Çerkeslerin Rusya
vatandaşlığı elde etmeleri hususunda dikkat ediyorumda Türkiyedeki Çerkes
kamuoyunda yanlış bilgilerin doğru olduğu üzerine kanaatler var.
Öncelikli olarak
altını çizerek, üstüne basa basa, en iyisi koyu harflerle yazayım;
Türkiye vatandaşı olan bir kişinin Rusya
vatandaşlığına müracaat etmesi ile Türkiye vatandaşlığına sahip olan çerkes’in
müracaat etmesi arasında hukuki olarak bir fark yoktur. Yani bir Türk nasıl
Rusya vatandaşı olabilirse, aynı şekilde Türkiye vatandaşı olan bir Çerkeste RF
vatandaşı olur.
***
RF’nunu oluşturan
bölgelerin-cumhuriyetlerin yıllık nüfus ihtiyacı gözönüne alınarak bu bölgelere
yıllık kotlar verilir. İşte burada, bu kotaların kullanılması esnasında Türkiye
vatandaşı olan Çerkeslerin bazı avantajları çerkes cumhuriyetlerinde olur.
Adıgey kendisine
ayrılan kotaya yapılan müracaatta Adıgelere daha bir özen gösterir. İlgili
kuruma verilen evraklar arasında Adıge olduğunuzu kanıtlayan bir evrakta
alınır.
Bu evrağın alımı,
hangi kanuna bağlıdır, federal kanunlarda böyle bir madde varmıdır, Adıgey’in
kanunlarında varmıdır derseniz, işin doğrusu bilmiyorum ve bu evrak şu kanuna
dayanılarak alınıyor diyene de rastlamadım. Bu bağlamda bunun Adıgeyde
uygulanan bir inisiyatif olduğunu düşünmek te mümkün.
Kısaca; Rf. federasyonuna Çerkes diasporasından
gelen kimselerin vatandaşlık müracaatları ve işlemleri geldikleri ülkenin
vatandaşı olan diğerlerinden farklı değildir. Yani bir Türkiyeli Türk, Rf vatandaşlığı için ne
yapmalıysa Türkiye vatandaşı olan Çerkes’de aynı şeyi yapmalıdır.
***
Çerkeslerin istediği şey ise daha başkadır; Çerkes
oldukları için kendilerine RF vatandaşlığının verilmesini hak olarak görürler.
İşte RF
vatandaşlığı konusunda Çerkeslerin karşılaştığı problem budur.
Suriyeli
Çerkesler’in sorunu işte bu konudadır. Türkiyeli, Ürdünlü, kısaca diaspora
Çerkeslerinin sorunu budur.
Üzerinde durulan,
gerçekleşmesini istedikleri şey bu doğrultudadır.
RF. ülkede
eskiden yaşamış olanlara yani ülkedaşlarına yönelik olarak bir kanun çıkartarak
ülkedaşlarının vatandaşlık işlerini kolaylaştırma yoluna gitmiştir.
Duyulan üzerinde
konuşulan şey aslında; biz Çerkeslerinde ülkeleri Rusya Federasyonuna bağlı ise
Çerkes diasporasınında Rusya federasyonundaki bu kanun kapsamında olmasının
gerektiği üzerine yapılan çabalardır..
Kısaca söz konusu
olan şey Çerkeslerin ülkelerinin Rusya Fedrasyonunun içinde olmasına rağmen bu
ülkenin diasporasının Rusya federasyonu ülkedaşları arasına alınmamış olmasının
getirdiği sıkıntılardır.
***
Bu sıkıntılar
aşılacak mı? Evet aşılacak. Bu gün olmazsa yarın aşılacak. Adıge toplumsal
hareketleri, aydınları vs. bu konuya eğiliyorlar ve eninde sonunda bu aşılacak.
Günümüzdeki en
büyük engellerden birisi var olan bir kanuna Çerkes diasporasının dahil
edilmiyor olması.
Bunun aşılması
ise yine de yeterli olmayacak. Şöyleki;
1) Diasporada yaşayan kişinin, kendisinin
Çerkesyalı olduğunu kanıtlaması eninde sonunda gerekecek.
Bu vatandan
ataları sürüldüğünde atıyorum Türkiyenin herhangi bir yerine gelip
yerleşenlerden bazıları için bu sorun olmayacak. Çünkü nüfus idarelerinden atalarının geldiği
yer hakkında gereken evrağı temin edenler çıkacaktır.
