Dilin yaşama
etkisi çok güçlüdür.
Onunla düşünür, kenidimizi onunla gösterir-tanıtırız.
Dedenizi,
ninenizi, Çerkesçeyi çok iyi bilen akrabalarınızı gözünüzün önüne getiriniz.
Konuşurlarken ne
kadar vakurlardı hatırlayınız....
Ellerini kollarını sallamazlardı....
Anlatmak
istediklerini, cümlelerini güçlendirmek istediklerinde elleri kolları
oynamazdı.
Kullandıkları
sözlerin ahengi, cümlelerine elleri kolları ile katabilecekleri şeylerden çok
daha güçlüydü...
Bunlara o gücü ve
vakur tavrı sağlayan şey ise dilimizdeki seslerin yapısıydı....
Kelimelere
kattıkları gücü, hiç bir el kol hareketi katamazdı....
Örnek olması
için....
KU kelimesini her
biriniz biliyordur.... Araba demek.....
Bu kelimeyi
oluşturan ‘KU’ hecesi aynı zamanda kelimelerin içerisinde yer alabilen ‘KU’
make degusudur (aynı zamanda мэкъэ Iужъу)
ИКУ kelimesi ise genelde tek hece olarak okunan ‘arabası anlamına gelen’
sözcüktür....
Örneğin Türkçede ‘Onun
Arabası’ ifadesine vurgu yaparak ‘size lazım olmadığını’ belirtmek isterseniz
şunları yapmanız gerekir;
‘Elinizi boşver anlamında salladıktan sonra’ Onun arabası bana lazım değil! dersiniz..
Bunun Çerkescesi
ise; Aщ и-ку сэ си-щы-кIа-гъэп. Cümlesidir.
Bu cümle
içerisinde yer alan normal hallerde ‘KU’ мэкъэ Iужъу olarak seslendirmemiz gereken
‘KU’ hecesine vurguyu yüklediğimizde ELİMİZİ SALLAMIŞ gibi oluruz....
Yukarıdaki çerkesçe cümleyi ‘KU’ ya vurguyu
yükleyerek bir daha, bir daha okuyunuz... Dilimiz ne güzel değil mi?
Dilimizdeki bu ifade zenginliği çoğu zaman elimizi kolumuzu oynatmamıza gerek
bırakmaz.
Kelimelerimizin bu
vurgulama yeteneği dilimizin en güzel özelliklerinden birisidir.
Atalarımız,
konuşurken ellerini kollarını sallamadan vakur duruşlarını muhafaza ederek
meramlarını dilimizin bu vb. güzellikleri sayesinde eksiksiz
aktarabiliyorlardı.
Birde şu kelimeyi
okuyunuz, Iэхъу-лъэхъу, Hayran olunası bir güzellik «ХЪУ» sesini gerektiği gibi ‘Make
degu olarak’ okuduğunuzda olağanüstü.
Hangi dil iki elini iki yana açmadan böylesi güzel bir şekilde ‘ferah, geniş’ diyebilir.
Hangi dil iki elini iki yana açmadan böylesi güzel bir şekilde ‘ferah, geniş’ diyebilir.
Bu zenginlikten
gelecek nesillerimizi mahrum etmeye hiç hakkımız yok.....
Uzun lafın kısası
"мэкъэ Iужъу"ların zaman zaman hece zaman
zaman мэкъэ Iужъу olarak söylenebilmeleri dilimizi çok işlek kılıyor.
Günümüzde de bu
sesler dilimizde gayet canlı olarak yaşarlar....
Allah’a şükürler
olsun ki yazın dilimiz de dilimizin bu zenginliğini yaşatıyor....
Bu değişkenlik,
kelimelerimizdeki bu seslendirmeler dilimizi diğer pek çok dilden farklı
kılıyor....
Bu seslerimiz
varlar, var olacaklar, var olmalılar.... Bu sesleri dünya üzerinde yok
edebilecek tek merci dilin kendisidir.
AÇUMIJ Hilmi....