Uzun yıllardır dünya siyasetinde yer alan, belirleyici olan ülkelerden
birisi. Tabiri caizse bu arenanın baş oyuncuları arasında olan bir ülke.
Türkiye’de Çerkesler arasında bir grup varki, söylemleri ile adeta Rusya
Federasyonunu kandırdıklarını düşünürler.
Çok temkinlilerdir, Çerkesya demekten vatanınımız ülkemiz için geri
dönmeliyiz demekten çekinirler. Bunu söylerlerse
Rusyanın kendilerine kapılarını kapatacağını sanırlar veya bunun böyle bir
şeye hizmet ettiğini söylemezlerse kimsenin anlamayacağını düşünürler.
Halbuki bu çok anlaşılırdır. Anlaşılır olmayan şey ise dile
getirilmemesidir. Bunun dile getirilmemesi alakasız bambaşka şüphelerin
doğmasına dahi yol açabilir.
Söylemlerinin temelinde Türkiyede
yaşayan bir kaç milyon Çerkesi geri döndürmek vardır. Bu geri dönüşün amacı
belli değildir. Söylemler muğlaktır.
Bazı şeyler bazen ima edilir.
Bu muğlaklık ve ketumluk ise politika olarak algılanır. 'Amaç' dile
getirilmeden, araç olan ‘Dönmek’ eylemi kutsanır.
Bu ise adeta Rusya Federasyonuna ‘devlet değilmiş muamelesi yapmak’ gibi
bir şeydir. Bu ülkenin siyasi yetkinliğini yok saymaktır. Hatta amacın belirtilmemesin
aslında bu hareketin daha şüpheli kılınmasına sebep verdiğinin aymazlığı ile
zarar verici nitelikler bile taşır.
***
‘Rusya’ya imkanlar çerçevesinde birkaç milyon insanın gelmesini istiyoruz.’
Sizce bu ifade RF. yönetimince nasıl
duyulur, değerlendirilir.
Niye, neden, ne amaçla bu bir kaç milyon kişinin geri dönüşü için
çalışacaksınız, bundan amacınız nedir? İlk akla gelen sorular.
‘Orada, kendi dillerinde eğitim alamıyorlar, ulusun Türkiyedeki kısmının
siyasi temsili yok. Orada kalırsak asimile oluruz, vs. vs.’ ise cevapmış gibi
sunulur.
Kendinizi Rusya federasyonun her hangi bir devlet kurumundaki herhangi bir
yetkili olarak düşünün, bunlar size hiç mantıklı gelen yanıtlar mı?
Böylesi bir çıkışın cevabı hazır; ‘Birkaç milyon kişiyi bir ülkeden
kaldırıp diğerine göç ettirmekten daha kolay değil mi yaşadıkları ülkede siyasi
mücadelelerini vermeleri.’, ‘ Tüm bu sebepler ortadan kalksa, Türkiye
demokratik bir ülke olsa, orada yaşayan Çerkeslerin tüm siyasi ve kültürel
hakları verilse geri dönmeyecekmisiniz?
Siz, eğer RF. devletinin en ufak bürokratı bile olsanız bu söylem üzerine nasıl
bir politika üretirsiniz. Aklınıza ‘Bunlar ne gibi şeyler karıştırmak
istiyorlar?’,‘Bunlar vasıtası ile Türkiye kendi içindeki bir sorunu
yatıştırıyor, bu halkın Türkiyedeki siyasi mücadelesini ortadan kaldıracak,
başka yönlere sevkedecek politikalar üretiyor’ diye gelmezmi?
Veya, ‘Türkiye bir kaç
milyon Çerkesi buraya yönlendirerek Turan yolunda ilerleme planları güdüyor’
gibi şeyler gözünüzün önünde canlanmaz mı?
***
Aslında yapılması gereken şey sadece niyetinizi direk söylemektir. Yoksa
muhatapların bambaşka şeyler düşünmesine sebep verebilirsiniz.
Biz «Çerkeslerin vatanlarında birliklerini sağlamalarını arzuluyoruz.
