Adıge masallarında taşa dair ilginç,
mesela insanların taş kesildikleri sonra yeniden canlandıkları gibi anlatılara
rastlıyoruz. Onlar konuşuyorlar, insani niteliklere sahipler, seviyorlar,
merhamete de sahipler adalet için de mücadele ediyorlar. Masallarda sonsuza
kadar taş kesilenlerde var belli bir zaman sonra yeniden canlanacak olanlarda
var.
Başka ulusların söylencelerinde de
insanların taş kesildiğine rastlıyoruz. Örneğin Rum efsanelerinde Zeus
kendisini dinlemeyenleri taşa çeviriyor, Meduze Gorgone kendisine bakanları
taşa çeviriyorduç
Kızın Seçimi....
Masallarımızda ikizlerin bir kızı
sevdikleride oluyor. Kendisi ile flört eden ikizlerin kalplerini kırmamak için
bir otlağın başına dikilerek ot biçerek kendisine ilk ulaşanla evleneceğini
söyler. Delikanlılar birbirleri ile yarış ederek otlağın sonuna birlikte ulaşıp
kaşenlerinin eline uzandıklarında ikisi birden taş kesilir.
Pek çok ulus taş veya taştan yapılmış
nesneleri ibadet yeri olarak veya ibadethanelerinde kullanıyorlar. Antik
çağlarda Adıgelere ait böylesi yerlerde vardı. Yispvuneleri (dolmenler),
Тхьэнэшъу- dikitler, mezar taşları, taştan kurban sunakları, yalnız başına
bulunan büyük taşlar, sınırları belirleyen taşlar vb. Avcılarda mesela belirli
taşların etrafında toplanırlardı.
Taşların gökyüzünden düştüğüne dair olan
inançları sebebiyle şimşek düşmüş taşların bulunduğu yerleri dua yeri olarak
kullanıyorlardı. Buralara belirli yiyecekleri götürme adetleride vardı. Genelde
kızartılmış veya haşlanmış kurban etleri gibi.
Ev yaparkende temel anası (ЛъачIэ)nın
köşelerine taşlar gömüyorlardı.
Taşların birbirine çarpılmasının ise iyi
olmadığını düşünüyorlardı. Çocukluğumuzda çakıl taşlarını birbirine çakarken
ninelerimiz gördüğünde ‘ Yavrum taşları birbirine vurmayın, yoksa kuraklık
olur’ diyorlardı.
Dağların Zirveleri tanrıya ait sayılırdı
Ulusumuz eski dönemlerden beri dağlara
önem veriyordu, dağların zirvelerinde tanrıların yaşadığına inanıyorlardı. Dağlara
çıkan geçitlerde bulunan kayaların üzerine hediyeler bırakıyorlardı. Böylesi
yerlere daha ziyadesiyle silah bırakıyorlardı.
Mıyekuape rayonunda Thaç’ışho ile Thaçıjıy
tepeleri bulunuyor. Eski çağlarda bunların tepelerinde dualar ayinler
yapıyorlardı. Eski nart söylencelerinde Thaşho’nun yaşadığı Oşhamafede her yıl
tanrıların buluşup ziyafet yaptıkları anlatılır. Bu toplantılarına her yıl
Nartlar’ın arasında insanlara en faydalı olanlarından bazılarını çağırır onada
büyük bir manda boynuzu dolusu beyaz üzüm şarabı ikram ettikleri anlatılır.
Cadılardan günümüzde de korkuyorlar
Günümüzde de dağlardan gizli olarak
cadıların toplandığı söyleniyor. Yılbaşı geldiğinde onlar Sobay tepesinde
toplanıp yıl boyunca yapacakları iyilik ve kötülükleri kararlaştırıp
paylaşıyorlar. Paylarını deriden bohçalarına koyup üzerinden uçtukları köylere
dağıtıyorlar.
Yeni yılın gireceği gece cadıların
getireceği zararlardan korunmak için bahçe girişlerine, ev duvarlarının
köşesine, bahçedeki tüm binaların etrafına, kapılarına kül döküyorlardı.
İçinde çok mezartaşı olan mezarlıkları
cin, şeytan, kötü insanların uğrak yerleri olduklarına inanıyorlardı. Bunlardan
zarar görmemek için ok başları, kumaş şeritler, bozuk paralar ve başka
nesneleri mezartaşlarının üzerine bırakıyorlardı.
Yispvune’leri mezardı.
Yispvuneleri tamamı taştan yapılmış
mezarlardı, ayin yerleriydi. İlk yapılan dolmenlerde cenazeler dolmenin
duvarları dibine oturtturuluyordu. Bu yüzden (исыпIэ ун – içerisinde oturma
evi) yispvun diye isimlendirilmişlerdi. Dolmenler tek başlarına yapılmıyorlardı
bir vadide pek çok dolmen oluyordu. Örneğin Haceko’daki dolmen grubu 350 kadar
dolmenden oluşuyordu. Kujıko deresi kıyısındaysa 600 kadarı biraradaydı.
İnsanlar kendi yaşadıkları evleri
topraktan yapıyorlardı. Ama sonsuza kadar ölülerinin yaşayacakları evleri
sonsuza kadar durması için taştan
yapıyorlardı. Dolmenler insanlarca bozulmazsalar başlarına hiç bir şey gelmez.
Adıgeler 5000 yıl öncesine dayanan bu dolmenleri hiç kırıp yıkmadılar.
Ulusumuza ait eski mezarlıklara da, başka uluslara it mezarlıklara da hiç
dokunmadılar. Fakat son iki yüzyıldır topraklarımıza yerleşmiş olan uluslar bu
konuda onlara hiç acımadılar, kırdılar, patlattılar, parçalara ayırdılar,
dağıttılar.
Yispvunelerini adıgelerin yapmış olduğunun
günümüzdeki kanıtlarından birisi de Şapsığların hala yılda bir kez bunlardan
belirli bazılarının önünde toplanıp, dolmenin önüne yiyecekler götürüp
bırakmalarıda gösterilebilir.
Çocuğu olmayan kadınlar için....
Çocuğu olmayan kadını adıgeler nasipsiz
sayıyorlardı. Çocuk sahibi olması için belirli taşlık alanlara götürüyorlardı.
Topraklarımızda arkeologların bulduğu böylesi yerlerde var.
Nazar taşları
Eskiden taşları nazar deymesin diye de
kullanıyorlardı. Bunlar ortası delik ince yassı dere taşları idi. Bu taşları ev
girişlerine çocuğun beşiğine, yayıklara, evlerin köşelerine takıyorlardı.
5500 yıl öncesinden başlayarak günümüzde
bile kullanılıp insanlarımız tarafından farkına varılmayan taş aletlerde var.
Birşey ezmek öğütmek için kullanılan taş değirmenler ve taş tokmaklar. Pek çok
köyde hala böylesi taşlarla yiyeceklerimizi tatlandıran bjınıfşığu yapılmaya
devam ediyor.
TEVU Aslan
Arkeolog. Rusya Gazeteciler birliği üyesi, AC onursal kültür emekçisi.
Çeviri; AÇUMIJ Hilmi
Adıghe Makh 02-02-2013