Fakat, ilk önce
balkanlara yerleşmiş, ardından ikinci bir sürgünle Anadoluya gelmiş birisinin
atalarının Çerkesyadan geldiğini kanıtlaması oldukça zor olacaktır.
Bu bağlamıyla söz
konusu yasadan faydalanmak için Çerkeslerin Çerkesliklerini kanıtlamaları
gerekecektir. Bu yasa’da yaşanılan ülkede kurulu bulunan STK’ların vasıtası ile etnisitenin kabulüne ilişkinşeylerde var. Eğer Çerkesler RF ülkedaşları arasına alınırsa işte bu konuda
rahatsızlık çıkacak, sorunlar devam edecek.
Çünkü, TC
devletinin Çerkeslerin kimliklerini gösterir bir hukuki yapıdan uzak olduğu
herbirimizin malumu. Çerkeslere çerkes olduklarını gösteren evrak verecek konuma
en uygun olan yapının KAFFED’in bu
konudaki tutumu ise ne yazık ki beklenilenin tam aksine.
Örneğin KAFFED anayasa çalışmaları için devlet sunduğu anayasadan beklentilerinde TC.nin
etnisiteye atıfta bulunmamasını ısrarla arzuladıklarını belirtmişlerdi. TC.nin
bu konudaki en ufak rahtsızlığında ben TC.de bulunan STK.larımızın tavır
koyabileceklerine çokta inanmıyorum. Çünkü yine hatırlayacak olursanız, TC
ülkedeki diğer azınlıklara okulda anadillerini öğrenme hakkı verdiğinde Ülkedeki
en büyük STK’lardan olan KAFFED böylesi çalışmalar eğer türkiyede başka bir
hareketlenmeye sebep olacak olursa gerektiğinde buna sebep olanları Çerkes-türk demeden bastırmaya hazır olduklarını ilan etmişti.
Bu bağlamıyla ne
yazık ki diasporanın Türkiye ayağı kitlesel bir hareket için hiç bir hazırlık
yapmamıştır, dmek daha doğru olur. Dolayısıyla bu yasanın çıkartılmış olması
dahi TC. deki Çerkes diasporası için büyük derece de çözümcül olamayacaktır.
2) Söz konusu yasada yapılacak değişimler üzerine
RF. Başkanını yaptığı son konuşmada diasporanın yaşadığı ülke vatandaşlığını
bırakmasının da gerekeceğini belirtmiştir.
Bu bağlamı ile de
söz konusu yasanın Çerkes diasporası için büyük derece de çözümcül olmayacağı
aşikardır.
Halbuki biz
biliyoruz ki, RF Örneğin Osetya ve Abhazya gibi ülkelerin vatandaşlarının
yaşadıkları ülkenin vatandaşlığından çıkmalarına dahi gerek görmeden onların
vatandaşlarına RF pasaportu verebilmişti.
Bu eski SSCB
vatandaşlarına veya BDT üyesi ülkelerin vatandaşlarına sağlanan kolaylıklar
çerçevesinde, karşılıklı ülkeler arasında varılan anlaşmalarla yapılan da bir
şey değildi. Çünkü Abhazya ve Osetya vatandaşlarına pasaport verildiği o
yıllarda bu ülkeleri RF henüz tanımıyordu bile.
Aynı zamanda bu
ülke vatandaşlarının sahip oldukları pasaportlarda eski Gürcistan Sovyet
Sosyalist Cumhuriyetinin pasaportları idi ve bu ülkeler Gürcistandan ayrılmış
de facto Gürcistan SSC’sini tanımadıklarını, onun içerisinde yer almadıklarını
ifade ediyorlardı. vs. vs.
Kısaca Rf’nun bu
konuda diğer ülkenin vatandaşlığından çıkılmasının gerektiği konusunda zaman
zaman esnek olabildiğini biliyoruz.
Bu bağlamda söz
konusu yasa’dan Çerkes diasporasıda yararlanacak şekilde düzenleme yapılırsa
dahi yine böylesi değişimleri talep
etmeye Çerkes halkı devam edecektir. Bunun da üzerinden eninde sonunda
gelineceğini de biliyorum.
3) Tüm bu sorunlar aşıldıktan sonra da devam edecek
konu ile alakalı bir başka sorun var.
Bunu da
herbirimiz çok yakından biliyoruz. Abhazya’nın başına getirdikleri şeyin bizim
de başımıza gelmesi işten bile değil.
Her biriniz
anımsıyor olmalısınız. Abhazya Dünyadaki tüm Abazaların Abhazya vatandaşı
olması hakkına sahip olduklarını ilan etmişdi.