Çerkeslerin vatanları olan Çerkesyada yaşamaları arzumuz. Çerkesyanın yeniden
kurulmasını arzuluyoruz. Çerkeslerin Çerkesyada toplanıp Rusya Federasyonu
içerisinde bir Çerkesya Cumhuriyeti kurmasını arzuluyoruz. Rusya federasyonunu
oluşturan parçalarla eşit haklarda bir devlet kurmak istiyoruz. Bunun Çerkes
halkının yararına olduğu kadar Rusya halklarınında yararına olduğuna
inanıyoruz. Her ulusun en doğal hakkı olan vatanında yaşama hakkından
faydalanmak istiyoruz.»
Bunları söylemek çok mu zor?
Elbette zor değil. Ama eğer Rusya federasyonu yöneticilerini saf, politikadan
siyasetten anlamayan insanlar olarak algılıyorsanız buna gerek duymazsınız.
Aslında Türkiyenin Pantürkist yayılma eyilimi gösteren hiç bir yapısı ile
alakasız olduğunuzu belirtmek, Sadece Çerkesya’nın Çerkeslerin iyiliği için
çabaladığınızı söylemek bu muğlaklığı ortadan kaldırmaya hizmet etmez mi?
Böylece, Rusya federasyonu yetkilileride ne ile karşı karşıya olduklarını
daha iyi anlamazlar mı? Aslında ‘hiç gereği olmayan kaygılar beslemek zorunda
olmalarından’ bu, daha iyi değil mi?
***
Eğer Rusya federasyonunda yaşamak için gerekli müracaatları yaptıysanız
bilirsiniz; Sizinle oturma izninizin verilmesi aşamasında genelde bir mülakat
yapılır.
Sorulan şeyler arasında ‘Pantürkist, Turancı akımlarla ilişkiniz varmıdır’
gibi bir soru da yer alır. Bu elbetteki anket
kağıdında yer almaz. Şifaen sorulur.
Size aslında bu soru çok mantıksız gelir. Şövenist, sizin milletinizi
tamamen yok sayan, çoğu zaman bir Türki boy farzeden böylesi bir anlayışla hiç
alakanız olmadığını bunun ne kadar saçma bir soru olduğunu düşünürsünüz.
Adıgey’deki bir güvenlik görevlisinin ‘Siz Turancımısınız?’ sorusu ilk
başta mantıksız gözükür.
Fakat aslında son derece mantıklıdır. Çünkü bu güne kadar amacını
söylemekten imtina eden ‘dönüşçü’ zevat muğlak tutumları ile devletin böylesi
bir kaygıya sahip olmasına vesile olmaktadır. Kısaca yukarıda değindiğimden bir
daha bunu açmaya ihtiyaç hissetmiyorum.
***
Uzun lafın kısası, ben dönüşçüyüm diyenlerin gerçekten amaçlarını
söylemeleri dile getirmeleri gerekiyor. Çünkü
ne Rusya devleti ne de Türkiyede yaşayan Çerkesler saf ve akılsız
değiller. Dönüş diye bir felsefenin olmadığını bunun başka bir şeye hizmet eden
araçtan başka bir şey olamayacağını anlamayacak derecede olan kimse yok
Bu yüzden bu aracı amaç gibi göstererek amacınızı saklamaya çalışmanın hiç
alemi yok. Çünkü kafalarda ‘bu neyin aracı’ sorusunu doğurmanın bize hiç bir
faydası yok.
Yoksa, Adıgeyde bir devlet görevlisinin sizinle oturma izninizin çıkması
aşamalarında ‘Turan davası, Pantürkizm
bilmemnesi ile’ ilişkileriniz olup olmadığına dair mülakatı ile
karşılaşırsınız.
Hissederseniz ki RF. Türkiye’nin sizin vasıtanızla sizin vatanınıza müdahil
olması ihtimalini de değerlendirmektedir.
Dönüş neyin ‘aracı, aleti’ net olarak ortaya koymaksa en doğru davranıştır.
AÇUMIJ Hilmi