Dünya tarihinde
tüm işgalcilerin yaptıkları şeylerin en başında geleni işgal ettikleri yerleri
silahsızlandırmak olmuştur.
Bir yeri işgal
edip, işgal ettiği milleti, toplumu silahsızlandırmayan işgalci herhalde
yoktur...
Daha sonra
hakimiyetini devam ettirmek için yerli
işbirlikçileri silahlandırmayan işgalci de yoktur...
Stalinden Hitlere
kadar tüm diktatörlerde halkı silahsızlandırmış, sadece kendi
denetimlerindeki grupları silahlandırmışlardır.
İşgalin,
sömürünün, diktanın, tamamen hakimiyet kurmanın temel ihtiyaçlarından birisi de
sanıyorum karşı grupları-toplumları, sınıfları halkları silahsızlandırmaktan
geçiyor olmalı...
***
Bence, bir insanın sahip olması gereken en temel özgürlüğü ise yaşama özgürlüğüdür.
Yaşamını,
hayatını koruma özgürlüğüdür.
Hayatın korunması
ise ne yazık paradoksal bir şekilde silahlanma ile ilintilidir.
Yine bence, yaşamınızı
kendiniz yerine bir başkasının koruması, bu
korumayı en örgütlü yapı olan
devlete dahi teslim etmek her zaman yeterli olmaz.
Bir gün, devletin
yanlış işleyişi, el değiştirmesi, yıkılması, yıkılma eğilimi göstermesi,
adaletten uzaklaşması vs. vs. gibi durumla karşılaşabilir, elinizde
mutfak bıçağı ile evinizi koruma durumunda kalabilirsiniz.
Devletin diktası, sultası ne kadar artar ise, bu diktayı üstünde kurduğu halkın da silahsızlandırılması o kadar artar,
hep böyle ola gelmiştir.
Elbetteki, dikta rejimi olmayan her idare halkın
silahlılığıyla orantılıdır çıkarsaması da doğru değildir.
Kesin diyebileceğimiz şey ise tüm dikta, zulüm,
işgalci yönetimlerin günümüze kadar, bu zulmü uyguladıkları halkı
silahsızlandırmaya çalışmış olmaları...
***
12 eylülü hatırlayanlarınız, duyanlarınız hemen anımsayacaklardır; askeri idarenin en yoğun
üzerinde durduğu şeylerden birisi de halkın tamamen silahsızlandırılmasıydı...
Pek çoğunuz
görmediyse dahi babalarından duymuştur; ‘Dedemizden kalan bir kama vardı, jandarmaya verdik’ veya ‘Bizim
evdeki kamayı jandarmalar ortadan ikiye kırdı’ ....
Halbuki kama
dediğin nedir ki, yirminci yüzyılda kama ekmek bıçağından biraz daha hallice
bir silah değil mi?
Tabanca kılıfının
caydırıcılığından fazla caydırıcılığı olduğu bile şüphelidir ya neyse.
Dikta için, adı
silah olsun da ne olursa olsun yasak
olmalıydı....
***
Yine bence diyeceğim; Türkiye de bu gün duyduğunuz, kaygılandığınız canınızın
derdine düşmenize sebep olabilecek sorunların
altında halkın silahsızlandırılmış olmasının da payı oldukça çoktur...
Dişinden tırnağına,
Türkünden, Kürtüne, Çerkesine,
Sünnisine, Alevisine, ülkede
yaşayan herkes, silah edinme özgürlüğüne
sahip olsaydı...
Olaylar, Türkiyenin
bu gün içinde bulunduğu duruma gelmezdi kanaatine de sahibim.
Ne Kürt sorunu bu
günkü şeklinde sorunlaşabilirdi, ne de bu gün ülkenin önünde gözüken çatışma-anlaşamama
ihtimali ortaya çıkardı...
***
Çerkeslerin Türkiye’de tamamen
silahsızlanması Evren döneminde kamaların kırılması ile de neticelenmiş değil...
Yanlış hatırlamıyorsam
bir beş-on yıl öncesinde düğünlerde silah atmanın (bence çok da derin ve isabetli düşünülmemiş bir şekilde) toplumun kendi içinden çıkmış dinamiklerle yasaklanması ile azımsanmayacak bir
oranda noktalandı..
İnşaallah yarın
bir gün bunun vebalini insanlarımız
üzerlerinde hissetmezler.
AÇUMIJ Hilmi