Vatan sevgisi hoş bir şey. Milleti millet yapan şeylerin başında vatan
sevgisi gelir. Tüm milletimiz bir arada yaşasa bile eğer onları bir arada tutan
bir vatan sevgisi-ortak gelecek kaygısı yok ise ulus-millet olma anlamında
gereken noktada değiliz demektir.
Türkiyede vatanından kopmuş-kopartılmış bir şekilde yaşayan diasporanın her
bir ferdi hayatında pek çok defa, akşamları yatağına yattığında vatan hayali
kurmuştur. Kendi ülkesi kendi vatanı için hayal kurmamış hiç umut etmemiş ‘ben
çerkesim, ben adıgeyim’ diyen fert yoktur herhalde.
***
Diasporadaki bir çerkes için vatan sevgisinin sonu vatana kavuşmak
arzusudur.
Pek çok arkadaşımız, dostumuz zaman zaman bu arzularını nasıl
gerçekleştirecekleri hakkında sorular soruyorlar.
Hepsine ayrı ayrı cevap vermektense burada tek bir seferde benim gördüğüm
kadarı ile durumu açıklayayım istedim.
***
Elinde güzel sermayesi veya Türkiyeden geçinmesini sağlayacak gelire
sahip olanlar için bir şeyler söylemeyeceğim. Onlar zaten işlerini bilirler.
Ayrıca düşünecekleri çokta şey yoktur. Türkiyedeki bir yerde yaşamakla burada
yaşamak arasında onlar için öyle çokta büyük fark yoktur.
Türkiyede geçinecekleri para ile burada da geçinirler. Örneğin ellerindeki
sermaye ile Türkiyede oto galerisi açmak için kaç para lazımsa burada da aşağı
yukarı o kadar para lazımdır.
Yani öyle çok karmaşık bir şey yok.
***
Elinde tek atımlık barutu olanlar içinse durum işin doğası gereği biraz
daha zordur. Kentte (Mıyekuape) iki odalı daire fiatları en az 50 bin dolardan
başlar köylerde ise bu 10, 20 bin dolara kadar düşer.
İşyeri, dükkan satın almayı düşünüyorlarsa da bu aşağı yukarı aynıdır.
Bunlardan daha kolay, basit ve daha az sermaye veya hiç sermaye istemeyen işlerse
tüm ülkelerdeki gibi göçmenlere mahsus işlerdir.
Çay ocağı, döner tezgahı işletmek, dolmuş şoförlüğü, sıvacılık, fayans
ustalığı vs. vs.
Bu işlerin birilerini çok zengin ettiği görülmemiştir. Dünyanın her yerinde
genellikle göçmenlere ait işlerdir. Bu ülke içi göçlerde bile nerde ise
böyledir.
Örneğin Trabzondan İstanbula göç eden bir köylü içinde diploması sermayesi
yoksa aynı şeyler geçerlidir. Sizinde dil bilmediğiniz için diplomanız aslında
yok gibidir.
Hele, hele Türkiyeden kalkıp buraya gelmiş birisi için eğer elinde sermaya
yoksa (veya sermayesi sadece başını sokacağı bir yer satın almaya yetiyorsa)
yapabileceği işler bunlardır.
Türkiyeden buraya gelmek isteyen kişi maddi olanaklarını en iyi kendisi
bilir. Benim şahsi tavsiyem tek atımlık baruta sahipse, buraya gelmeden önce
Türkiye’de bir kurulu düzeni varken ön hazırlık yapmalı. Örneğin bir fayans
ustasına rica edip gerekirse bir kaç ay, gerekirse daha uzun süre onunla
çalışıp fayans dizebilecek beceriyi edinmelidir.
Veya ne bileyim, minibüs kullanmasını sağlayacak ehliyete sahip olmak için
kursa gitmelidir. Örneğin Mıyekuape’de
bir aileyi aç bırakmayacak en kolay çalışmaya başlayabileceği, Mıyekuapeden
ayrılmadan yaşamasına sağlayabileceği iş dolmuş satın almaktır.
Dolmuş satın alacak 8-10 bin doları var ise bir hafta sonra işe başlaması
gayette mümkündür. Tabii bunun için gerekli olan şey aynı zamanda dolmuş
ehliyetidir. Burada bu ehliyeti almak için gideceği kurs ise Ruscadır. Türkiyede
yapması gereken bu basit şeyi burada daha zor elde eder.
Kısacası, tek atımlık baruta sahip olanların Türkiyede iken buna önceden
hazırlanmaları, kendileri için çok daha iyi olanıdır.
***
Bazı arkadaşlar ise öğrenci olarak gelmeyi düşünüyorlar.
Onlara da söyleyebileceğim şey, buraya geldiklerinde eğer aileleri
öğrenimlerini maddi olarak karşılayamayacak durumda ise işlerinin çok zor
olduğu.
Yok aileleri maddi olarak eğitimleri dönemince onların yüklerini kaldıracak
durumda ise zaten problem yok. Geriye kalan tek şey gerçekten okumaları.
