Blogda Ara

2 Şubat 2013

Diaspora Çerkeslerinin RF vatandaşlığı almalarına dair birkaç nokta....


Çerkeslerin Rusya vatandaşlığı elde etmeleri hususunda dikkat ediyorumda Türkiyedeki Çerkes kamuoyunda yanlış bilgilerin doğru olduğu üzerine kanaatler var.

Öncelikli olarak altını çizerek, üstüne basa basa, en iyisi koyu harflerle yazayım;

Türkiye vatandaşı olan bir kişinin Rusya vatandaşlığına müracaat etmesi ile Türkiye vatandaşlığına sahip olan çerkes’in müracaat etmesi arasında hukuki olarak bir fark yoktur. Yani bir Türk nasıl Rusya vatandaşı olabilirse, aynı şekilde Türkiye vatandaşı olan bir Çerkeste RF vatandaşı olur.


***

RF’nunu oluşturan bölgelerin-cumhuriyetlerin yıllık nüfus ihtiyacı gözönüne alınarak bu bölgelere yıllık kotlar verilir. İşte burada, bu kotaların kullanılması esnasında Türkiye vatandaşı olan Çerkeslerin bazı avantajları çerkes cumhuriyetlerinde olur.

Adıgey kendisine ayrılan kotaya yapılan müracaatta Adıgelere daha bir özen gösterir. İlgili kuruma verilen evraklar arasında Adıge olduğunuzu kanıtlayan bir evrakta alınır.

Bu evrağın alımı, hangi kanuna bağlıdır, federal kanunlarda böyle bir madde varmıdır, Adıgey’in kanunlarında varmıdır derseniz, işin doğrusu bilmiyorum ve bu evrak şu kanuna dayanılarak alınıyor diyene de rastlamadım. Bu bağlamda bunun Adıgeyde uygulanan bir inisiyatif olduğunu düşünmek te mümkün.

Kısaca; Rf. federasyonuna Çerkes diasporasından gelen kimselerin vatandaşlık müracaatları ve işlemleri geldikleri ülkenin vatandaşı olan diğerlerinden farklı değildir. Yani bir Türkiyeli Türk, Rf vatandaşlığı için ne yapmalıysa Türkiye vatandaşı olan Çerkes’de aynı şeyi yapmalıdır.

***

Çerkeslerin istediği şey ise daha başkadır; Çerkes oldukları için kendilerine RF vatandaşlığının verilmesini hak olarak görürler.

İşte RF vatandaşlığı konusunda Çerkeslerin karşılaştığı problem budur.

Suriyeli Çerkesler’in sorunu işte bu konudadır. Türkiyeli, Ürdünlü, kısaca diaspora Çerkeslerinin sorunu budur.

Üzerinde durulan, gerçekleşmesini istedikleri şey bu doğrultudadır.

RF. ülkede eskiden yaşamış olanlara yani ülkedaşlarına yönelik olarak bir kanun çıkartarak ülkedaşlarının vatandaşlık işlerini kolaylaştırma yoluna gitmiştir.

Duyulan üzerinde konuşulan şey aslında; biz Çerkeslerinde ülkeleri Rusya Federasyonuna bağlı ise Çerkes diasporasınında Rusya federasyonundaki bu kanun kapsamında olmasının gerektiği üzerine yapılan çabalardır..

Kısaca söz konusu olan şey Çerkeslerin ülkelerinin Rusya Fedrasyonunun içinde olmasına rağmen bu ülkenin diasporasının Rusya federasyonu ülkedaşları arasına alınmamış olmasının getirdiği sıkıntılardır.

***

Bu sıkıntılar aşılacak mı? Evet aşılacak. Bu gün olmazsa yarın aşılacak. Adıge toplumsal hareketleri, aydınları vs. bu konuya eğiliyorlar ve eninde sonunda bu aşılacak.

Günümüzdeki en büyük engellerden birisi var olan bir kanuna Çerkes diasporasının dahil edilmiyor olması.

Bunun aşılması ise yine de yeterli olmayacak. Şöyleki;

1) Diasporada yaşayan kişinin, kendisinin Çerkesyalı olduğunu kanıtlaması eninde sonunda gerekecek.

Bu vatandan ataları sürüldüğünde atıyorum Türkiyenin herhangi bir yerine gelip yerleşenlerden bazıları için bu sorun olmayacak.  Çünkü nüfus idarelerinden atalarının geldiği yer hakkında gereken evrağı temin edenler çıkacaktır.

