Birbirinden
farklı ama özünde aynı konuyu içeren çeşitli temalarda yoğun sayılacak bir
tempoda çalışıyorum. Çabalarımı neticelendirdiğimde ortaya koyacağım ürünlere
talep olup olmayacağını bilmiyorum.
Çalışıyorum
dediğimde ‘para kazanıyorum’ anlaşılmasın. Geçtiğimiz yılın bahar aylarından
itibaren işsizim. İşsizken, vaktim bolken bu konulara eğileyim dedim.
Kendi kendime
yılbaşı tatili verdim.
Uzun zamandır bloğumu ihmal etmiştim. Bu günlerdeki aktifliğim, yılbaşı dinlencem, başınızı bu yüzden ağrıtıyorum.
Uzun zamandır bloğumu ihmal etmiştim. Bu günlerdeki aktifliğim, yılbaşı dinlencem, başınızı bu yüzden ağrıtıyorum.
***
Adıgey’de gerçekten Türklerde yaşıyorlar.
Tatar, Kazak, Özbek
vs. anlamında değil, Türkiyeli, zamanında Osmanlıdan gelip buraya yerleşmiş Türklerden
bahsediyorum.
Çoğu tamamen
Adıge olmuş halde.
Birbirlerinden uzak
ve dağınık halde iki üç Adıge köyünden birisinde yaşayan en fazla bir iki hane
olan Türkler.
Aralarında Türkçe
bileni (en azından benim tanıdıklarım içinde) yok.
Bir tanesi ile
üniversitede okurken tanışmıştım.
Zamanında doğu Çerkesyadan Kabardeyden, İdareyden, Besleneyden,
Cılağesteneyden vs. batı Çerkesyaya yerleşmiş olan Hacretlerin kurdukları köylerden
birisinde yaşıyordu.
Gencecik, güzelmi
güzel, hanım hanımcık, elinden yüzünden Adıgelik damlayan bir kızkardeşimizdi.
Adıge Dili Edebiyatı
bölümü öğrencisiydi.
Hem doğu hem batı
Çerkescesinin tüm şivelerine hakimdi. Türkçesi ise aynı annesi babası gibi sıfırdı.
Ama ‘Türküm ben’ de derdi.
Türkiyeden gelmiş
bekar arkadaşlarımızla, kardeşlerimizle onu bir kaç defa tanıştırmışlığım da
vardı.
Böylesi hanım
hanımcık bir kızkardeşimizin tanıdığım bildiğim birisi ile evlenmesine vesile
olurum ümidine sahiptim.
Tanıştırdıklarım
ise O’nun Türk olduğunu öğrenince hemen burun kıvırıyorlardı.
Şimdi nadiren
sokakta falan karşılaşıyoruz. Buralı bir Adıge delikanlı ile evlenmiş mutlu
mesut yaşıyorlar...
***
Birde Kazancı var.
Bizim
dönüşçülerin çoğu zalimlik yapmayı da becerebiliyor be...
Kazancı
Krasnodara yakın Adıge köylerinden birisine zamanında yerleşmiş bir Türkün
torunu. Anası babasıda türkçe bilmeyen iyi niyetli temiz bir delikanlı.
Ekmeğini taştan çıkarıyor
denilen insanlardan. Eski model bir taksisi var, serbest (kaçak) taksicilik
yapıyor. Karpuz zamanı köylerden otomobilinin bagajını dolduracak kadar karpuz
alıp bir köşebaşında satar. Kabak zamanı olunca kabak peşindedir.
Çalışkandır çalışkan....
Gün içinde boş
zamanlarında Türkiyeden gelip vatanına
yerleşmiş olan Adıgelerin takıldığı büfelerin önüne falan takılır.
Kendisini bir şekilde Türk saydığı için Türkiyeden
gelenlere yakınlık duyar.
Türkiyeden
gelenlerden duya duya öğrendiği taş patlasa 20 kelimeyi geçmeyecek Türkçesi ile
bir şeyler söyler....
Biz bazen çok
zalimiz be... Kazancıya burun kıvırırız. Hemen hemen hiç Çerkesçe bilmeyenlerimiz bile Kazancıyı görünce aniden (güya) Çerkesçe konuşur.
Bu zalimlik
değilde nedir....
İşin doğrusu Kazancı
da bazen (bilmediği Türkçesi ile) kabak tadı verir.
***
Buraların Osmanlı
Türklerinden bahsedince aklıma rahmetli Çakmakçı geldi.
Allah rahmet
etsin. Adam gibi adamdı, Adamın dibi derler ya, öyle birisiydi. En azından
benim tanıdığım kadarıyla öyleydi. Ama bazıları öyle olmadığını düşünmüşler. Doğrusunu
Allah bilir.
O Adıgeyli
değildi, Abhazyalıydı. Abhazya Kurtuluş savaşına iştirak etmiş bir gaziydi.
Benim tanıdığım kadarıyla; pek çok Abazadan çok Abhazya sevdalısı aynı zamanda pek çok Çerkesten fazla da Çerkesya sevdalısıydı.
Türklüğünden de müslümanlığından da ödün vermezdi, göğsünü kabarta kabarta 'Türküm, müslümanım' derdi.
Benim tanıdığım kadarıyla; pek çok Abazadan çok Abhazya sevdalısı aynı zamanda pek çok Çerkesten fazla da Çerkesya sevdalısıydı.
Türklüğünden de müslümanlığından da ödün vermezdi, göğsünü kabarta kabarta 'Türküm, müslümanım' derdi.
Savaştan çok
sonra, birkaç yıl önce Gagra’da pusuya düşürülüp şehit edildi. Beş vakit
namazındaydı. Allah bilir, kim niye vurdu.
Şakacıydı da; ‘Fevzi
Çakmak benim vunekoşum olabilir mi?’ diye sorardı. Allah rahmet eylesin.
Bazen bizde,
vatanına dönmüş olanlarda bu konularda zalimiz be, böylesi insanları
anlamıyoruz, farkında olmadan kalplerini kırıyoruz....
AÇUMIJ Hilmi