorum’ diyen herkesin
vatanda yaşamasından taraf olmalıyız. Bunun dışındaki her türlü görüşe de karşı
koymalıyız.
Çünkü şahsım adına ben, ‘Aman buraya sıkma başlar da geliyor, komünistler
buraya doluşmuş, bak adam gelmiş burada yeterince içki içilmiyormuş diye birahane açmış’ vs. şeklinde sözleri
duymaktan hoşlanmıyorum ve bunların doğru bir söylem olduğuna da inanmıyorum.
Vatanında yaşamak isteyen Çerkeslere bir kaç ülkenin koyduğu kotalar
yetmiyormuş gibi zihinlerde her türlü kotayı koymaya oluşturmayı öneren görüşe
karşı olmalıyız.
Böylesi gereksiz ve gelecek açısından hiç bir şey ifade etmeyen seçicilik
lüksümüz yok. İpin ucunu bir defa kaçırdığımızda bunu neyin takip edeceğini
bilemeyiz.
AÇUMIJ Hilmi