Fakat, ilk önce balkanlara yerleşmiş, ardından ikinci bir sürgünle Anadoluya gelmiş birisinin atalarının Çerkesyadan geldiğini kanıtlaması oldukça zor olacaktır.

Bu bağlamıyla söz konusu yasadan faydalanmak için Çerkeslerin Çerkesliklerini kanıtlamaları gerekecektir. Bu yasa’da yaşanılan ülkede kurulu bulunan STK’ların vasıtası ile etnisitenin kabulüne ilişkinşeylerde var. Eğer Çerkesler RF ülkedaşları arasına alınırsa işte bu konuda rahatsızlık çıkacak, sorunlar devam edecek.

Çünkü, TC devletinin Çerkeslerin kimliklerini gösterir bir hukuki yapıdan uzak olduğu herbirimizin malumu. Çerkeslere çerkes olduklarını gösteren evrak verecek konuma en uygun olan yapının  KAFFED’in bu konudaki tutumu ise ne yazık ki beklenilenin tam aksine.

Örneğin KAFFED anayasa çalışmaları için devlet sunduğu anayasadan beklentilerinde TC.nin etnisiteye atıfta bulunmamasını ısrarla arzuladıklarını belirtmişlerdi. TC.nin bu konudaki en ufak rahtsızlığında ben TC.de bulunan STK.larımızın tavır koyabileceklerine çokta inanmıyorum. Çünkü yine hatırlayacak olursanız, TC ülkedeki diğer azınlıklara okulda anadillerini öğrenme hakkı verdiğinde Ülkedeki en büyük STK’lardan olan KAFFED böylesi çalışmalar eğer türkiyede başka bir hareketlenmeye sebep olacak olursa gerektiğinde buna sebep olanları Çerkes-türk demeden bastırmaya hazır olduklarını ilan etmişti.

Bu bağlamıyla ne yazık ki diasporanın Türkiye ayağı kitlesel bir hareket için hiç bir hazırlık yapmamıştır, dmek daha doğru olur. Dolayısıyla bu yasanın çıkartılmış olması dahi TC. deki Çerkes diasporası için büyük derece de çözümcül olamayacaktır.

2) Söz konusu yasada yapılacak değişimler üzerine RF. Başkanını yaptığı son konuşmada diasporanın yaşadığı ülke vatandaşlığını bırakmasının da gerekeceğini belirtmiştir.

Bu bağlamı ile de söz konusu yasanın Çerkes diasporası için büyük derece de çözümcül olmayacağı aşikardır.

Halbuki biz biliyoruz ki, RF Örneğin Osetya ve Abhazya gibi ülkelerin vatandaşlarının yaşadıkları ülkenin vatandaşlığından çıkmalarına dahi gerek görmeden onların vatandaşlarına RF pasaportu verebilmişti.

Bu eski SSCB vatandaşlarına veya BDT üyesi ülkelerin vatandaşlarına sağlanan kolaylıklar çerçevesinde, karşılıklı ülkeler arasında varılan anlaşmalarla yapılan da bir şey değildi. Çünkü Abhazya ve Osetya vatandaşlarına pasaport verildiği o yıllarda bu ülkeleri RF henüz tanımıyordu bile.

Aynı zamanda bu ülke vatandaşlarının sahip oldukları pasaportlarda eski Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetinin pasaportları idi ve bu ülkeler Gürcistandan ayrılmış de facto Gürcistan SSC’sini tanımadıklarını, onun içerisinde yer almadıklarını ifade ediyorlardı. vs. vs.

Kısaca Rf’nun bu konuda diğer ülkenin vatandaşlığından çıkılmasının gerektiği konusunda zaman zaman esnek olabildiğini biliyoruz.

Bu bağlamda söz konusu yasa’dan Çerkes diasporasıda yararlanacak şekilde düzenleme yapılırsa dahi  yine böylesi değişimleri talep etmeye Çerkes halkı devam edecektir. Bunun da üzerinden eninde sonunda gelineceğini de biliyorum.

3) Tüm bu sorunlar aşıldıktan sonra da devam edecek konu ile alakalı bir başka sorun var.

Bunu da herbirimiz çok yakından biliyoruz. Abhazya’nın başına getirdikleri şeyin bizim de başımıza gelmesi işten bile değil.

Her biriniz anımsıyor olmalısınız. Abhazya Dünyadaki tüm Abazaların Abhazya vatandaşı olması hakkına sahip olduklarını ilan etmişdi.