***
Ayrıca buraya geldiklerinde kendilerine ne gibi yardımlar, destekler
verildiği hakkında da sorular soranları çıkıyor.
İşin doğrusu, ne ben nede başka biri Türkiyeden gelmiş kişiye gerçek
anlamda bir destek olacak durumda değiliz. Bazıları, belki bir yada iki kişiye
destek olabilirler. Fakat bu da her geleni doğal olarak kapsayamaz.
Köylünüz eşiniz, dostunuz, akrabanız dahi burada bulunuyorsa size
olabileceği destek öyle çok büyük değildir. Belki bir kaç gün misafir etmek,
belki evraklarınızı çıkartmanızda bir kaç gün sizinle ilgili devlet
kuruluşlarına gelmek.
Maddi olarak ise öyle destek olacak birilerini muhtemelen bulamayacaksınız.
Belki kendilerine ait iş yerlerinde bir iki kişiyi çalıştıracak birileri
olabilir. Ama onlarda üçüncü, beşinci kişiyi çalıştıramazlar. Nedenleri de
malum.
Devletin ise ayrıca bir yardımı-desteği falan yoktur. Evrak işleri
sırasında Adıge olduğunuz için diğer müracaat edenlerden bazı avantajlarınız
vardır. Aslında hiç azımsanmayacak bir şeydir de bu. Ama işin doğrusu gerekli
olana kıyasla evrak işinde dahi öyle büyük-kayda değer bir destek yoktur.
Devletin verdiği en büyük destek oturma izni aldıktan sonra size
karşılıksız (evrak masrafları karşılığında, genelde şehrin bir kaç kilometre
yakınında yurtdışından gelmiş Adıgelerin yerleştiği Mefehable isimli köyde ev
yapacağınız) arsa vermektir.
***
Devletin desteğinin artması, evrak işlerinin ortadan kaldırılması gibi
konularda Adıge Xase dahil olmak üzere toplumsal pek çok hareket oldukça uzun
süredir taleplerde bulunmakta, Rusya Federasyonun gerekli hukuki düzenlemeleri
yapması için uğraş vermektedir.
RF.’nun ülkesi dışında yaşayan ülkedaşları için çıkarttığı kanunlarda
vardır (*). Fakat günümüze kadar bu kanundan faydalanabilmenin şartları ne
yazık ki hem vatan hem diaspora ayağında gerçekleştirilmemiştir. Ayrıca bir tek
Adıge’nin bile günümüze kadar faydalanamadığı-faydalanmadığı bu kanunun dahi
yeterli olmadığı ve daha uygulanabilir hale getirilmesi istemleride vardır.
Bütün bunlar çözümlenene kadar var olan, geri dönüş yolunda karşılacağınız
şeyleri kısaca yukarıda anlatmaya çalıştım. Bunların çözümlenmesini bekleyip
sonra gelmeyi düşünmek ise çözüm değilidir. Var olan durumdan son noktaya kadar
faydalanmalıdır. (**)
Zaten şu an burada yaşayan diaspora doğumlularında yaptığı budur.
Kısaca, geri dönüşünüzde size en çok destek olacak, yardım edecek kişi şu
an itibariyle sadece sizsiniz.
Eğer sermaye olarak hazırlanamıyorsanız, en az altı ay dişinizi sıkıp
Türkiyede halk eğitime mi gidersiniz, birisinin yanına girip mi çalışırsınız,
kursa gidip saç kesmesini mi öğrenir, minibüs kullanmasını mı öğrenirsiniz
bilmiyorum ama bildiğim şey diplomasız, dilsiz çalışabileceğiniz bir iş
öğrenmelisiniz.
Bunun için üç ay gerekiyorsa üç ay, altı ay gerekiyorsa altı ay dişinizi
sıkmalısınız. Çünkü sizin yerinize hiç kimse çalışamaz, sizin
yapabileceklerinizi kimse sizin yerinize yapamaz. Kendi durumunuzu kendiniz
biliyorsunuz. Değerlendirmenizi de ona göre yapmalısınız.
***
Ben öyle; ‘Gel, gel burası vatan, gerekirse aç yatarsın ne olacak ki’ falan
demekten hoşlanmıyorum. Hiç te aç yatmaya, sokakta kalmaya gerek yok.
Böyle bir duruma düşmek istemiyorsanız, ki bende istemiyorum, yukarıda
yazdıklarımı lütfen gözönüne alın.
Türkiyedeyken belli bir düzeniniz varken yapabileceğiniz böylesi çokta zor
olmayan ön hazırlıklar burada sizin sokakta yatmanıza, aç kalmanıza açıkta
kalmanıza engel olabilir.
Yok illa; «vatan elde etmek kolay değil, biraz aç açıkta kalayım»
diyorsanız, yazdıklarımı kaale almayın boş verin gitsin...
(*) Konu ile ilgili olarak bknz;
(**)Konu ile ilgili olarak bknz;
AÇUMIJ Hilmi