Peki oldular mı? Olmadılar, bunun belli başlı iki sebebi vardı;
İlki, Abhazya’nın nüfusa olan muhteşem ihtiyacından dolayı Abhazya’ya gelenlere
pasaport verme eyilimi,
ikincisi ise Türkiyedeki Abaza aydınlarınında aynı tutumu izlemeleri.
Halbuki aynı dönemde
hemen hemen Abhazyada yaşayan tüm Abazaların Rusyaya yerleşmeden Rus
vatandaşlığını da almış oldukları dönemdi.
Gerçekte «bir ülke vatandaşının illa
yaşamını o ülkede geçirmesi zorunluluğu» temel insan haklarına dahi
ters olan bir yaklaşımdır. Bu konuda Türkiye takdire değerdir.
Kendi vatandaşları, dünyanın hangi başka ülkesine vatandaş olmuş hiç umursamaz
hatta bundan memnun bile olur.
Elbette,
Abhazyanın insana olan ihtiyacı anlaşılır bir şeydir. Fakat eğer kurtuluş
savaşı ardından dünya üzerindeki tüm Abazaları Abhazya vatandaşı yapmış
olsalardı şimdiki siyasi duruşu farklı olurdu (ki bunu yapabilecekleri
dönemlerde vardı).
İşte tüm diğer
şeyleri aşsak dahi bu yaklaşım tarzının TC. deki Çerkes STK’larında devam
ediyor olması da sorun olacak.
Örnek olması
babından çok uzak olmayan bir geçmişte şahit olduğum bir olayı yeri gelmişken
anlatmadan edemeyeceğim. Türkiyede adı-sanı bilinen oldukça da köklü bir
STK’mız Adıgey’e 20-25 kişilik bir grubun RF vatandaşlığına müracaatlarını
sağlamak için gezi organize etmişti.
O köklü STK’nın
başkanı grup içerisindeki bir kişinin Adıgey’e yerleşmeyi amaçlamadığını,
oturma iznini ticaret yapmak için aldığını dolayısıyla yetkililer bunu ileterek
oturma izni almasına engel olunmasının gerektiğini pek çok şahidin huzurunda dile
getirmişti.
Sanıyorum bu
örnek, durumun vahameti açısından yeterlidir. Söz konusu soydaşımız oturma izni
alsa, çalışma izni alsa iki ülke arasında ticaret yapsa ne olacak ki? Bunun ne
zararı olabilir ki? Çerkesliğinden dolayı bir insanın kazanım elde etmesinin
çerkesliğe teşvikten başka neye faydası olabilirki.
Kısaca RF.
tarafından Çerkeslerin ülkedaş sayılarak Çerkeslerin RF. vatandaşlığı
kolaylaştırılsa dahi sorun tam anlamıyla
çözülmüş olmayacak. RF. içerisinde yaşayan Çerkes yapılarının, halkının temel
arzusu Diasporadaki Çerkeslerin direk vatandaş yapılması yönünde. Ve söz konusu
düzenlemenin yapılmasını sağlamak için çalışmaya devam edecekler. Bir günde
bunun olacağına inanıyorum.
Fakat o zaman
kadar diasporanında yapması gereken hazırlıklar var.
2. İnsanlarımıza
Türkiyeden ayrılma imkanına sahip değillerse dahi, kendi vatanlarına
istedikleri an dönmelerini sağlayacak evraklara sahip olmalarının gerektiğine
ikna edilmeliler. Önümüzde çok net bir SURİYE örneği var. Suriyede yaşıyor
olmalarına rağmen zamanında RF. vatandaşlığı almış olan kişiler savaş ortamında
diğer herkesten daha avantajlı duruma düştüler
***
Üzerinde çok daha
ayrıntılı ve uzun durulması farklı
açılardan irdelenmesi gereken bu konuyu genel hatları ile ele aldığım için
okuyucudan özür diliyorum.
Ayrıca şunu da
belirtmekte fayda görüyorum. Çerkeslerin sorunu bir günde, bir yılda ortaya
çıkmış bir şey değil. Aynı zamanda adeta sihirli bir deynekle bir günde bir
yılda çözülecekte değil. Yolun başındayız. Her yeni gelişme, ilerleme
sevindiricidir, ve çözümcülde olabilir, soruna bir düğüm daha atıcı da
olabilir.
Fakat her şeyin
bir dakikada, bir yılda, on yılda çözülüceğini hayal etmek ise hiç te doğru
değildir. Böylesi hayaller, umutkırıklığını da getirir. Dolayısıyla her şeye
gerçekçi yaklaşmalıyız.