Peki oldular mı? Olmadılar, bunun belli başlı iki sebebi vardı;

İlki, Abhazya’nın nüfusa olan muhteşem ihtiyacından dolayı Abhazya’ya gelenlere pasaport verme eyilimi,

ikincisi ise Türkiyedeki Abaza aydınlarınında aynı tutumu izlemeleri.

Halbuki aynı dönemde hemen hemen Abhazyada yaşayan tüm Abazaların Rusyaya yerleşmeden Rus vatandaşlığını da almış oldukları dönemdi.  

Gerçekte «bir ülke vatandaşının illa yaşamını o ülkede geçirmesi zorunluluğu» temel insan haklarına dahi ters olan bir yaklaşımdır.  Bu konuda Türkiye takdire değerdir. Kendi vatandaşları, dünyanın hangi başka ülkesine vatandaş olmuş hiç umursamaz hatta bundan memnun bile olur.

Elbette, Abhazyanın insana olan ihtiyacı anlaşılır bir şeydir. Fakat eğer kurtuluş savaşı ardından dünya üzerindeki tüm Abazaları Abhazya vatandaşı yapmış olsalardı şimdiki siyasi duruşu farklı olurdu (ki bunu yapabilecekleri dönemlerde vardı).

İşte tüm diğer şeyleri aşsak dahi bu yaklaşım tarzının TC. deki Çerkes STK’larında devam ediyor olması da sorun olacak.

Örnek olması babından çok uzak olmayan bir geçmişte şahit olduğum bir olayı yeri gelmişken anlatmadan edemeyeceğim. Türkiyede adı-sanı bilinen oldukça da köklü bir STK’mız Adıgey’e 20-25 kişilik bir grubun RF vatandaşlığına müracaatlarını sağlamak için gezi organize etmişti.

O köklü STK’nın başkanı grup içerisindeki bir kişinin Adıgey’e yerleşmeyi amaçlamadığını, oturma iznini ticaret yapmak için aldığını dolayısıyla yetkililer bunu ileterek oturma izni almasına engel olunmasının gerektiğini pek çok şahidin huzurunda dile getirmişti.

Sanıyorum bu örnek, durumun vahameti açısından yeterlidir. Söz konusu soydaşımız oturma izni alsa, çalışma izni alsa iki ülke arasında ticaret yapsa ne olacak ki? Bunun ne zararı olabilir ki? Çerkesliğinden dolayı bir insanın kazanım elde etmesinin çerkesliğe teşvikten başka neye faydası olabilirki.
 
Kısaca RF. tarafından Çerkeslerin ülkedaş sayılarak Çerkeslerin RF. vatandaşlığı kolaylaştırılsa dahi  sorun tam anlamıyla çözülmüş olmayacak. RF. içerisinde yaşayan Çerkes yapılarının, halkının temel arzusu Diasporadaki Çerkeslerin direk vatandaş yapılması yönünde. Ve söz konusu düzenlemenin yapılmasını sağlamak için çalışmaya devam edecekler. Bir günde bunun olacağına inanıyorum.

Fakat o zaman kadar diasporanında yapması gereken hazırlıklar var.


2.   İnsanlarımıza Türkiyeden ayrılma imkanına sahip değillerse dahi, kendi vatanlarına istedikleri an dönmelerini sağlayacak evraklara sahip olmalarının gerektiğine ikna edilmeliler. Önümüzde çok net bir SURİYE örneği var. Suriyede yaşıyor olmalarına rağmen zamanında RF. vatandaşlığı almış olan kişiler savaş ortamında diğer herkesten daha avantajlı duruma düştüler

***

Üzerinde çok daha ayrıntılı ve uzun  durulması farklı açılardan irdelenmesi gereken bu konuyu genel hatları ile ele aldığım için okuyucudan özür diliyorum.

Ayrıca şunu da belirtmekte fayda görüyorum. Çerkeslerin sorunu bir günde, bir yılda ortaya çıkmış bir şey değil. Aynı zamanda adeta sihirli bir deynekle bir günde bir yılda çözülecekte değil. Yolun başındayız. Her yeni gelişme, ilerleme sevindiricidir, ve çözümcülde olabilir, soruna bir düğüm daha atıcı da olabilir.

Fakat her şeyin bir dakikada, bir yılda, on yılda çözülüceğini hayal etmek ise hiç te doğru değildir. Böylesi hayaller, umutkırıklığını da getirir. Dolayısıyla her şeye gerçekçi yaklaşmalıyız.